Safranbolu'dan kritik iklim değişikliği mesajı

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın düzenlediği Uluslararası Safranbolu İklim Değişikliği Konferansı sürüyor.

Google Haberlere Abone ol
Safranbolu'dan kritik iklim değişikliği mesajı

Karabük Kültür Merkezi’nde üç gün boyunca süren Uluslararası Safranbolu İklim Değişikliği Konferansı, son gününde açılış konuşmaları ve Paris Anlaşması’na ait Safranbolu deklarasyonunun kabulü ile devam etti.

Programın üçüncü ve son gününde açılış konuşmasını oluşturan EİT Sekreteryası Genel Sekreter Yardımcısı Seyed Jalaledin Alavi, EİT’in üyelerini ve iş yapısını anlattı. EİT’in bölgesel ve hükümetler arası kocaman bir kurum olduğunu anlatım eden Alavi, “İklim değişikliği konusunun EİT branşında çok çok mühim olduğunu bir kere daha belirtmek isterim. EİT bölgesel ve hükümetler arası bir kuruluştur. Farklı üyelerimiz var. Batı’da Avrupa ile sınırlarımız var. Doğu’da Çin’e kadar uzanan bir bölgede, kuzeyde Rusya Federasyonu ve güneyde Basra Körfezi’ne kadar uzanan coğrafyada temsilcilerimiz var. mühim üyelerimiz var. 8 milyon kilometre bir bölgeye hitap ediyor. Bu alanda 240 milyondan çok şahıs yaşıyor. O nedenden en kocaman bölgesel bir blok niteliğindedir dünyada EİT. EİT çok çok kapsamlı bir bölgesel kuruluştur. Uluslararası profili de artmaktadır. Uluslararası toplumun da karşılaşmış bulunduğu zorluklarla da karşılaşmaktayız. Küresel kurda etkilenme bizi de etkilemektedir. EİT genişledi ve birkaç yurt daha katıldı. Bir arada çalışarak netice odaklı stratejiler ve yeni ortaklık çerçeveleri geliştirilmektedir. EİT’nin hükümetler arası bir platform şekilde bu bölge için üstlenen bulunduğu rol, kilit küresel oyuncular ve kurumlar yönünden kabul görmüştür.

Küresel etraf zorlukları ve küresel zorluklar her süre EİT branşında bölgesel işbirliğini gerektirmiştir. İklim koşullarındaki değişiklikler, nüfus, ekonomik gelişme ve bitkisel kaynaklar üstünde artan baskılar ve bununla beraber bölge genelinde sosyal ve ekonomik eşitsizlikler, muhtelif hudut aşmış çevresel zorlukları da birlikte getirmiştir. Bu zorluklar tıpkı sürede su, hava kirliliği, ormancılık, biyoçeşitlilik ve ekosistem konularıyla ilgili sorunlarla da ilişkili olmuştur EİT bölgesinin tabanında. Bu bağlamda EİT organ devletlerinin çevresel şekilde sağlam mekanizmalarının geliştirilmesi ve bu beraber zorlukların üstesinden gelmek ve bu beraber zorlukları ortadan kaldırmak için yenilikçi çözümlerin oluşturulması bizim için öncelikli görevlerimizin başında yer almaktadır” dedi. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk ise, iklim değişikliğinin dünyanın geleceğini tehdit ettiğine dikkat çekti. EİT’in 5. değerlendirme raporunun bu gerçeği açık bir biçimde ortaya koyduğunu anlatım eden Öztürk, “İklim değişikliği dünyamızın geleceğini tehdit ediyor. Hükümetler arası iklim değişikliği panelinin geçtiğimiz sene kamuoyuna sunduğu 5. değerlendirme raporu bu gerçeği net bir biçimde ortaya koymaktadır.

Rapora nazaran 1950 yılından bu güne dünya yüzeyinin sıcaklığı +1 derece artmıştır. Küresel ortalama deniz seviyesi takribî 19 santimetre yükselmiştir. Atmosferdeki karbondioksit seviyesi endüstri öncesi çağa nazaran yüzde 42 oranında artmıştır. Bu yükselişlara bağlı şekilde iklimde meydana gelen değişiklik bütün kara parçalarında ve okyanuslarda kullanıcılarını ve bitkisel sistemleri etkilemektedir. Son devirde hem memleketimizde hem de dünyada yaşanan sel, taşkın, kuraklık bu şeklinde faaliyetlerle iklim değişikliğinin menfi etkilerini fazlasıyla yaşamaktayız” diye konuştu.

Konferans, EİT’e organ devletlerin 2015 yılı iklim anlaşmasına ait bildirimleri ile devam etti.

Kaynak: HABER7.COM

Yorumlar