Otoriter Türkiye tablosu, Ortadoğu’da kaybettiriyor

Fatih Üniversitesi’nin İstanbul Enstitüsü ile bazı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde kariyer sahibi 520 kişiyle yaptığı araştırmada dikkat çekici sonuçlar ortaya çıktı. Demokratik ve istikrarlı bir Türkiye’nin Ortadoğu için daha...

Google Haberlere Abone ol
Otoriter Türkiye tablosu, Ortadoğu’da kaybettiriyor

Fatih Üniversitesi’nin İstanbul Enstitüsü ile bazı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde kariyer sahibi 520 kişiyle yaptığı araştırmada dikkat çekici sonuçlar ortaya çıktı. Demokratik ve istikrarlı bir Türkiye’nin Ortadoğu için daha değerli olduğu görüşünü dile getiren elitler, otoriter Türkiye tablosunun ise kazanımların yitirilmesine sebep olduğunu belirtti. Raporda, Ankara’nın Mısır ve Suriye konusunda verdiği tepkileri çok ciddi oranda revize etmesi gerektiği kaydedildi. Arap baharının istenen sonuca ulaşmadığını ifade eden Ortadoğu elitleri, Ortadoğu halklarının Türkiye sempatisinin azaldığına dikkat çekti.

Fatih Üniversitesi'nden Doç. Dr. Savaş Genç ve ekibi tarafından hazırlanan araştırmada; Mısır, Tunus, Libya, Suriye, Irak, İsrail, Filistin, İran ve Fas’ta 1 Mayıs – 15 Haziran tarihleri arasında yapılan araştırmada, her ülkeden yaklaşık 50 kişi üzerinde çalışıldı. Siyaset, bürokrasi, akademi, araştırma merkezleri, sivil toplum örgütleri, basın, sanayi ve ticaret sektörlerinde yer alan deneklerle yapılan araştırmada, eğitim seviyeleri olarak üniversite mezunları, yüksek lisans ve doktora eğitimli kişiler seçildi. Araştırmada, her ülkenin etnik, dini ve siyasi eğilimlerini yansıtan bir örneklem grubu oluşturularak çalışıldığı belirtildi.

Araştırmanın sonuçlarını Fatih Üniversitesi Mensupları Derneği'nde (FÜME) açıklayan Doç. Dr. Savaş Genç, Türkiye'nin dış politikada daha fazla söz sahibi olmamaya başlaması, Arap Baharı, Türkiye'nin Suriye'de radikal grupları destekleyip desteklemediği, lider ülke ve İran'ın ABD ile diyalog kurması sorularının katılımcılara sorulduğunu anlattı.

Suriye'de kısa dönemde Esed'in devrilmeyeceği ve Suriye'deki önceliğin diyalog ile diplomasi olması gerektiğini daha önce söylediklerini ve bu konuda haklı çıktıklarını anlatan Genç, aynı şekilde İran'da Ruhani ile Obama'nın da görüşebilecekleri tezini ortaya koyduktan sonra bu tezin de şimdilerde gerçekleştiğini ifade etti.

TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKA HEDEFLERİ KAPASİTESİNİN ÜZERİNDE

Araştırmada, “Türkiye'nin dış politikada daha fazla söz sahibi olmaya başlamış mıdır?” sorusunu yönelttiklerini belirten Genç, "Toplam değerlerde Türk dış politikası önemli bir puan alıyor. Yüzde 70'in üzerinde hala Türkiye'nin konumuna olumlu bakılıyor." dedi. ‘Türkiye'nin kapasitesinin üzerinde bir dış politika mı yürütüyor? anlamında bir soru da yönelttiklerini belirten Genç, "Toplamda Ortadoğu elitlerinin yüzde 50’ye yakınının ‘evet’ cevabını verdiğini görüyoruz. Geri kalanları da ‘hayır’ demiyor. ‘Katılmıyorum’ diyenlerin oranı yüzde 20'lerde." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin çevresinde bölünmemiş devlet sayısının Bulgaristan ve Yunanistan dışında kalmadığını söyleyen Genç, Türkiye'nin, devlet algısının ortadan kalktığı Ortadoğu'da bu devlet algısını koruyabilmesinin bile büyük bir olay olduğunu söyledi. Genç, "Buradan iç politika ile ilgili çıkarmamız gereken sonuç; Kürt barışı üzerinde hassasiyetle titrememiz gerekiyor. Bir Ortadoğulu olmamak için çok kültürlülüğü yaşatabilen, çatışma ve polarizasyon üzerinden siyaset yapmayan bir ülke olmamız, ivedilikle normalleşmemiz gerekiyor." ifadesini kullandı.

ORTADOĞU HALKLARININ TÜRKİYE SEMPATİSİ AZALIYOR

“Ülkenizin yakın ilişkiler içinde olduğu devletleri en iyiden en kötüye doğru sıralarsanız Türkiye kaçıncı sırada yer alır?” şeklindeki soruya Ortadoğu elitleri 2013’te Türkiye’yi yüzde 18 oranında birinci sırada gösterirken, 2014’te bu rakam yüzde 11’e geriledi. Genel toplamda Ortadoğu elitleri, bir önceki sene ile mukayese edildiğinde Türkiye ile ülkeleri arasındaki ilişkilerin kötüye gittiğini ve Ankara’ya ülke olarak daha az sempati beslediklerini ifade etti.

‘ARAP BAHARI, ARZULANAN HEDEFE ULAŞAMADI’

‘Arap Baharı’ konusunda dikkat çeken verilere ulaştıklarını anlatan Genç, olayların en başarılı olduğu ülke Tunus'ta bile Arap Baharı'nın hedefine ulaşamadığı sonucunun ortaya çıktığını kaydetti. Araştırmada, “Türkiye'nin Suriye'de radikal gruplara destek verdiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna aldıkları cevapları da paylaşan Genç, "Soruya en yüksek ‘hayır’ cevabının Suriye'den çıktığını görüyoruz. Suriye'de dağılımı yüzde 70'e yakın muhalifler, yüzde 30 da Esed yanlıları olarak yaptık. Muhaliflerin tamamına yakını ‘hayır’ derken, Esed'i destekleyenler bile 'evet destekliyor' demiyor." şeklinde konuştu. Toplamda yüzde 25 civarında Türkiye'nin marjinal grupları desteklediği sonucu çıktığını belirten Genç, bunun karşılığında genel olarak yüzde 42 civarında bir oranda ‘hayır’ cevabı çıktığını ifade etti.

‘GÜL, ERDOĞAN’A DANIŞMADAN SİSİ’Yİ KUTLAMAZDI’

Ortadoğu'da İran faktörünün yeni dönemde öne çıktığını kaydeden Genç, "İsrail-ABD-İran yakınlaşmasının zemini var. Arap uyanışının çöküşü sonrasında yeni Ortadoğu'yu İran, Batılılarla birlikte şekillendirmeye hazır. Türkiye dış politikasını bu yeni oyuna göre revize etmezse oyunun biraz dışında kalabilir. -Ki ben Türkiye'nin bunu görmeye başladığını ve Cumhurbaşkanı Gül'ün Sisi'yi kutlamasını bunun ilk sinyali olarak görüyorum. Bu kutlamanın Başbakan Erdoğan ile istişare edilmeden yapılma ihtimalinin olmadığını düşünüyorum. Zaten öyle olmasaydı Erdoğan çıkıp bir iki cümle söylerdi." şeklinde konuştu.

İRANLI KATILIMCILARIN YÜZDE 60’I ABD İLE TEMASTAN YANA

İran'ın ABD ile temasına ilişkin de araştırmada dikkat çeken bir sonucun oluştuğunu anlatan Genç, "Yüzde 32 civarında bir oran bu gelişmeyi olumlu görüyor. ABD ve İsrail'in İran ile yakınlaşması olumlu görünüyor. İsrail'de ilk çıkan cevap olumsuz ve kafa karışıklığı var. İran korkusu var, İran'ın Ortadoğu sorunlarını kullanarak kendini meşrulaştırdığını düşünüyorlar. Ama asıl enteresan sonuç İran'da. İran'da bu yakınlaşmaya yüzde 60'a yakın olumlu bakıyor. Bu başlı başına bir makale konusudur.” diye konuştu.

Savaş Genç, araştırmada elitlerin masa başında olma durumunu daha çok tercih ettiklerini, bunun altında Ortadoğu'da savaşların kazananının olmaması gerçeğinin bulunduğunu anlattı. Genç, bir soruya verdiği cevapta, "ABD bile kazanamadı, Irak'tan maddi olarak kaybederek çıktı, Obama ile yeni bir dönem başladı. Ortadoğu'da gücünüzü ancak maalesef bir barışı ne kadar maniple edebileceğinizi göstererek ifade edebilirsiniz. Biz başlangıçta tam tersini yapmaya çalıştık. Sıfır sorundan nereye geldik, kutupta bir şeyi destekleyen savaş kazanmaya çalışan bir şeye evrildik. Ortadoğu'da barış üzerinden netice üzerinden altyapı maalesef yok. İran'ı en güçlü kılan şey odur." ifadesini kullandı.

TÜRKİYE, MISIR İLE İLİŞKİLERİNİ NORMALLEŞTİRMELİ

Mısır’daki darbenin ardından Ankara ile Kahire arasındaki ilişkilerin hangi eksende seyretmesi gerektiği yönündeki bir soruya katılımcıların yüzde 33,40’ı ‘normalleşmeli’ cevabını verdi. Yüzde 11’i ise daha ileri bir hedefi göstererek Mısır ile Türkiye’nin partner ülke olarak hareket etmesini önerdi. Ortadoğu elitlerinin yüzde 23,50’si Türkiye’nin Sisi yönetimine karşı mesafeli durması gerektiğine inanırken, yüzde 15,20’si de Ankara ile Kahire arasındaki ilişkilerin dondurulması görüşünü dile getirdi.

SONUÇ

Araştırmanın sonuç bölümünde ise şu görüşler dile getirildi: “Araştırma sonuçlarını genel olarak değerlendirdiğimizde karşımıza şöyle bir sonuç çıkmaktadır:

Türkiye Ortadoğu'dan daha demokratik ve istikrarlı olmaya devam ettiği sürece Ortadoğu için değerlidir. Otoriter bir Türkiye tablosu ise kazanımların kısa sürede yitirilmesine sebep olmaktadır. Bölge elitleri ağırlıklı olarak sorun üretmeyen ve sorun çözebilen bir Türkiye tasavvur etmektedir.

Türkiye’nin genel olumlu verileri ve Ortadoğu elitleri algısındaki kazanımları geçen senenin sonuçları ile mukayese edildiğinde hemen her alanda gerilediği gözlemlenmektedir. Geçen sene demokrasi, özgürlük ve güvenlik gibi alanlarda Ortadoğu toplumlarının seviyesi daha da kötüye gittiği için Türkiye algısı göreceli olarak kısmen pozisyonunu korumayı başarmıştır. Lakin özellikle bölge politikalarına etkinliği İran’ın yükselişi ile mukayese edildiğinde gözle görülür bir şekilde güçlü Ankara algısının gerilediği ve tercihlerinin sürdürülebilir olmadığı araştırmamızın en önemli sonucu olarak ön plana çıkmaktadır.

Mısır ilişkileri ve Suriye sorununun akıbetine yönelik verilen tepkiler Ankara’nın baskın Ortadoğu tercihlerinde çok ciddi revize etmesi gerektiğine yönelik ipuçları barındırmaktadır. Ortadoğu’da istikrarın korunamadığı, iç savaşlar, darbeler ve mezhep çatışmalarının ön plana çıktığı bir dönemde Türkiye’nin ‘model ülke’ olarak pozisyonunu kaybetmeye başlaması ve kötüye giden Ortadoğu’da 2013 ile mukayese edildiğinde imaj kaybına uğraması Ankara adına oldukça düşündürücü bir veridir. Önümüzdeki 10 sene içinde Türkiye’nin hala umut bağlanan model ülke ya da muhtemel bölgesel güç olarak görülmesi istikrarlı, demokratik, özgürlükçü bir Türkiye’nin bölge elitleri üstünde etkin olma şansını elinde bulundurduğunu göstermektedir. Ortadoğu’ya benzer iç çatışmaların eşiğine sürüklenmesi durumunda ise Türkiye’nin mevcut itibarlı konumunu bile koruması mümkün olmayabilir.”

CİHAN

Yorumlar