Piyasalar FED' in faiz kararlarını beklyor
Fed'in, aylık tahvil alımını sonlandırmasının ardından, piyasalar şimdi bankanın faiz kararına odaklanmış durumda
Google Haberlere Abone ol
Piyasalar faiz kararına odaklandı Fed'in, aylık tahvil alımını
sonlandırmasının ardından, piyasalar şimdi bankanın faiz kararına
odaklanmış durumda. ANKARA (AA) - Amerikan Merkez Bankasının
(Fed), aylık tahvil alımını sonlandırmasının ardından, piyasalar
şimdi bankanın faiz kararına odaklanmış durumda. Bankanın atacağı
adım, dünyadaki likiditenin rotası bakımından büyük önem taşıyor.
Fed Başkanı Janet Yellen, daha önceki konuşmalarında
tahvil alımları sona erdikten sonra "kayda değer bir süre" daha
faiz oranlarının düşük tutulacağı sinyalini vermişti. Tahvil
alımının sona ermesinin ardından piyasalar, Fed'in politika faizini
ne zaman artıracağına yönelik sinyalleri takibe
aldı. Küresel ekonomideki zayıflık ve düşük seyreden enflasyon ABD ekonomisi
için tehdit olarak kabul edilirken, uzmanlar Fed'in faiz artırımını
2015'in ikinci yarısı veya sonuna kadar erteleyeceği görüşünde
birleşiyor. 16 Aralık 2008 tarihinde faiz oranlarını yüzde
1'den yüzde 0,25'e çeken Fed'in faiz yükseltmesi, küresel kriz
sonrası gelişmekte olan ülkelere yönelen küresel likiditenin rotası
bakımından da büyük önem taşıyor. Fed'in faiz artırımının
ardından doların değer kazanması da beklenirken, söz konusu
değerlenmenin Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerin ihracatını olumlu katkı yapması
bekleniyor. Uzmanlar, faiz artırımının, gelişmekte olan
piyasalardan para çıkışına yol açmasının da düşük bir olasılık
olduğuna işaret ediyor. - Tahvil alımını başlatan
süreç AA muhabirinin yaptığı derlemeye göre, 2008'de
sinyallerini vermeye başlayan küresel kriz etkisini ilk ABD'de
göstermişti. Dönemin Fed Başkanı Ben Bernanke, bu süreçte krize
karşı tahvil alımları kartını açmış, banka, 25 Kasım 2008'de
başlayan parasal genişlemenin ilk bölümünde 500 milyar dolarlık
mortgage piyasasına dayalı tahvil satın alımına
başlamıştı. Bu dönemde mortgage devlerinin borç
yükümlülüklerinin 100 milyar dolarlık kısmı da Fed tarafından satın
alınmış, finans devleri ekonomik
açıdan rahatlatılmıştı. Fed, süreç içerisinde mortgage tahvil
alımlarını, 750 milyar dolar daha genişleterek, 1,25 trilyon
dolarlık tahvil alımına imza attı. Fed, parasal genişlemenin ikinci
fazında ise aylık 85 milyar dolarlık uzun vadeli hazine tahvili
satın alacağını duyurmuştu. Her ay 40 milyar dolar mortgage
destekli tahvil ve 45 milyar dolar da hazine tahvili olmak üzere 85
milyar dolarlık varlık alımı yapan banka, tahvil alımlarını bu
yılın ocak ayından başlayarak azaltmaya başladı. Fed, bu
süreçten itibaren tahvil alımlarını 10'ar milyar dolar düşürmeye
başladı ve yedi toplantıda sözkonusu miktarı 15 milyar dolara kadar
düşürmüştü. Yapmış olduğu varlık alımlarının ardından
Fed'in bilançosu 4,5 trilyon doların üzerine çıktı. - ABD
krizden hızlı çıktı ABD ekonomisi, küresel ekonomik
krizin hissedilmeye başlandığı 2008'de ciddi bir darbe almış, ülke
ekonomisi birçok makro ekonomik
gösterge açısından parlak günlerinin gerisinde kalmıştı. ABD'nin
gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) 2008'de 14,7 trilyon dolar
seviyesindeyken, bu rakam bir sonraki yıl 14,4 trilyon dolara
gerilemişti. Alınan önlemler ve uygulanan politikalarla
ekonomisini toparlama eğilimine giren ABD'nin GSYH'si
2013'te ise 16,7 trilyon dolara yükselirken, ABD ekonomisinin bu yıl 17,4 trilyon dolarlık bir
büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Söz konusu iyileşme diğer makro
ekonomik göstergelerde de paralellik gösterdi.
Ülkenin kriz sonrasında yüzde 9,3 seviyesine yükselen işsizlik
oranı son rakamlara göre yüzde 6,3'lere kadar gerilerken, ABD'de
kişi başına gelir de söz konusu dönemde 46,9 bin dolardan, 54,6 bin
dolara yükseldi. Bu dönemde iyileşme yaşanan göstergelerden
biri de tasarruf oranı oldu. ABD'deki tasarruf oranının GSYH'ye
oranı 2009'da yüzde 14,3 olurken, bu rakamın 2014 yılı sonunda
yüzde 17,3'e yükselmesi bekleniyor. ABD ekonomisindeki toparlanma etkisini büyüme üzerinde de
gösteriyor, yarın açıklanacak rakamlara göre ülkenin 3. çeyrekte
yüzde 3 civarında bir büyüme göstermesi bekleniyor. -
"Paranın fonlama maliyeti artacak" Gazi Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Üyesi Prof. Dr. Necat
Coşkun, Fed kararlarının ardından dünyada artık eskisi gibi
likidite bolluğu olmayacağına işaret etti. Fed'in faiz
artırımı konusunda 2015'in ortalarını beklemeyeceğini kaydeden
Coşkun, "Fed faiz artırımını tahmin edilenin de önüne çekebilir.
Gelişmekte olan ekonomiler, dünyada daralan likidite sonucunda
fonları eskisi kadar kolay bulamayacak. Fonlama maliyetleriartacak"
dedi. Coşkun, Fed kararlarının uluslararası küresel
düzeyde faiz hareketliliğine sebep olacağını vurgulayarak, bu
durumun uzun vadeli yararlı olacağını dile
getirdi. Fed'in faiz artırımına gitmesi halinde
dünyadaki likidite rotasının da değişeceğini söyleyen Coşkun,
"Fed'in faiz artırımı sonrasında güvenilir liman arayan fonlar,
rotalarını ABD'ye çevirecek" diye konuştu. -Dolar Öte
yandan, dolar/TL, şu dakikalarda 2,22 seviyelerinde işlem
görüyor. ABD'de dün açıklanan makroekonomik
verilerin beklentilerden düşük gelmesinin ardından uluslararası
piyasada düşüşe geçen dolar/TL, bankalararası piyasanın kapalı
olması ve düşük işlem hacminin etkisiyle 2,19 sınırına kadar
gerilemişti. Dolar/TL, ulularararası piyasada ABD Merkez
Bankası'nın (Fed) beklentiler doğrultusunda tahvil alımını
sonlandırması ve faizlerde bir değişiklik yapmaması ile istihdam
piyasasındaki iyileşmeye vurgu yapmasının ardından kayıplarını
büyük ölçüde telafi etti. Bugün ise güne, 2,2155 seviyesinden
başlayan dolar/TL, en yüksek 2,2253'ü gördü, şu dakikalarda 2,22
seviyelerinden alıcı buluyor. Analistler, ABD'de açıklanacak
verilerin dolar/TL'nin seyri üzerinde belirleyici olmayı
sürdüreceğini belirterek, teknik açıdan 2,2260 - 2,2370
seviyelerinin direnç konumunda olduğunu, aşağı yönlü hareketlerde
ise 2,1980 seviyesinin destek olarak takip edileceğini
öngörüyor. - "Teknik görünüm dolar/TL'nin 2,20
seviyesi üzerinde kaldıkça 2,24 seviyesine yükselme olasılığı
bulunduğunu gösteriyor" Garanti Yatırım
Stratejisti Tufan Cömert konuya ilişkin değerlendirmesinde, hafta
başından bu yana diğer gelişen ülkeler ortalamasına göre daha iyi
bir performans gösteren TL'de, hisse ve tahvil piyasasına
girişlerin etkili olduğunu söyledi. Fed kararı sonrasında ise TL'de
sepet bazında önemli bir değişim görülmezken, düşen avro/dolar
paritesi nedeniyle dolar/TL kurunun yükseldiğini aktaran Cömert,
şunları da kaydetti: "TL'de yeni ve güçlü bir değer kaybı
görülmediği sürece Merkez Bankası'nın fonlama maliyetini yukarı
çekmesini beklemiyoruz. Mevcut durumda TL'de önemli bir değişim
beklememekle birlikte teknik görünüm dolar/TL'nin 2,20 seviyesi
üzerinde kaldıkça 2,24 seviyesine yükselmesi olasılığı bulunduğunu
gösteriyor. Öte yandan TL açısından bazı kısa vadeli temel riskler
de var. Dün akşam sürpriz bir kararla faiz artıran Brezilya
nedeniyle TL'nin cazibesi görece azalacak. Petrol fiyatının da
yeniden yukarı gitmesi durumunda TL'nin bu haftaki yükselişi geri
vermesi mümkün."
Yorumlar