Özfatura: Türkiye’de tek bir irade vardır

İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Dr. Burhan Özfatura yolsuzluk, rüşvet, torpil, israf, saltanat, iş takibi gibi suçların gündem dışına atılabilmesi için her yola başvurulduğunu ve her türlü demagojinin yapıldığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol
Özfatura: Türkiye’de tek bir irade vardır

İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Dr. Burhan Özfatura yolsuzluk, rüşvet, torpil, israf, saltanat, iş takibi gibi suçların gündem dışına atılabilmesi için her yola başvurulduğunu ve her türlü demagojinin yapıldığını söyledi. Türkiye’de tam anlamıyla kaos yaşandığını ifade eden Özfatura, “İnanılmaz; akla, mantığa, vicdanlara sığmayan davranışlar sergilenmektedir. İktidar, kendisi gibi düşünmeyenlere, yardakçılık yapmayanlara savaş ilan etmiş gibidir. Her türlü hakaret, iftira, baskı, yalan, beyin yıkama operasyonu, ayrımcılık, fişleme, zulüm, kıyım vb. insanlık dışı davranış mübah sayılmaktadır.” dedi.

Bunlar yapılırken, "milli iradenin önü kesilmekte" ve "paralel devlet varmış" söylemlerinin arkasına sığınıldığını söyleyen Özfatura, “Türkiye’de milli irade kalmış mıdır ki önü kesilsin? Türkiye’de tek bir irade vardır, Sayın Başbakan’ın iradesi. Her şeye kendileri karar vermekte, herkes onun ağzına bakmaktadır. En küçük bir karşı çıkma, aksi fikir söyleme hemen cezalandırılmaktadır. Yandaş medyanın da işbirliği, baskılar, iftiralar peş peşe sıralanmaktadır. Her türlü çirkin yakıştırma, ‘vatan haini, ajan, tuzluk vs.' yapılabilmektedir.” şeklinde konuştu.

"BUGÜN DEMOKRASİNİN D’SİNDEN BAHSEDİLEMEZ"

Türkiye’nin geldiği durumda demokrasinin d’sinin bile varlığından bahsedilmeyeceğini ifade eden Burhan Özfatura TBMM, yargı, kabine, bürokrasi, velhasıl bütün birimlerin devre dışı bırakıldığını söyledi. Ülkede tek adam yönetimi olduğunu, fikir, irade, teşebbüs hürriyetinin hepsinin rafa kaldırıldığını, milli irade kavramının istismar edildiğini, AK Parti’ye oy vermeyenlerin yok sayıldığını ve gayrımilli irade olarak vasıflandırıldığını, ülkenin yüzde 50’sinin devre dışı bırakıldığını belirten Özfatura, “Milli irade, iktidara yolsuzluk yapın, rüşveti yaygınlaştırın, tüm ihaleleri ve özelleştirmeleri yandaşlara peşkeş çekin, yargının önünü kesin, suçluları koruyun, servetlerinize servet katın, iş takibi ve rant peşinde koşun, şehirleri perişan edin mi demiştir?” diye soran Özfutara, her dönemde yolsuzlukların üzerine gidildiğini, kimsenin de "milli iradenin önü kesiliyor" safsatasının arkasına sığınmadığını ifade etti.

Milli şef döneminde "Havuz-Yavuz" davası olduğunu, ilgili bakanın hemen istifa ettiğini ve konunun derhal yargıya havale edildiğini, Bülent Ecevit'in "11'lerin transferi" ile anılan hükümetindeki birçok bakanın Yüce Dîvan’a gittiğini, Mesut Yılmaz ve Koray Aydın gibi isimlerin de Yüce Dîvan’a gönderildiğini, Süleyman Demirel’in yakın akrabalarının yargılandığını hatırlatan Özfatura, “Merhum Özal, Özdağlar'ı kendi eliyle yargıya sevk etmedi mi? Sayın Çiller'in döneminde aynı türden suçlamalar, yargılamalar olmadı mı? Kaldı ki AKP döneminde, halkın oylarıyla göreve gelen, yani milli iradeyi temsil eden Aziz Kocaoğlu, Aytaç Durak ve birçok belediye başkanı ile ilgili yargılamalar olmadı mı? Sizin yandaşlarınız suç işlerse dokunulmayacak, diğer partiler söz konusu olunca milli irade engellenmiş olmayacak. Bu ne biçim mantıktır?” dedi.

Yolsuzlukların açıkta, delillerin de ortada olduğunu, bunu hiçbir baskının örtemeyeceğini söyleyen Dr. Özfatura, şunları kaydetti: “Tetikçi medya için 630 milyon dolar değil, on katı para toplasanız halkı, hele hele Cenab-ı Hakk'ı kandıramazsınız. Yandaş müteahhitlerin ne gücü ne de şaibeli ihale ve özelleştirmelerden elde ettikleri kazançları kafi gelmez. Mağduriyet masalları da bu defa işe yaramaz.”

İktidarın, Türkiye'yi hızla uçuruma, kaosa, bölünmeye, ekonomik çöküntüye sürüklediğini iddia eden Burhan Özfatura, devlet çarkının paramparça edildiğini, hukuk düzeninin ortadan kaldırıldığını söyledi. Güneydoğu’nun asıl paralel devlet olan KCK'ya teslim edildiğini, yurt içinde ve yurt dışında kavga edilmedik muhatap kalmadığını öne süren Özfatura, “Terör azmış, devlet otoritesi sıfırlanmıştır. Kaçakçılık zirve yapmıştır. Dış ödemeler açığı 100 milyar dolara ulaşmıştır. Tek çare, halkın 30 Mart'ta demokrasiye sahip çıkması, tek adam yönetimine ciddi bir ders vermesidir. Aksi halde çok pişman oluruz.” şeklinde konuştu.

CİHAN

Yorumlar