Savcı Öz'den 3 sayfalık açıklama
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) hakkında inceleme yapılmasına karar vermesinin ardından dün akşam Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı vekilliğine atanan Savcı Zekeriya Öz yazılı açıklama yaptı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan ve
kamuoyunda 'Yolsuzluk' operasyonları olarak adlandırılan
soruşturmalardan sonra şahsıma yönelik olarak başlatılan ve dozu
her geçen artarak adeta bir itibarsızlaştırma kampanyasına
dönüştüren saldırı boyutuna ulaşan yayınlar nedeniyle HSYK'dan
aldığım yazılı izin doğrultusunda aşağıdaki hususlarda kamuoyunun
bilgilendirilmesi zorunluluğu doğmuştur"
Öz, 3 sayfalık ve 10 maddelik yazılı açıklamasında şunları
belirtti: Hakkımdaki bu iddialar Sayın Başbakan tarafından
açıklanmadan önce Yüksek Yargı kökenli olan, daha önceden
tanıştığım ve saygı duyduğum iki kişi bizzat Sayın Başbakan
tarafından bana gönderilmiştir. Bursa'da bir otelde görüştüğüm bu
kişiler Sayın Başbakan'ın bana çok kızgın olduğunu, hakkımda ağır
laflar ettiğini, bir mektup yazarak kendisinden özür dilemem
gerektiğini, hükümete yönelik soruşturmaların derhal
durdurulmasını, aksi takdirde zarar göreceğimi ve bunun
sonuçlarının benim için ağır olacağını, emniyete neden gittiğimi,
bunun herkesi çok kızdırdığını söylediler. Tehdit niteliğindeki bu
haberi getiren kişilere, soruşturmanın benim dışımda vicdanları ve
kanunlar çerçevesinde görev yapan savcılar tarafından
yürütüldüğünü, kaldı ki kuvvetli deliller nedeniyle bir çok
şüphelinin tutuklandığını, kuvvetli deliller bulunduğunu, emniyet
müdürlüğüne yeni atanan personelin şüphelilere sorulmak için
hazırlanan soruları değiştirdiği yolunda bir ihbar yapılması
üzerine gittiğimi ve sorulacak soruları kapalı zarf içinde mühürlü
olarak teslim aldığımı, başıma gelecek en kötü şeyin ölüm olduğunu,
görevim nedeniyle ölmem halinde de görev şehidi olacağım için bunun
benim için şeref olduğunu ifade ettim. Bu cevabımdan sonra çok
zarar göreceğim bana söylendi."
"ŞAHSIMA YÖNELİK YIPRATMA KAMPANYASINA BAŞLADI VE HALEN BU
SALDIRILAR DEVAM ETMEKTEDİR"
"Daha sonra kamuoyunda 2. Yolsuzluk operasyonu olarak
isimlendirilen dosyada ilgili savcılarla görüşerek bu soruşturmaya
müdahale etmem gerektiğini, işin farklı boyutlara kaydırılmasını,
bu konuda yardımcı olmam gerektiği söylendi. Ben de o soruşturmadan
bilgimin olmadığını, soruşturmanın TMK 10. maddesi ile yetkili
Başsavcı vekilliği tarafından yürütüldüğünü belirttim. Bu
görüşmeden bir gün sonra Sayın Başbakan tarafından şahsıma yönelik
gerçek olmayan iddialar dile getirildi. Bazı basın yayın organları
da bundan sonra şahsıma yönelik yıpratma kampanyasına başladı ve
halen bu saldırılar devam etmektedir. Bu konuda gönderdiğim
tekzipler de yayınlanmamaktadır."
"TAYİNİMİN ÇIKARILMASI ÜZERİMDEKİ BASKININ ARTACAĞINI
GÖSTERMEKTEDİR"
6. Bu görüşmeden sonra tarafıma tahsis edilen koruma aracı önceden
hiç bir tebligat yapılmaksızın, bilgi verilmeksizin ve gerekçe de
gösterilmeksizin 6 Ocak 2014 tarihinde alınmıştır. Yürüttüğüm
Ergenekon soruşturmasında aldığım sayısız tehditler nedeniyle
tarafıma tahsis edilen koruma aracının alınmasından sonra, şahsımın
ve ailemin başına gelebilecek her türlü olayın sorumlusu bu usulsüz
işlemi yapanlardır.
7. Hakkımdaki asılsız haberleri yayınlama konusunda öncülük yapan
bazı gazetelerin sahiplerinin kamuoyunda 2. Yolsuzluk operasyonu
olarak isimlendirilen soruşturma kapsamında tüm mal varlıklarına
mahkeme kararıyla tedbir konulmuş olması, aslında bütün
yapılanların nedenlerini ortaya koymaktadır.
8. Tüm bunların yaşandığı günlerde çıkan asılsız basın haberlerine
dayanılarak hakkımda başlatılan inceleme daha sonuçlanmadan, aynı
gün tayinimin çıkarılması üzerimdeki baskının artacağını
göstermektedir.
9. Ümraniye'de bir gecekonduda yakalanan el bombaları üzerine
başlayan Ergenekon soruşturması nedeniyle bugüne kadar şahsımın ve
tüm ailemin maruz kaldığı tehditlere bugün yenilerinin eklenmesinin
ve bunun Ergenekon terör örgütünün ve faaliyetlerinin büyük oranda
deşifre edilmesinin sağladığı huzur ortamında, varlığını her geçen
gün güçlendirerek sürdüren kesimlerden gelmesini aziz milletime
havale ediyorum.
"HATIRALARIMI YAZMAYA BAŞLADIĞIMI BELİRTİRİM"
10. Bu yaşananlardan sonra Ergenekon soruşturmasını yürüttüğüm
sırada gerek doğrudan, gerekse dolaylı olarak şahsıma iletilen
ancak yerine getirmediğim için husumet beslenen hukuka aykırı
taleplerle ilgili hatıralarımı yazmaya başladığımı belirtirim.
"BUGÜNE KADAR 22 KEZ YURTDIŞINA ÇIKTIĞIM İSPATLANIRSA
MESLEĞİMDEN AYNI GÜN İSTİFA EDECEĞİMİ İLAN EDİYORUM
"1-) Önce Sayın Başbakan tarafından basın mensuplarına açıklanan
sonrasından da bazı gazeteler tarafından yayınlandığı üzere bugüne
kadar 22 kez yurtdışına çıktığım hususu kesinlikle gerçek dışıdır.
Bu konuda gerçek bilgiler hakkımda 2802 sayılı kanun gereğince
soruşturma yapma yetkisine sahip HSYK tarafından ortaya
çıkarılacaktır. Eğer iddia edildiği gibi bugüne kadar 22 kez
yurtdışına çıktığım ispatlanırsa mesleğimden aynı gün istifa
edeceğimi ilan ediyorum. İddiaların asılsız çıkması halinde aynı
erdemli davranışı bana bu tür suçlamaları yapanlardan da
bekliyorum."
2-) Bir kişinin yurtdışına giriş-çıkış kayıtları devletin resmi
kurumlarında muhafaza edilen ve ancak bir soruşturma sırasında
sorgulanabilecek kayıtlardır. Hakkımda herhangi bir adli ya da
idari soruşturma bulunmayan dönemde usulsüz ve yetkisiz olarak
yurtdışı giriş ve çıkış kayıtlarının sorgulandığı ve bunun
neticesinde kişisel veri niteliğindeki bu bilgilerin (üstelik
kesinlikle yanlış olarak)sayın Başbakan'a iletildiği ve sayın
Başbakan tarafından da basın mensuplarına açıklandığı gazete
haberleriyle ortaya çıkmıştır. TCK'nın 134,136,137 ve 257.
Maddeleri kapsamında suç teşkil eden bu eylemlerden dolayı gerek
yetkisiz olarak sorgulama yapan kamu görevlileri gerek bunları
yetkisiz olarak açıklayanlar hakkında yasal yollara
başvuracağım."
3-) Devletin resmi kayıtlarında bulunan bu belgelerin bile
kamuoyuna abartılarak ve yanlış şekilde açıklanması sadece görevimi
hukuka uygun olarak yapma gayreti içinde olduğum için tarafıma
yöneltilen husumetin boyutunu gözler önüne sermektedir.
4) 16-22 Ekim tarihleri arasında Dubai'de tatil yaptığım ve bunun
77 bin 500 TL bedelini Ali Ağaoğlu isimli işadamına ödettiğim
hususu da gerçek dışıdır;
a) HSYK tarafından yapılacak soruşturmada yurtdışı giriş çıkış
kayıtlarım sorgulandığında da anlaşılacağı üzere ailem ve bir
meslektaşım ile birlikte Dubai'deki otele giriş tarihim 17 Ekim
2013, çıkış tarihim ise 20 Ekim 2013 tür. Bu yurtdışı seyahati
kendisi ile 5 yıldır tanıştığım ve samimi dostum olan Halil İbrahim
Demirhan tarafından organize edilmiştir. Halil İbrahim Demirhan,
uzun yıllar Dubai'de yaşayan ve bu ülkede tanındığını ve
sevildiğini bildiğim bir işadamıdır. Bugüne kadar kendisinin benden
adli konulara ilişkin herhangi bir talebi olmamıştır.
Konunun iddia edildiği gibi yolsuzluk operasyonu olarak bilinen
soruşturmanın şüphelilerinden Ali Ağaoğlu ile bir ilgisi
bulunmamaktadır. Gerek seyahat öncesi gerekse sonrasında kendisi
ile herhangi bir görüşmem olmamıştır.
b) Dubai'de karşılanmamız ve şehirde dolaştırılmamız Halil İbrahim
Bey'in kardeşi İdris Demirhan tarafından yapılmıştır.
c-)Uçak biletleri tarafımdan nakit para ile bir seyehat
acentasından alınmış, geziye daha sonradan katılmaya karar veren
çocuğumun uçak bileti ise kendisine ait kredi kartı ile
alınmıştır.
d- Gezinin tüm masrafları tarafımdan ve geziye benimle katılan
meslektaşım tarafından ödenmiştir.
e-) İddia edildiği gibi otelde oda servisi olarak yediğimiz
herhangi bir yemek bulunmamaktadır. Oteldeki ücretlere sabah
kahvaltısı dahil olup bunun dışında kaldığımız 3 gün boyunca otelde
sadece bir öğün yemek yenilmiştir.
f-)Otel ücreti basına abartılı olarak yansıtıldığı şekilde
değildir. Gezinin maliyeti uçak biletleri dışında ailemle birlikte
şahsım için 4 bin 250 Dolar, meslektaşım ve ailesi için 3 bin 500
dolardır. Bunlara ilişkin bilgi ve belgeler yapılan inceleme
sırasında ibraz edilecektir.
h-) Gazete haberlerinde verilen fatura vb.. belgeler gerçek dışı
olup ne şekilde temin edildiği soruşturma sonunda ortaya
çıkacaktır. Henüz yurtdışına çıkmadığım ve yurda döndükten sonra
otelde kalmam fiilen imkansız olduğuna göre bu belgeler gerçeğe
aykırıdır. ve şahsımı yıpratmak için sonradan temin edilmişlerdir.
Kanunla kendilerine verilmiş görevleri yapmaları gereken kurumlar
ve bunların yöneticilerinin işlerini bırakarak bizzat bu tür
belgeleri temin ile uğraşmaları ve bazı medya organlarına servis
etmeleri de dikkat çekicidir."
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da haksızlıklar karşısında
yılmayacağımı, hukuka uygun olarak haksızlık, hukuksuzluk ve
yolsuzlukların üzerine korkmadan gideceğimin herkes tarafından
bilinmesini istiyorum. Kamuoyuna saygıyla arz ederim. Zekeriya
Öz."
Yorumlar