Reza Zarrab'dan "şarlatan davası"

İRAN asıllı işadamı Rıza Sarraf, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ardından, “Şarlatan demeyi ritüel hale getireceklerini” söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’a da 100 bin TL’lik tazminat davası açtı.

Google Haberlere Abone ol
Reza Zarrab'dan "şarlatan davası"
Sarraf’ın avukatı Şeyda Yıldırım, dava dilekçesinde, “Müvekkilim sözleri nedeniyle maddi ve manevi çok büyük zarara uğramış, kişiliği mutazarrır olmuş, itibarı zedelenmiş onuru ayaklar altına alınmıştır” görüşüne yer verdi. Yalçın ise savunmasını Türk Dil Kurumu’nun “Kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran kimse” şeklindeki şarlatan tanımı ile yaptı. 17 Aralık Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’nda gözaltına alınıp, tutuklandıktan sonra serbest bırakılan Sarraf, Kahramanmaraş’ta yaptığı konuşmasında kendisine “şarlatan” diyen Bahçeli’ye, “ağır hakaret ve kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” gerekçesiyle 100 bin lira manevi tazminat davası açmıştı. Genel Başkan Yardımcısı Yalçın ise davaya tepki göstererek, Hürriyet’e, “Şarlatan demeye devam edecek ve ritüel hale getireceğiz” açıklamasını yapmıştı. Sarraf’ın avukatı Yıldırım, Hürriyet’te yer alan haberin kupürünü de dilekçeye ekleyerek İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 100 bin TL’lik manevi tazminat daha davası açtı. Yıldırım, dava dilekçesinde şunları kaydetti: ŞARLATANI ALIŞKANLIK HALİNE GETİRDİ“Davalı Yalçın, Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajında, müvekkilim hakkında alenen hakaret ve iftira içeren, aynı zamanda soruşturmanın gizliliğini ihlal ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ederek suç teşkil eden sözler söylemiştir. Bahçeli, son aylarda hemen her konuşmasında müvekkilimden ‘ne idüğü belirsiz’ ‘İranlı uşak’ ve son olarak da ‘şarlatan’ demek suretiyle bahsetmiş, müvekkilime en yüksek seviyede, pervasızca hakaret etmiş, hatta müvekkilime şarlatan demeyi alışkanlık haline getirmiştir. Bu hakaretlerle ilgili olarak tarafımızca açılan manevi tazminat davaları üzerine davalı Yalçın tarafından Hürriyet Gazetesi’ne işbu davaya konu açıklama yapılmıştır. Müvekkilim hakkında değil kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü, açılmış bir kamu davası dahi bulunmamaktadır.MÜVEKKİLİM KÜÇÜK DÜŞTÜDavalı, yaptığı bu açıklama ve kullandığı hitap tarzıyla suçsuzluk karinesini ihlal etmiştir. Ayrıca hakareti en üst seviyede kullandığı gibi buna ‘her fırsatta’ devam edeceğini de açıkça belirtmekte ve müvekkilimi alenen ‘Haddini bildireceğiz’ diyerek tehdit etmektedir. Davalı tarafından söylenen sözler müvekkilimin, kamuoyu nezdinde küçük düşmesine, mesleki ve insani boyutta çok büyük zararlar görmesine sebep olmuştur. Müvekkilimin onuruna, haysiyet ve şerefine zarar vermiştir. Müvekkilim davacı bir birey, bir evlat, bir eş ve üç yaşındaki bir kız çocuğunun babası olarak davalının bu tür söylemlerinden son derece büyük zararlar görmektedir. Davalının sözleri nedeniyle müvekkilim maddi ve manevi anlamda çok büyük zarara uğramış, kişiliği mutazarrır olmuş, itibarı zedelenmiş onuru ayaklar altına alınmıştır.”ELEŞTİRMEMİZ GAYET DOĞALYalçın ise davaya verdiği karşı cevapta özetle şunları aktardı:“Kamuoyuna yansıyan, inkar edilmemiş edinimleri, malları, geliri inanılmaz serveti konuşulur iken, kazancından en kutsal vatandaşlık görevi olan vergi vermek ödevinden kaçındığı da resmi makamların verileri, şahsı ve şirketlerine ait vergisel kayıtlardan da anlaşılabilmededir. Davacının kendisi, işleri, bağlantıları, ilişkileri, malları ve hakkında mevcut soruşturmalarına dair tüm kamuoyuna yansıyan bilgi ve belgelere göre, kendisini olduğundan başka gösterip, üstelik över mahiyette hatta kamuoyundan özür bekler mahiyette saygın bir kişi, ticaret adamı olarak göstermeye çalışmasına karşı durmamız, karşı tespitler yapmamız, eleştirmemiz de gayet doğaldır.”

Yorumlar