RTÜK Başkanı Dursun: Başsavcılığın uyarısı bir dikkat çekme idi
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kurula gönderdiği uyarı yazısının soruşturmaların gizliliği konusunda medya yayınlarına dikkat edilmesini içerdiğini söyledi.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kurula gönderdiği uyarı
yazısının soruşturmaların gizliliği konusunda medya yayınlarına
dikkat edilmesini içerdiğini söyledi. Bu yazıyı kurula karşı bir
direktif olarak algılamadığını, kurul üyelerinin de bu yönde
açıklama yaptığını hatırlatan Dursun, "Başsavcının yazısını ben bir
direktif olarak anlamamıştım doğrusu. Söz konusu soruşturmalarla
ilgili (yolsuzluk ve rüşvet soruşturması) haberler medyanın
birincil gündeminde yer almıştı. O sebeple de soruşturmanın
gizliliği ihlal ediliyormuş gibi bir intiba oluşmuştu. Sanıyorum
burada bir dikkat çekme idi." dedi.
Davut Dursun, İstanbul'da 'Seçim Dönemi ve Medya' konulu toplantı
öncesi basın mensuplarının sorularını cevapladı. İstanbul
Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı tarafından RTÜK'e gönderilen
uyarı yazısına ilişkin soruyu cevaplayan Dursun, "Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın yazısı soruşturmaların gizliliğine dikkat çeken
bir yazıydı. Gizliliğin ihlal edilmesi durumunda bunun suç
oluşturacağına dikkat çeken bir yazıydı. O çerçevede biz de medya
mensuplarına 'başsavcılığın böyle bir uyarısı var, dikkatli olun'
anlamında yazıyı ulaştırmıştık. Bizim 3 üyemiz, başsavcılığın bize
bir direktif verme durumu olmadığını, RTÜK'ün bağımsız otonom bir
kurum olduğunu, çalışmalarını kendi iradesiyle yerine getireceğini
ifade eden bir açıklama yapmışlardı. Başsavcının yazısını ben bir
direktif olarak anlamamıştım doğrusu. Söz konusu soruşturmalarla
ilgili (yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları) haberler medyanın
birincil gündeminde yer almıştı. O sebeple de soruşturmanın
gizliliği ihlal ediliyormuş gibi bir intiba oluşmuştu. Sanıyorum
burada bir dikkat çekme idi. Sayın Başsavcılığın uyarısı üzerine
herhangi bir şey yapılmış değil." değerlendirmesinde bulundu.
Gazetecilerin benzer bir uygulamanın daha önce görülen Ergenekon ve
Balyoz gibi davalarda da uygulanıp uygulanmadığı sorusuna cevap
veren Dursun, "Suçlu ilan etme ya da soruşturmanın gizliliğini
ihlal etme anlamında yayınlar olmuşsa o yayınlarla ilgili de biz
müeyyide uygulamış bulunuyoruz. O çerçevede pek çok yayın
kuruluşunun müeyyideye uğradığını söyleyebilirim." dedi.
Seçim yasakları ve siyasi reklamlara ilişkin değerlendirme yapan
Dursun, Ocak'ta başlayıp 31 Mart'ta bitecek olan seçim dönemine
ilişkin radyo televizyon yayınlarında uyulması gereken esasları
belirlemiş ve yayınlamış bulunuyor. Öncekilerle kıyaslandığında
önemli bir farklılık yok hemen hemen aynı." şeklinde konuştu.
En önemli ihlal konularından biri olan siyasi reklamlara ilişkin de
uyarılarda bulunan Dursun, tek yönlü yayın yapan kuruluşların ihlal
kapsamında değerlendirileceğini hatırlatarak, "Siyasal reklamlarla
ilgili ayrı bir düzenleme yaptık. Siyasal reklamların nasıl
yapılacağı, nasıl verileceği esasları ile ilgili olarak. Siyasal
reklamın olmadığı dönemlerde böyle bir karar söz konusu değildi.
Seçim dönemlerinde en çok ihlal sanıyorum tek yönlü yayın yapmaktan
kaynaklanın yayınlar olabiliyor. Siyasal partiler arasında belli
bir fırsat eşitliği oluşturmamaktan kaynaklanan ihlaller
olabiliyor. Tarafsızlık,gerçeklik ve doğruluk ilkesi bakımından
ihlaller olabiliyor. Bir medya hizmet sağlayıcının bir siyasal
partinin organıymış gibi hareket etmesi ve sadece bir siyasal
partiye fırsat vererek diğerlerini hiç görmemesi tek yanlı ve taraf
tutar yayın olarak algılanıyor ve o nitelikteki yayınlar ihlal
olarak değerlendirilebiliyor." ifadesini kullandı.
CİHAN
Yorumlar