Öymen’den internet yasasına tepki
Gazeteci yazar Altan Öymen, büyük tartışmalara neden olan internet yasası ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Gazeteci yazar Altan Öymen, büyük tartışmalara neden olan
internet yasası ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Öymen,
“Hükümetin emrindeki bir bürokrata bu yetkinin verilmesi kabul
edilemez.” dedi.
Bolu Rotary Kulübü’nün düzenlemiş olduğu toplantıya konuşmacı
olarak katılan gazeteci- yazar Altan Öymen, gündeme dair
açıklamalarda bulundu.
Yasa dışı dinlemeler ile ilgili olarak
dinlemelerin sadece kendisine yönelik kısmına karşı çıkılmasını
eleştiren Öymen, “Özel hayata yönelik dinlemeler olmaması gereken
bir şey. Dinlemelerde ortaya çıkan bazı hususları alıp onlardan
faydalanmak ondan sonraki dinlemeler kendisi aleyhinde ise karşı
çıkmak falan ne derece birbiri ile bağdaşır ki? Geçmişte bir çok
insan dinlendi. İlhan Selçuk’un dinlenmesini hatırlıyorum
iddianameye de geçmişti. Brezilyada ki karnaval üzerine arkadaşıyla
sohbet ediyordu. Bunu iddianameye almışlardı. Hükümete karşı darbe
iddiası vardı ama bunun onunla ne alakası var. Oraya koyup gazeteye
yansıtılıp onu yıpratmak amaçlı yapıldı. Bu tür dinlemelerin
olmaması lazım. Çelişkiler içerisinde gidiyor.” şeklinde
konuştu.
Dünyanın dört bir tarafından tepki gelmesine neden olan internet
yasası ile ilgili olarak ise Öymen şu ifadeleri kullandı:
“Dinlemelerin önlenmesi tek taraflı olarak hükümetin emrinde olan
bir bürokratın yetkisi altına konulmuş bulunuyor. Yeni çıkan
kanunla. Bu bürokrat isterse dinlemenin dışında sosyal medya dahil
internete müdahale edebiliyor. İstediğini engelleyebiliyor. Artık
onun taktirine kalıyor her şey. Bu yapılabilir ama bunun bağımsız
bir kurula verilmesi lazım. Adalet birimlerine verilmesi lazım.
Hükümetin emrindeki bir bürokrata bu yetkinin verilmesi kabul
edilemez. Dünyanın her tarafından tepkiler yağıyor bugün.”
Öymen sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Yeniden yargılanmaların gereği bizzat Başbakan'ın söyledikleri ile
ortaya çıkıyor. Asıl Balyoz ve bazı davalarla ilgili belgelerin
düzmece olduğuna dair iddiaların bizzat devlet kurumu tarafından
kabul edilmesinden sonra bu davaların yeniden görülmesi lazım.
Delil ve bulguların sahte olduğu tesit edilmiş. Dünya kadar insan
bu yüzden içeride bulunuyor. Buna kısa zamanda çare bulunması
lazım."
Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonlarından biri olduğu
iddia edilen 17 Aralık soruşturması sonrası yaşanan gelişmeleri
değerlendiren Öymen, “İnsanların bir biri ile barışık olması lazım
hakaret etmemesi lazım. Özellikle de politikada bu önemli. İnsanlar
değişik fikirlere sahip olabilirler politikada. Ama bu değişik
fikirlere sahip olma onlara bir birlerine hakaret etmelerini
gerektirmez. Onları yapmadan da değişik fikirler barış içerisinde
sunulabilir.” ifadelerini kaydetti.
Altan Öymen, yaşanan gelişmelerle bütün süreçlerin bir birine
karıştığını ifade ederek “Süreç derken hepsi bir birine karıştı.
Barış süreci 17 Aralık-25 Aralık her şey birbirine karıştı.
Karmaşık içerinden çıkılması güç bir dönem geçiriyoruz.” şeklinde
konuştu.
"11 YILDIR ŞİKAYETİN YOKTU"
Başbakan’ın yolsuzluk soruşturmaları sonrası ortaya attığı ve
Hizmet Hareketi'ne yönelik kullanılan nefret söylemlerinin
sorulduğu Öymen, hükümetin 17 Aralık operasyonunu için darbe
iddiasında bulunmasını şu sözlerle eleştirdi. Öymen, ”Peki ne
zamandan beri bu var? Yeni başladı deniyor. Evvelden? Sayın
Başbakan “Ne istediler de vermedik” diyor. Tam bir birlik
içerisindeydik onların söylediklerini yapıyorduk diyordu ve 11
yıldır şikayeti yoktu. Böyle olunca akıllara şu soru geliyor.
Hakikaten o yapının böyle bir amacı varsa devlet içinde devlet
paralel devlet yapısı oluşturuyorlarsa bunu 11 yıldır hükümet fark
etmiyorsa bu çok büyük bir acizlik ve zaaf. Bunun hesabını o zaman
vermesi lazım. Örnekler vermesi lazım. 10 sene sonra birden bire en
ağır sözlerle bir başka gruba yüklenmesi bu çelişki kolay anlaşılır
değil. Başbakan söylemlerini anlatıp ikna edebilirse o zaman oturup
başka bir zemin oluşabilir. Yoksa bu karmaşa ve anlaşılmaz durum
devam eder.” CİHAN
Yorumlar