Özcan Köknel: Bazı müzik türleri madde bağımlılığını artırıyor.

Uyuşturucu nedeniyle son dönemde özellikle genç yaşta yaşanan ölümler, konunun uzmanlarını da tedirgin ediyor. Madde kullanımı ve tedavisinde söz sahibi olan ve konu hakkında kapsamlı çalışmalar yapan psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Özcan...

Google Haberlere Abone ol
Özcan Köknel: Bazı müzik türleri madde bağımlılığını artırıyor.

Uyuşturucu nedeniyle son dönemde özellikle genç yaşta yaşanan ölümler, konunun uzmanlarını da tedirgin ediyor. Madde kullanımı ve tedavisinde söz sahibi olan ve konu hakkında kapsamlı çalışmalar yapan psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Özcan Köknel, koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi ve tedavide uygulanacak altın kuralları anlattı. Bazı müzik türlerinin madde bağımlılığı konusunda artırıcı etki yaptığını belirten Köknel, "Genelleme yapmak zor ama bizim arabesk müziğin belirli bazı maddelerin kullanımını artırdığı ile ilgili araştırmalar var. Batı'da Heavy Metal mesala." dedi.

Özcan Köknel, Türkiye'de madde kullanımı ve tedavisinde hem yurt dışı kariyeri hem de yurt içindeki çalışma ve araştırmalarıyla tanınıyor. Üçgen benzetmesi yaparak uyuşturucuyu açıklayan Köknel, bu üçgenin bir ucunda uyuşturucu-alkol alt kültürü, bir ucunda uyuşturucu bir ucunda ise birey olduğunu belirterek alt kültürün çok iyi etüd edilmesi gerektiğini söyledi. Osmanlı döneminden bu yana başlamış bir alkol ve uyuşturucu alt kültürü bulunduğunu ifade eden Köknel, "500-600 sene önceki şairlerin şiirlerinde alkol kullananlarla esrar kullananlar hep birbirleriyle çatışmışlar. Şiirlere bile bu yansımış. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde özellikle İstanbul'da afyon, esrar satan bir çok dükkan varmış." dedi.

Madde kullanımında iletişim araçlarının etkisinin büyük etkisi olduğunu, gençlerin de bu araçları en hızlı şekilde kullandıklarını belirten Köknel, bu durumun madde kullanımının artışında etken olduğunu açıkladı. Köknel, "Gençler sadece bizden değil, bütün dünyadaki alt kültürlerden etkileniyorlar. Bu alt kültürlerin aktardığı bilgileri, aktardığı maddeleri de daha rahat bulabilmek, arayabilmek şanssızlığına sahipler." değerlendirmesinde bulundu. Müziğin uyuşturucu kullanımında önemli bir etken olduğunu belirten Köknel, bazı müzik türlerinin uyuşturucu kullanımını artırdığı tespitinde bulundu. Köknel, "Genelleme yapmak zor ama bizim arabesk müziğin belirli bazı maddelerin kullanımını artırdığı ile ilgili araştırmalar var. Özellikle esrar kullanımını biraz daha artırdığına dair...Onun dışında Batı'da mesela Heavy Metal, bunların madde kullanımını artırdığı ve hatta bazı müzik gruplarının özellikle isimlerini afyon grubu, esrar grubu gibi kullanıyorlar." dedi.

UYUŞTURUCU İLE YAKALANAN MİLLETVEKİLİ VARDI

Madde bağımlılığı ile mücadele en önde gelen stratejinin koruma içerikli olması gerektiğinin altını çizen Köknel, bu konuda sabit bir uygulama planının bulunmamasının uyuşturucu kullanımına artırıcı etki sağladığını anlattı. Güvenlik birimlerinin konuyla ilgili çalışmalarının yetersiz kalmasının da etken olarak değerlendirilebileceğini kaydeden Köknel, "Hiç bir zaman da sadece buna bağlama şansımız da yoktur. Çünkü bütün bunların arkasındaki en önemli etken ekonomik güçtür. Bu uyuşturucu trafiğini yönlendiren kişiler fazlasıyla güce sahip kişilerdir. Bundan yıllar önce Türkiye'den bir başka ülkeye uyuşturucu götüren milletvekili yakalanmıştı. Yani onlara kadar bile gidebilen, bu işin trafiğinde rol oynayan bir şey var. Genel bir kanaat olarak eğer bir ülkede uyuşturucu sorunu, trafiği varsa bunun içinde mutlaka o ülkenin değişik kademelerinde olan kişilerin bir rolü, kolaylaştırıcı güçleri vardır denir. Ne kadarı doğrudur bilmiyorum ama genel olarak yine bir kanaat vardır; Eğer bir ülkede yılda şu kadar esrar, şu kadar bonzai yakalanıyorsa bilin ki o ülkedeki trafik bunun on katıdır." ifadelerini kullandı.

Uyuşturucuya karşı en çok ilgili maddenin yasaklanması üzerinde durulduğunu ancak bunun yeterli ve geçerli bir yöntem olmadığını kaydeden Köknel, konuyla ilgili uluslararası yayınların ve kullanımı artırıcı kurumların bulunduğunu belirterek şöyle dedi: "Bazen inanç yoluyla, bazen müzik, bazen şiir ile öncelikle bu kültürü oluşturacak ortam sağlıyorlar." diyen Köknel, "Gençleri bu kültürün içine çekerek şu maddeler insanın gelişiminde rol oynar, şu maddeler zekanın artmasında rol oynar...Ün kazanmak, saygınlık kazanmak için çeşitli yollar var, bunların bir tanesi de uyuşturucu."

Köknel, 1975 yıllarında yaptığı bir araştırma sonunda yurt dışındaki bir yayına ulaştığını belirterek yayında Türkiye'ye gidecek bir kişinin uyuşturucuya nasıl ulaşacağı, nasıl taşıyacağı, yakalanması durumunda nasıl davranması gerektiği gibi pek çok dikkat çekici bilginin yer aldığını hatırlattı.

ATAERKİL AİLEYE BAŞKALDIRAN GENÇLER MADDEYE YÖNELİYOR

Madde kullanımında gençlerin korunmasında ilk rolün aileye düştüğünü belirten Köknel, ilgili ve bilgili ailenin belirleyici olduğunun altını çizdi. Bu tip ailelerin çoğun, bedensel, ruhsal ve toplumsal gelişmesinin farkında olduğunu belirten Köknel, "Türk toplumunun yüzde 15-20'si bu tür ailelerden oluşuyor. Onun dışında ataerkil aile tipi var. Bu aile tabi ki otoritesiyle alkolü yasaklayan, bu tür maddeleri yasaklayan bir tip ama bu yasaklama akla dayanmadıkça, boyun eğemeye, baskıya dayandıkça günün birinde o aile içinde yaşayan gençler baş kaldırıyor. Bunun ilk belirtilerinden biri de madde ya da alkol kullanımıyla oluyor." dedi.

Anne babanın ilgisinin çocuklar için hayati değerde olduğunu hatırlan Köknel, "İnanın muayenehaneme gelen bazı aileler çocuklarının o gece nerede olduklarını bile bilmiyor." diyerek tepkisini dile getirdi. Çok çocuklu ailelerin de bu konuda handikapa sahip olduklarını belirten Köknel, ekonomik, eğitim ve sosyal imkanlar itibariyle ailenin bütün çocuklar üzerinde denetim sağlamasının zorlaştığı uyarısında bulundu. "Burada 3 eşinden 25 çocuğu olan aile gördüm. Adlarını bile bilmiyor çocukların. Bir süre sonra baba figürü, özdeşleşmesi olmadığı için çocuklar bu ilgisizliği her hangi bir alt kültürde buluyor. Eğer o kültür uyuşturucu alt kültürü ise gel diyor, biraz alkol içersen rahatlarsın, bir sigara yak rahatlarsın diyor." dedi.

BONZAİ KURBANI GENÇLER DAHA ÇOK ALT KESİMDEN

Uyuşturucu kullanan gençlerin toplumda ekonomik olarak en üstte olan, ya da en altta yer alan kesimde bulunduğunu belirten Köknel, altta olan kesimin kullanıcı olmak yanında bir de satıcı rolüne sahip olabildiğini kaydetti. Alt kesimde yer alan gençler arasında kırsaldan şehirlere göçle gelen ve toplumsal rolü olmayan, ekonomik gücü olmayan gençlerin de uyuşturucu konusunda önemli bir figür olduklarının altını çizerek, "Bonzai kullananların büyük bir çoğunluğu da daha çok bu gençlik kesiminde ortaya çıkıyor. Fiyatının ucuz olması nedeniyle o kesimde daha çok isteyerek ve kolayca elde ettiği madde haline geliyor." diyerek tehlikeye dikkat çekti.

Bonzai gibi uyuşturucuların kullanımında hem Batı ülkelerinde hem de Türkiye'de büyük artış tespit edildiğini belirten Köknel, "Bu işle bu kadar ilgilendiğim halde 7-8 sene öncesinde Bonzainin adını bile bilmiyordum. Sonradan öğrendim ki bonzai 2004-2005'te piyasaya çıkmış. Toksik olduğu fark edildikten sonra yasaklanmış. Bunun da tabii ki bir alt kültürü var." dedi.

AMATEM'DE TEDAVİ OLURKEN MADDE TEMİN EDEBİLENLER VARMIŞ

Yurt dışındaki bazı merkezlerde tedavi konusunda yüzde 80'lere varan başarılar kaydedildiğini hayret ederek takip ettiğini belirten Köknel, tedavide motivasyonun önemini yabancı kuruluşların şu tespitleriyle anlattı: "Biz tedaviye başlamadan önce bir sürü testten geçiririz. O kişi motive mi? diyorlar. Kimisi komada iken geliyor, kimisi babası tarafından, kimisi annesi tarafından getiriliyor. Tabii ki bunun çok fazla bir etkisi olmuyor, çünkü motive değil. Bizde Amatem hem yatak olarak, hem yaklaşım biçimi olarak yeterli değil. Oradan çıktıktan sonra bana bazı şikayetlerle geliyorlar, iyi bir kontrol sistemi yok. Orada da maddeyi sağlayabiliyorlarmış. Bu sadece oranın da kabahati değil. Ben Çapa'da çalışırken bir alkoliği yatırmıştım. Arkadaşları getirirlerdi komadayken. Ziyarete geldiklerinde rakı getirirlerdi. Böyle de bir şey. Onun için ne yaparsınız yapın kendi motive değilse ondan sonrasında çok fazla bir yardım pek fazla olmuyor. En fazla dikkat edilmesi gereken şey, gençlerin uyuşturucu ve alkol alt kültürünün içine girmeden önce neler yapılabilir konusudur. " ifadesini kullandı.

CİHAN

Yorumlar