Polisler, hakim ve savcıları ‘yasadışı dinledikleri’ iddialarını reddetti

'Yasadışı dinleme' iddiaları kapsamında Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada yargılanacak şüpheli polisler, yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. Haklarında 'İştirak halinde kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik, iftira, suç...

Google Haberlere Abone ol
Polisler, hakim ve savcıları ‘yasadışı dinledikleri’ iddialarını reddetti

'Yasadışı dinleme' iddiaları kapsamında Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada yargılanacak şüpheli polisler, yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. Haklarında 'İştirak halinde kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik, iftira, suç uydurma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi' suçlamasıyla önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak 9 polis, soruşturma savcısı Ali Doğan’ın hazırladığı iddianamede, hakim ve savcıları ‘yasadışı dinledikleri’ iddialarını reddetti.

Zanlılardan A.A., iddianameye yansıyan ifadelerinde, Adana'da 2004’ten 2012 yılına kadar görev yaptığını belirtti. Görev yaptığı bu dönemde Adana Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi’nde teknik, bilgi işlemde çalıştığını anlatan A.A., "Görev yaptığım dönemde Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast iddiasıyla ilgili gözaltına alınan A.Ö. isimli terör örgütü üyesi şahsın yakalanması, ayrıca adliye, valilik ve emniyet müdürlüğü gibi kamu binalarını hedef alan bombalı eylemlerin yapılması ile ilgili yaklaşık 7 -8 kişinin canlı bomba eylemleri öncesinde yakalanmış olmaları tamamen önleme amaçlı dinlemelerden elde edilen bilgiler çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Bütün bunlar göz önüne alındığında biz kurum olarak önleme dinlemelerinin gerekliliğine, faydasına inandığımız için evrakın sürüncemede kalmaması bazen de detayları kontrol etmeden imzaladığımız olmuştur. Kastımız asla söz konusu olmaz. Bana isnat edilen suçların hiçbirisini kabul etmiyorum. Benim bir kamu görevlisi olarak, suçla hiçbir alakası olmayan hakim, savcı sınıfındaki şahısları bilerek, isteyerek kasıtlı bir şekilde dinlenmesi olayını, başkaları tarafından düzenlenen bu eyleme katılmam asla söz konusu olamaz.” dedi.

İstihbarat Şubesi’nde öncelikle suç isleyenlerin belirlenmesi tespiti amacına yönelik önleme amaçlı dinlemeler yapıldığını belirten A.A., bu işlemlerde bazen hiç suçu olmayan insanlar dinlenebildiğini kaydetti. A.A., beyanlarında şunları söyledi: “Bunun sebebi alınan yanlış istihbarat bilgileri olabileceği gibi yapılan çalışmaların da çoğu zaman kesin sonuç vermeyebileceği gerçeğidir. Burada esas itibariyle bir suç olgusunun araştırılması amaçlanmaktadır. Suça giden yolda bir ön araştırmadır. Böyle düşündüğümüzde de bir hakim, savcının suç örgütleri içinde yer alacağı düşüncesiyle onların bilinçli bir şekilde dinlenmesi söz konusu olamaz. Olsa olsa yanlışlık neticesi dinlenmiş olabilirler. Bunda da asla kasıt yoktur.”

2012’de İl Emniyet Müdürlüğü’nde İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan İ.B. iddianamedeki ifadelerinde ise önleme dinlemesinde bir kişinin suça karıştığı yönünde duyum ya da ihbar olduğunda bu bilginin tutanak haline dönüştürülüp imzalandığını vurguladı. Dinlemelerle ilgili süreci anlatan İ.B., şunları kaydetti: “…Mantıken bu sürecin başlaması için ihbar ya da duyuma ilişkin imzalı rapor olması gerekir. Bahsedilen dinleme evraklarında neden böyle bir rapor olup olmadığını bilmiyorum. Ben dinlemeye esas bu İMEİ numaralarının ve dinleme talebinde bulunulan kimlik bilgilerinin nasıl tespit edildiğini bilmiyorum. Bunu genel olarak İstihbarat Büro Amiri bilir. Yine bu bilgiler genel olarak istihbarat verilerinden elde edilir. Buna ilişkin ilk tutanakların büro amirince ilgili personele hazırlatılmış olması gerekir. Ben dayanak evrakları olmadan hele de rapor olmadan dinleme talebine imza atmam. Ben hukuksuz herhangi bir işlem yapmam.”

Olay tarihlerinde Adana İl Emniyet Müdürlüğü'nde İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı olarak görev yapan E.Y. ise suçlamaları kabul etmediğini, çünkü buna ihtiyaç olmadığını vurguladı. Şube Müdür Yardımcısı iken istihbarat aşırı sağ aşırı sol ve legal bürodan sorumlu olduğunu ve 9 ilin de dinleme talebinin kendilerinden geçtiğini aktaran E.Y., “Önleme dinlemesinde her çeşit elde edilen bilgi ve hatta şüpheden dinleme talep edilebilir. Şüphe devam ettiği müddetçe dinlemeye devam edilebilir. Bunu en iyi ilgili bürosu bilir.” dedi.

Suç tarihlerinde Adana İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde Büro Amir Yardımcısı çalışan F.M. de ifadelerinde özetle “…Ben dinlemeye esas bu İMEİ numaralarının nasıl tespit edildiğini bilmem. Bu dinlemelerde sadece talep formu bulunmaktadır. Memur ihbar ya da duyum tutanağı yoktur. Önleme dinlemesinde illa ki memur raporu olacak diye bir kaide yoktur.” dedi.

Olay tarihlerinde Adana İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü Teknik Operasyon Büro Amirliği’nde yazıcı olarak çalışan Şüpheli M.A. da içerikle ilgili bir görevinin bulunmadığını kaydetti. M.A., "Biz hiçbir evrakın içeriğini ve mahiyetini bilmeyiz. Sadece yazım ve büro işlemlerini, sekretarya görevlerini yaparız. Bu nedenle benim istihbari bir görevim yoktu. Ben sadece bürodaki yazışmaların kaleme alınmasında görev alıyordum.” ifadelerine yer verdi. CİHAN

Yorumlar