Prof. Dr. Özsoy: Türkiye ahlâki çöküntü listesinde birinci sırada

Prof. Dr. Osman Özsoy, Türkiye'nin ahlâki çöküntü listesi olarak belirlenen ve bünyesinde hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma gibi 54 maddenin yer aldığı listenin 40 maddesinde dünya birincisi olduğu söyledi. Özsoy, "Bu 54 çeşit...

Google Haberlere Abone ol
Prof. Dr. Özsoy: Türkiye ahlâki çöküntü listesinde birinci sırada

Prof. Dr. Osman Özsoy, Türkiye'nin ahlâki çöküntü listesi olarak belirlenen ve bünyesinde hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma gibi 54 maddenin yer aldığı listenin 40 maddesinde dünya birincisi olduğu söyledi. Özsoy, "Bu 54 çeşit suç unsurunda, üst eğitim gurubumuz tüm suç kategorilerinde ise dünya birincisi." dedi.

Aktif Eğitim-Sen Samsun Şubesi, “Türkiye'nin Aydınlık Geleceğini İnşa Etmede Eğitimcilerin Rolü” konulu bir konferans düzenledi. Canik Başarı Üniversitesi'ndeki konferansta Prof. Dr. Özsoy, “Yabancıların belirlediği 54 çeşit ahlâki çöküntü listesi var; hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma gibi. Maalesef bugün Türkiye, bahsedilen bu ahlâki bozuklukların 40 tanesinde dünya birincisi. Bu 54 çeşit suç unsurunda üst eğitim gurubumuz, tüm suç kategorilerinde ise dünya birincisi. Öyleyse, ‘Hangi eğitim?’ diye bir kez daha sormakta fayda var. Eğitimimizde bir şeyleri eksik bırakıyoruz.” şeklinde konuştu. ABD'nin eski başkanlarından Roosevelt’in, "Bir bireyi ahlâken eğitmeden zihnen eğitmek, topluma bir bela kazandırmaktır." sözünü hatırlatan Özsoy, eğitimin manevi boyutunun çok eksik bırakıldığını vurguladı.

'YENİ NESİL ÖĞRENMENİN KAYNAĞI OLARAK ÖĞRETMENİ GÖRMÜYOR'

Teknolojinin her alanda kendini hissettirdiğini, globalleşen dünyada sınırların ortadan kalktığını, teknolojiye ayak uyduramayanların geri kalmaya mahkûm olduğunu söyleyen Osman Özsoy, sözlerine şöyle devam etti: “İnsanlık tarihinde ilk defa bir sonraki kuşak, kendisinden bir önceki kuşağı geçti. Bu ilktir, dikkat ediniz. Ustalık, kalfalık dönemi bitti. Yeniçağın ürünlerini, şu an gençler daha iyi kullanıyorlar. Evde bilgisayar problem verince, 4 yaşındaki kız babasına yardım ediyor. Cep telefonunu alıyorsunuz, çocuğunuz nasıl kullanılacağını öğretiyor. Anaokulu talebesi öğrenci akıllı tahtayı çalıştırmadan, öğretmen sınıfta ders yapamıyor. Bazı öğretmenler, bilgisayara notları bile girmekte zorluk çekiyor. Öğrenciler, bu konuda alçak gönüllülük yaparak öğretmenlerine yardımcı oluyorlar fakat artık yeni nesil, öğrenmenin kaynağı olarak öğretmeni görmüyor. Bu yönleriyle öğretmeni cahil olarak görüyor. İşte bizler böyle bir çağda öğretmenlik yapıyoruz. Nesiller arasında böyle ciddi ve inanılmaz bir rekabet var.”

Günümüz gençliğinin en çok şikâyet ettiği konulardan birisinin, "anlaşılmaması" olduğunu belirten Özsoy, “Gerçekten anne ve babalar çocuklarını anlamıyor, çünkü gençler her ne kadar sosyal medyada yüzlerce arkadaşa sahip olsa da gerçek hayatta yalnızlar. Çocuklarımızı kendi kaderlerine bırakmamalıyız, onları ciddi manada sevmeliyiz. Bir ülkenin sürükleyici nüfusu yüzde 10’dur. Yüzde 10’luk bu topluluk düşünmeyi bilen, iyi eğitimli ve çalışkan bir grupsa o ülkenin kalkınması gerçekleşebilir. 800 bin öğretmenin olduğu ülkemizde, kabiliyetli ve zeki öğrencileri tespit edip aileleriyle görüşsek, ailesinin imkânları olmadığı takdirde bu öğrenciyi çeşitli imkânlarla yetiştirip topluma ve ülkeye kazandırmış olsak ve her öğretmen meslek hayatı boyunca böyle bir öğrenciyi ülkeye kazandırsa 800 bin öğrenci, daha doğrusu kabiliyetli düşünen öğrenci topluma kazandırılmış olacaktır. Bu öğrencilerimiz de ülkenin geleceğinde söz sahibi olacaklardır.” dedi.

Konuşmasının ardından Prof. Dr. Osman Özsoy’a, Aktif Eğitim-Sen Samsun Şube Başkanı Sefa Zor tarafından bir hediye takdim edildi. Zor ise konuşmasında şunları söyledi: “2013-2014 eğitim öğretim yılı, ne yazık ki milli eğitim sistemimizdeki uygunsuz değişiklikler, kişiye özel atamalar, yer değişiklikleri, demokratik olmayan kadrolaşmayla sona erdi. Bu dönem eğitimin sorunlarını çözecek, eğitimi geliştirecek projelerden ziyade bürokraside cinayetlerin, hattâ bürokratik katliamların yaşandığı kara bir dönem olarak tarihe geçmiştir.” CİHAN

Yorumlar