"Risale-i Nuru Yasaklamayın"
Risale-i Nurlar üzerinden son dönemde yapılan tartışmalar ve bakanlığın konuyla ilgili aldığı karara bir tepki de Üstad Said-i Nursi’nin kardeşi Abdülmecit Ünlükul’un torunu Seyda Ünlükul’dan geldi.
Ünlükul, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Risale-i Nurlar ile
ilgili açıklamasının doğru olmadığını belirterek, Risalelerin
neşrinin durdurulması gibi bir taleplerinin olmadığını
söyledi.
Yeni Asya Gazetesi'ne açıklamalar yapan Ünlükul, kamuoyunda yaşanan
tartışmaların yanlış algı oluşturma üzerine bina edildiğini
belirterek basımın durdurulması isteğinin kendileriyle ilgili
olmadığını belirten bir dilekçe verdiğini kaydetti. Bakanlığın
kanuni varis, bandrol gibi uygulamaları dile getirmesinin ardından
başlayan tartışma üzerine açıklama yapan Seyda Ünlükul, dikkat
çeken tespitlerde bulundu. Ünlükul, bilinçli olarak algı oluşturma
gayretleri bulunduğunu belirterek, kendilerinin Nurların neşrinin
durdurulmasına yönelik bir müracaatlarının bulunmadığını
kaydetti.
Ünlükul, konuyla ilgili verdiği dilekçenin ekinde mahkemeler
tarafından kendilerinin gerçek hak sahibi olduğunu belgeleyen
veraset ilâmı bulunduğunu hatırlatarak, Risale-i Nurların neşrine
engel olunmasının vahim bir hata olduğunu ifade etti.
“Son günlerde bazı basın yayın organlarında, Said Okur’un
(Bediüzzaman Said Nursî) müellifi bulunduğu Risale-i Nur
Külliyatı’nın değişik yayınevleri tarafından basımına ilişkin
olarak Bediüzzaman’ın varisi ve talebelerinin yasal süreç
başlattıkları, müellifin arzusuna uygun olarak basılması şeklinde
müracaatta bulundukları, Bediüzzaman’ın eşi ve çocukları olmadığı
için de Telif Hakları Kanunu’na göre atanmış hak sahiplerinin
basmaya yetkili olduğuna ve bu cümleden olarak da bakanlığın yeni
basıma yönelik olarak yapılan bandrol taleplerini geri çevirdiğine
dair haberler yer almakta olup mağduriyet/hak kaybına engel olmak
adına işbu başvuruyu tarafınıza yapmamız gerekmiştir.” denilen
dilekçede, veraset ilâmlarının da ortaya koyduğu gibi kendilerinden
başka yasal, ya da atanmış mirasçının bulunmadığı
vurgulandı.
BAKANLIK AÇIKLAMASINA TEKZİP
Bakanlık açıklamalarının da tekzip edildiği dilekçede, “Yasal
varislerden olan Seyda Ünlükul’un, medya organlarında yer aldığı
şekilde; Kültür ve Turizm Bakanlığı ve/veya diğer ilgili devlet
kurumlarına eserlerin basımının durdurulmasına, sadece kendilerince
baskı gerçekleştirileceğine, basan/basmak isteyen yayınevlerinin
engellenmesine, vs. dair bugüne kadar yapmış olduğu hiçbir
başvurusu bulunmamakta; bu tür dayanaksız haberler dahi manen
kendisini yaralamaktadır.” ifadelerine yer verildi.
Dilekçede, Ünlükul’un Risale-i Nur’un neşrine mani olmak bir yana,
serbestçe basılıp dağıtılmasını her zaman desteklediği belirtilerek
şu hususların altı çizildi: “Medya organlarında yer aldığı şekilde;
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve/veya diğer ilgili devlet kurumlarına
eserlerin basımının durdurulmasına, sadece kendilerince baskı
gerçekleştirileceğine, basan/basmak isteyen yayınevlerinin
engellenmesine vs. dair bugüne kadar yapmış olduğu hiçbir başvurusu
bulunmamakta; bu tür dayanaksız haberler dahi manen kendisini
yaralamaktadır.”
“Risale-i Nur Külliyatı’nın serbestçe basım ve dağıtımını bugüne
kadar yürekten desteklemiş ve hiç kimseyi-yayınevini engellememiş
olmasının kimi mahfillerce hakkından feragat olarak yorumlanması
mer’i hukuk sistemi ile bağdaşmamaktadır.” da denilen dilekçede,
kimsenin mağduriyet ve hak kaybı yaşamaması için konunun bir an
önce çözüme kavuşturulması istendi.
Haberde, Ünlükul’un Kültür Bakanlığı nezdinde herhangi bir şikayeti
ya da girişiminin bulunmadığı hatırlatılarak bu yöndeki
açıklamaların mesnetsiz olduğu ifade edildi.
Bakanlığın bandrol yasağına ilişkin açıklamasında, “Risale-i Nur
Külliyatı’nın izinsiz basıldığı yönünde Bakanlığımıza iletilen
yoğun şikayetler üzerine yapılan incelemede; söz konusu eserlere
ilişkin olarak daha önce gerçekleştirilen bandrol başvurularında,
eserlerin koruma dışı (70 yıllık koruma süresi dolmuş) eser olarak
beyan edildiği ve bu sebeple yayınevlerince sözleşme ibraz
edilmeksizin bandrol temin edildiği tespit edilmiştir. Bununla
birlikte merhum Said-i Nursi’nin 1960 yılında vefat etmiş olması
nedeniyle, eserlerine ilişkin koruma süresi halen devam etmektedir.
Bu nedenle ‘Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında
Yönetmelik’ gereğince söz konusu eserlere bandrol alınabilmesi için
hak sahiplerinin iznini gösterir sözleşmelerin ibraz edilmesi
zorunludur.” denildiği hatırlatılarak açıklamanın hedefinin yanlış
bir algı uyandırmak olduğu ifade edildi.
BAKANLIK VE BARLA PLATFORMU’NUN AÇIKLAMALARI, YANLIŞ ALGI OLUŞTURMA
AMAÇLI
Konuya ilişkin açıklamasında Ünlükul, uyandırılmak istenen algının
yanlış olduğuna dikkat çekerek Kültür Bakanlığı’nın ve Barla
Platformu adına konuşan Said Yüce’nin aksi yöndeki açıklamalarının
kamuoyunda yanlış algı oluşturma amaçlı yapıldığını belirtti.
Ünlükul, kendilerinin bu dilekçe ile bu algıyı bertaraf etmek
istediklerini belirterek, kendileri dışında yasal hak sahibi
bulunmadığını, Risalelerde “manevî varisler” olarak adları geçen
ağabeylerin daha önceki yıllarda mahkemeye yaptıkları hak sahipliği
başvurusunun reddedildiğine de işaret etti.
Yorumlar