Özfatura: Demiryolunda dışa bağımlı hale geldik

İzmir Büyükşehir Belediye eski Başkanı Dr. Burhan Özfatura, AK Parti iktidarının bol bol 'milli' ifadesini kullandığını ancak hepsinin içinin boş olduğunu öne sürdü.

Google Haberlere Abone ol
Özfatura: Demiryolunda dışa bağımlı hale geldik

İzmir Büyükşehir Belediye eski Başkanı Dr. Burhan Özfatura, AK Parti iktidarının bol bol 'milli' ifadesini kullandığını ancak hepsinin içinin boş olduğunu öne sürdü. Türkiye’nin adı milli olan projelerle dışa bağımlı hale geldiğini söyleyen Özfutara, Savunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayar'ın görevden alınmasını da eleştirdi. Başarılı, çalışkan, iyi niyetli, bilgili bürokratlardan birinin daha kıyıma uğradığını iddia eden Özfatura, “Acaba kimin çıkarına engel oldu? Tanıdığım kadarıyla kendisi, özellikle Savunma Sanayisinde yerli payının artması için ciddi gayretler gösteren birisiydi ancak mevcut iktidarın böyle bir hedefi olmadığı için elbette başarılı olması zordu.” dedi.

İzmir Alsancak Garı’na, 'Milli Hızlı Tren-Milli Gurur' pankartı asıldığını hatırlatan Özfatura, “Ömrü olan görecektir ki bu bir milli hayal kırıklığı projesi olacaktır.” ifadelerini kullandı. Özfatura milli tank, helikopter, gemi, piyade tüfeği gibi projelerin isminin milli olduğunu ancak dışa bağımlı projeler olduğunu savundu. Milli tren projesinin yeni olmadığını söyleyen Burhan Özfatura, “2003 yılında yapılan açıklamalara göre Marmaray ve hızlı tren projeleriyle Türkiye, raylı sistem araçları üretim üssü olacaktı. Hızlı trenler, yeni nesil metro, hafif metro araçları Türkiye'de üretilecek, istihdam sağlanacak, modern raylı sistem yatırımları ve teknolojileri ülkemize çekilecek, yerlilik oranı yüzde 50’lerin üzerine çıkarılacaktı. Bu amaçla 30 Ocak 2004’te Rotem, Siemens, Bombardier gibi firmalara davet ilanı çıkarıldı. Neticede raylı sistem araçlarını üretmek amacıyla Güney Koreli bir firma ile Türkiye'de ortak şirket kuruldu. Söz konusu şirket, doğru dürüst bir üretim tesisi kurmadı, hiçbir teknoloji transferi yapmadı. Kayda değer bir istihdam doğurmadı, yerlilik oranı çok düşük düzeyde bırakıldı. TCDD’nin altyapısı ve üretim imkânları kullanılarak, Kore'den ithal edilen raylı sistem araçlarının kısmî montajı yapıldı. 6 milyon TL gibi komik bir sermayeyle ülkemize 1 milyar doların üzerinde 700’e yakın raylı sistem aracı satıldı. Büyük iddiaların tümü fos çıktı.” dedi.

Türkiye'de raylı sistem araçlarının üretimine Güney Kore'den çok önce başlandığına, ilk buharlı lokomotif olan Karakurt’un, 1960 yılında, ilk vagon imalatının 1962 yılında yapıldığına dikkat çeken Özfatura, Kore'deki üretiminse 1965'ten sonra başladığını söyledi. Ülkemizde ilk dizel lokomotifin 1967’de, ilk elektrikli lokomotifin 1975 yılında üretildiğini, Kore'deki üretiminse 1979'da başladığı bilgisini veren Özfatura, ilk raylı sistem aracının ihracatını, Kore'den çok önce (1971 yılında, Bangladeş'e 77 vagon) Türkiye’nin yaptığını aktardı. Özfatura, “Görülüyor ki 40 yıl önce çok öndeydik ama özellikle son 15 yıl içinde Kore, ar-ge ve dizayn çalışmalarına önem verdiği için ABD’den Kanada'ya, Türkiye'den Brezilya'ya dünyanın her tarafına ihracat yapar duruma gelmiştir. Biz ise yerimizde saydık, uyuduk. Tülomsaş, Tüvesaş, Tüdemtaş gibi kurumlarımıza yatırım yapmadık. Teknik kadrolar oluşturmadık. Neticede ihtiyacının büyük bölümünü ithal eden, dışa bağımlı duruma düştük. Tek bir Kore firması bize 700’ün üzerinde lokomotif satarken bizim firmalarımızın üretimi, son 10 yılda bunun yarısına bile ulaşamadı.” şeklinde konuştu.

Türkiye’de raylı sistem aracı üretmek için yeterli sanayi altyapısı, tecrübe ve insan kaynağının mevcut olduğuna dikkat çeken Özfatura, “Yeter ki işi bilenlere havale edelim. Yandaşları kayırmaktan vazgeçelim. Gerçekten milli çıkarlara sahip çıkalım.” çağrısı yaptı. TCDD’den çok daha kısıtlı bir Türk firmasının Bursa'da tramvay ürettiğini ve bunu yabancı firmalardan çok daha ucuza yaptığını dile getiren Özfatura, Bursa Belediyesi'nin ihtiyaçlarını karşılayan bu firmanın şimdi de İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ihalesini kazanarak 70 milyon euro döviz tasarrufu ve yüzlerce Türk evladına iş imkanı sağladığını aktardı. Tablonun çok üzücü ve yüz kızartıcı olduğunu savunan Özfatura, “Korkarım, bunun sorumlusu olarak da Cemaat gösterilmesin.” dedi. CİHAN

Yorumlar