Polis avukatları, hakimler hakkında suç duyurusunda bulunacak

Casusuluk ve yasa dışı dinleme iddiaları ile gözaltına alınan ve bir kısmı tutuklanan polislerin avukatları, soruşturma sürecinde hak ihlalleri ve hukuksuzluk yapıldığını söyledi. Söz konusu hak ihlallerine imza atanlar hakkında suç duyurusunda...

Google Haberlere Abone ol
Polis avukatları, hakimler hakkında suç duyurusunda bulunacak

Casusuluk ve yasa dışı dinleme iddiaları ile gözaltına alınan ve bir kısmı tutuklanan polislerin avukatları, soruşturma sürecinde hak ihlalleri ve hukuksuzluk yapıldığını söyledi. Söz konusu hak ihlallerine imza atanlar hakkında suç duyurusunda bulunulacağı vurgulandı. Suç duyurusunda bulunulacak isimler arasında İstanbul Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek ve İstanbul Sulh Ceza Hakimi Bekir Altun'un da bulunduğu belirtildi.

Sahur vakti gözaltına alınan polislerin avukatları, soruşturma sürecine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Conrad Otel'de düzenlenen toplantıya 19 avukat katıldı. Toplantıda, müdafi avukatlar müvekkillerinin gözaltı, savcılık sorgusu ve mahkeme aşamasında maruz kaldıkları hukuksuzluklara vurgu yaptı.

Yolsuzluk soruşturmasında görev alan polislerin cezalandırıldığının kaydedildiği açıklamada, "Kamuoyunda “büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonları” olarak bilinen 17 ve 25 Aralık 2013 tarihlerindeki operasyonlar içerisinde şüpheli olarak bulunan kişiler arasında mevcut siyasi iktidarda görev yapan 4 bakan ve 2 bakan çocuğu ile iktidara yakın birçok iş adamı bulunmaktadır. Bu soruşturmalar siyasi iktidar tarafından anayasal sistem ihlal edilerek engellenmiş ve eşi benzeri görülmemiş hukuksuzluklar ve kıyımlar yaşanmıştır. O tarihten sonra bu operasyonları yapanlar cezalandırılmalı, yasa dışı bir örgüt gibi kamuoyuna lanse edilmeliydi. Şu an yapılan da budur." denildi.

Mevcut hukuk sistemi içinde yapmayı düşündükleri hukuksuz soruşturmaları yapamayacaklarını anlayan siyasi iktidarın birçok icraata imza attığının vurgulandığı açıklamada "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını değiştiren bir yasal değişiklik yapılmış, değişiklik üzerine Tevhid-Selam/Kudüs Ordusu terör örgütüne dair soruşturmayı yürüten savcılar değiştirilmiş, emniyet teşkilatında görev yapan yaklaşık 40 bin emniyet görevlisinin yeri değiştirilmiş ve/veya görevden alınmış, yapılacak operasyonların alt yapısını hazırlama bağlamında Sulh ceza Mahkemeleri kapatılarak yerine tek kişilik toplamı 6 adet “süper yetkili” Sulh Ceza Hakimlikleri kurulmuş ve kurulan tiyatro sahnesinde oyun oynanmaya başlamıştır." ifadelerini yer verildi.

Soruşturma sürecinde yapılan hak ihlalleri gözaltı süreci, savcılık aşaması ve mahkemedeki ihlaller olarak sıralanarak detaylı analiz sunuldu.

"Anayasa’da, Ceza ve İdare Hukuku sistemimizde temel bir ilke söz konudur. Bu ilkeye göre; “Hukuka ve kanuna aykırı emir üst makam tarafından sözlü olarak bildirildiğinde yerine getirilemez, yazılı olarak bildirildiği taktirde yerine getirilebilir" denilen açıklamada, süreçte hak ihlallerine imza atanlar hakkında suç duyurusunda bulunulacağı açıklandı. Suç duyurusunda bulunulacak isimler ise şöyle sıralandı:

1-İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu

2- İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı,

3-İstanbul Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy,

4-İstanbul Cumhuriyet Savcısı İrfan Fidan,

5-İstanbul Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek,

6-İstanbul Sulh Ceza Hakimi Bekir Altun,

7-İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Altınok,

8-TEM’den sorumlu İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan,

9- Güvenlik Şube’den sorumlu İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Suat Ekici

10- Çevik Kuvvetten sorumlu İstanbul İl Emniyet Müdürü Yardımcısı Osman Yıldırım

11- İstihbarattan sorumlu İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı

12-TEM Şube Müdürü Kayhan Ay,

10-TEM Şube Müdür Yardımcısı Kadri Gençkaya,

11-TEM Şube Müdür Yardımcısı Ömer Kumlu,

13-İstihbarat Şube Müdürü

14- Güvenlik Şube Müdürü Mustafa Aksu

15- Çevik Kuvvet Şube Müdürü Kayhan Şahan

16-Şişli İlçe Emniyet Müdürü Melih Ekici

17- TEM Şube Müdürlüğünde görevli diğer personel,

18- İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli diğer personel,

19- Güvenlik Şube Müdürlüğünde görevli diğer personel,

20- Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli diğer personel,

21- İstanbul Adliyesi’nde görevli özel güvenlik görevlileri.” :

'TERÖR ÖRGÜTLERİNE HEDEF GÖSTERİLDİK'

Avukatlar, soruşturma sürecinde bazı kesimlerce hedef gösterildiklerini de vurguladı. Konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi: "Müvekkillerimizin evvelce yürütmüş oldukları soruşturmalar PKK/KCK silahlı terör örgütü, Tevhit-Selam/Kudüs Ordusu silahlı terör örgütü ve yasa dışı diğer terör örgütleridir. Müdafiliğini üstlendiğimiz müvekkillerden dolayı bazı basın-yayın organlarında hedef gösterilmiş durumdayız. Bu yayınlar, göz korkutma amaçlı gayretler olarak görülmektedir. Şu açıkça bilinmelidir ki; biz savunma avukatlarını korkutmaya çalışan havuz medyasının temsilcileri bu amaçlarına asla ulaşamayacaklardır. Biz savunma avukatları olarak, bu davanın son anına kadar, suçsuzluğu aşikar olan, delil üretilerek hakları ihlal edilen bu insanların yanındayız. Havuz medyasınca yapılan bu yayınlara derhal son verilmelidir. Aksi halde bu hedef göstermelerden dolayı kendileri hakkında suç duyurusunda bulunulacak ve yaşanması muhtemel olayların sorumluluğu bu tür yayınları yapanlara ait olacaktır."

'BAŞBAKANIMIZ SORUŞTURMA KAPSAMINDA ASLA DİNLENMEDİ'

Avukat Sıddık Filiz de, Başbakan'ın dinlenildiği iddialarına açıklık getirdi. Filiz, "Bu soruşturmanın odağındaki en önemli husus sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dinleyip dinlenmediği hususudur. Açık ve net söylüyorum bu dosya kapsamında sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan asla ve asla dinlenmemiştir. Türk hukukunda dolaylı olarak dinlenme diye bir kurum yoktur. Dinlenilen şahıslar üzerinden sayın Başbakanımızın kasım ve aralık aylarında 3-5 defa telefonunu kullanarak konuşma yaptığı görülmekte bunun bilgi ve belgeleri asla tarafımıza verilmemiştir. Bu dinleme yapılmış mıdır yapılmamış mıdır? Buna ilişkin herhangi bilgi ve belge verilmemiştir. En önemlisi Selam Tevhid Kudüs Ordusu soruşturması 3 sene boyunca devam etmiştir. 3 sene boyunca tespit edilen şüpheliler olmuş. Şüpheliler hakkında hukuk çerçevesi içerisinde emniyet mensupları talep etmiş, savcılık uygun görmüş ise bunu üst yazı ile o günkü nöbetçi üst mahkemeye arz etmiş, üst mahkemenin bunu gerek görmesi halinde dinlemeye geçilmiştir. Dosyanın münderacatı incelendiğinde 18 Aralık itibariyle savcılık tarafından 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının sonrasında dosyayı adli emanete almış dosya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindedir. Adli emanettedir. İncelensin bu söylediğim. Silsile içinde bu konuda ne herhangi bir emniyet mensubunun konusu olmuş, ne de savcının talimatı olmuş, ne de hiç bir hakimin onayı olmuştur." ifadelerini kullandı. Başbakan'ın dinlenmesinin suç olduğunu vurgulayan Filiz, "Kim yapmışsa derhal ortaya çıkarılsın ve en ağır ceza verilsin. Tüm müvekkillerimizin talebi budur. Tamamen bunlar algı operasyonudur." şeklinde konuştu.

Gözaltına alınan emniyet görevlilerinin Selam-Tevhit Kudüs Ordusu soruşturmasında casusluk yapıp yapmadığına ilişkin ise Filiz, "Bunun da hedefinde özellikle Yurt Atayün hedefine koyuldu. Bu soru kendisine sorulmak istenmiş ancak emniyet ifadesinde bu soru gelmeden emniyet ifadesi sona etmiştir. Kayıtları emniyette mevcuttur bakılabilir. Savcılığa sevk edilmiş savcılıkta da gözaltı süresinin dolması üzerine Yurt Atayün ile beraber bir çok müvekkilimiz savcılık tarafından ifadesi alınamamıştır. Sorguya sevk edilmiş orada da yüzüne okunmayarak ortasında şu şu suçlarlarsa suçlanıyorsunuz bunun hakkında ifadenizi veriniz denilmiştir. Ancak buna ilişkin hiç bir delil belge doküman hakimlikçe, savcılıkça ve emniyetçe müvekkillerimizin önüne koyulmamıştır. Kaldı ki Yurt Atayünün tutuklanmasına sebep olan olay dünde arz ettim, Atayün 7 Şubat krizi üzerine 8 Şubat'ta görevden alınmış 9 Şubat 2012 tarihinde Ankara'ya tayin edilmiştir. Soruyorum sayın başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın iddia olunan dinlendiği tarihler ise 23-26 Kasım 3-6 Aralık 2013 tarihidir. Müvekkilimizin görevden alınıp tayininin çıkmasından tam 20 ay sonra ortaya çıkan bir hadise doğruluğu nedir ne değildir hiç birimize bilgisi belgesi sunulmayan iddia olunan soyut bir iddiadan dolayı içeride tutulmak istenmektedir." ifadelerini kullandı.

Avukatlarda Ömer Turanlı da, mahkemede 'paralel devlet' söyleminin geçip geçmediğine ilişkin soruya cevap verdi. Turanlı "Ne emniyette ne savcılıkta ne mahkemede bu iddia asla sorulmadı ve gündeme getirilmedi." dedi. CİHAN

Yorumlar