Prof. Dr. Havutçu: Kadına şiddet uygulayana psikolojik destek şart
Türkiye’de resmî rakamlara göre 2012’de 155, bu yılın ilk 10 ayında ise 136 kadın, aile içi şiddete kurban gitti, binlerce kadın da koruma için başvurdu.
Türkiye’de resmî rakamlara göre 2012’de 155, bu yılın ilk 10
ayında ise 136 kadın, aile içi şiddete kurban gitti, binlerce kadın
da koruma için başvurdu. Kadına yönelik şiddetin son kurbanlarından
biri de Dokuz Eylül Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü
Öğretim Görevlisi Serpil Erfındık oldu. Erfındık’ın boşandığı eşi
tarafından koruma kararının bittiği gün katledilmesi, 6284 sayılı
kanunun iyi uygulanıp uygulanamadığı sorusunu akıllara getirdi.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe
Havutçu, kanunun uygulanmasında sıkıntılar bulunduğunu belirterek,
“En güzel biçimde kanunları çıkarabiliriz ancak önemli olan, iyi
uygulamak. Devlet, aynı Nahide Opuz olayında olduğu gibi Serpil
Erfındık davasında da vatandaşını koruyamadığı için Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi (AİHM)'nden ceza alabilir.” dedi. Havutçu,
tazminat cezalarının olayda ihmali bulunan kamu görevlilerinden
tahsil edilmesi halinde, bu kişilerin görevini daha iyi yapacağını
savundu. Kanunda belirtilmesine rağmen "elektronik pranga" olarak
adlandırılan sistemden hâlâ faydalanılmadığını belirterek, ayrıca
hakimler tarafından, şiddet uygulayan kişiler hakkında 6 ay süreyle
psikolojik destek alma zorunluluğu getirilmesinin şiddet olaylarını
azaltacağını savundu.
'KANUN İYİ AMA UYGULAMASINDA SORUNLAR VAR'
Kadın hakları konusundaki çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Havutçu,
6284 sayılı kanunun iyi olduğunu ancak uygulamasında büyük
sıkıntılar bulunduğunu kaydetti: “2011 yılında Avrupa Konseyi’nin
İstanbul Sözleşmesi’ne ilk imza koyan ülke Türkiye, iç hukuk
açısından da gerekli düzenlemeler yaptı. Son derece önemli olan bir
nokta, mükemmel yasalara sahip olmak değil, bunları uygulamaktır.
Vakalara baktığımızda, kanunun etkili biçimde uygulanamadığını
görüyoruz.”
'ELEKTRONİK DENETİM SİSTEMİ BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇMELİ'
En önemli eksiğin, kanunda belirtilmesine rağmen şiddet
uygulayanlara yönelik elektronik denetim sisteminin hayata
geçirilmemesi olduğuna dikkat çeken Havutçu, “Kanun, şiddet
uygulayan için elektronik ortamda takip diyor. En bilinen batı
uygulaması elektronik pranga. Tabii ki burada insan haklarına
aykırı bir sistemden bahsetmiyoruz. ‘Esasların nasıl olacağı,
ayrıca bir yönetmelikle düzenlenecek,’ deniyor ancak hâlâ
yönetmelik çıkarılmadı, esasları belirlenmedi. Kanunun etkili
biçimde uygulanmasının en önemli araçlarından yararlanılmıyor. Eğer
bu sistem yaygın kullanılıyor olsaydı, şiddet uygulayan kişi,
mağdura yaklaştığında alarm sistemi devreye girer ve daha olay
olmadan önlenebilir, Serpil'ler ölmezdi.” diye konuştu.
'ŞİDDET UYGULAYANA PSİKOLOJİK DESTEK ŞART'
Aile içi şiddet olaylarında mağdurlara psikolojik destek
sağlandığını hatırlatan Ayşe Havutçu, “Mağdurların yanısıra asıl
mağdur eden kişilerin psikolojik destek alması gerekli. Hakimlerin
bu yönde karar verme yetkisi var. Altı ay süreye kadar, şiddet
uygulayan kişinin zorunlu olarak psikolojik destek alması yönünde
karar verebilirler. Bizde insanlar, genellikle kendi isteğiyle
psikolojik destek almadıkları için şiddet olaylarının önlenmesi
adına çok faydalı olacaktır.” dedi.
'AİHM’İN KESTİĞİ CEZAYI KAMU GÖREVLİLERİ ÖDESİN'
Ailenin, olayda ihmali bulunduğunu ileri sürerek savcıdan şikayetçi
olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Havutçu, “2009 yılındaki Nahide Opuz
davasında koca, hem eşini hem de kayınvalidesini öldürdü. Dava
AİHM’e taşındı ve Türkiye tazminata mahkum edildi. Devletin
vatandaşını koruyamaması da sebebiydi. Bazı kamu görevlilerinin
görevlerini yerine getirmedeki hassasiyeti açısından maalesef
olumsuzluklarla karşılaşıyoruz. Bu işi angarya olarak gören,
başlarına bela aldıklarını düşünenler var. AİHM’in tazminat
kararlarında devlet, koruma kararını almakta ihmal gösteren
görevlilerinden tazminatı rücu ederse daha iyi görev yapılmasını
sağlayacaktır.” şeklinde konuştu. CİHAN
Yorumlar