Ombudsman’dan İçişleri Bakanlığı’na feribot kazasında ‘tazminat’ uyarısı

Kamu Başdenetçisi, 2002 yılında Karakaya Baraj Gölü’ndeki feribot kazasında hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödenmesi kararının uygulanmamasında Valilik ve İçişleri Bakanlığı’nı sorumlu tuttu.

Google Haberlere Abone ol
Ombudsman’dan İçişleri Bakanlığı’na feribot kazasında ‘tazminat’ uyarısı

Kamu Başdenetçisi, 2002 yılında Karakaya Baraj Gölü’ndeki feribot kazasında hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödenmesi kararının uygulanmamasında Valilik ve İçişleri Bakanlığı’nı sorumlu tuttu. Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 10 Kasım 2008 tarihli kararında hayatını kaybedenlerin yakınlarını haklı bularak, Baskil Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği’ni (KHGB) 290 bin TL tazminata mahkum etmişti. 5 yıllık yasal faizi ile beraber 900 bin TL’yi aşan tazminat için davalılar son olarak, konuyu Kamu Denetçiliği Kurumu’na (KDK) taşıdı.

Ombudsman, durumun hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığının altını çizerek, tazminat borcunun alacaklılara ivedilikle ödenmesi hususunda İçişleri Bakanlığı’na ve valiliğe tavsiyede bulundu.

Karakaya Baraj Gölü’nde 29 Ağustos 2002 tarihinde bir feribotun alabora olması sonrasında 13 kişi hayatını kaybetmişti. Bu kişilerin yakınları söz konusu feribotun işletmecisi olan Baskil Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği’ne maddi ve manevi tazminat davası açtı. Mahkeme 2008 yılındaki kararında davalıları haklı bularak 290 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. Fakat mahkeme kararına rağmen kaymakamlığa bağlı kurum, bütçe yetersizliği dolayısıyla vatandaşlara ödeme yapmadı. Mahkeme kararının üzerinden 5 yıl geçince 290 bin liralık tazminat miktarı da yasal faizi ile birlikte 900 bin lirayı aştı. Bunun üzerine haciz işlemleri başlattıran sayıları 30’u bulan davacı, bu durumu Ombudsman’a taşıdı.

290 BİN LİRALIK TAZMİNAT 5 YILDA 910 BİN TL OLDU

Başvuruyu değerlendiren Ombudsman, Kaymakamlığın ulaştırdığı bilgi ve belgeler doğrultusunda olayın doğrulandığını, dava değerinin 909 bin 930,86 TL olduğunun ifade edildiğini belirtti. Davacılar tarafından başlatılan icra takibinin devam ettiği, KHGB’nin tüm hesaplarına haciz konulduğu, bu hesaplardan; 4 Şubat 2013 tarihinde 181 bin 796,75 TL ve 6 Mayıs 2013 tarihinde ise 404 bin 878,13 TL alacaklılara ödendiği belirtildi. Öz gelirleri zayıf olan Kaymakamlığı KHGB’nin söz konusu tazminatları ödeyecek gücünün olmadığı belirtilmiş. Birliğin maddi imkanlarının yetersiz olmasından dolayı mahkemece hükmedilen tazminatların ödenmesi için İl Özel İdaresi ve Valilik makamına 5-6 kez talepte bulunulduğu fakat sonuç alınamadığına yer verildi.

“VALİ VE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI GEREKENİ YAPMALIDIR”

Kamu Denetçisi’nin kararında, “Şikayet dosyasındaki bilgi ve belgeler ile yukarıda bahsedilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, bir mahalli birlik olan KHGB’nin kendi öz gelirlerinin, söz konusu tazminat borcunun ödenmesine yetmeyecek derecede sembolik bir meblağ olduğu, KHGB’in gelirlerinin merkezden proje karşılığı veya tahsisli olarak gönderilen paralar ve ilgili İl Özel İdaresince gönderilen paralardan oluştuğu tespit edilmiştir.

Öte yandan ilgili İl özel idaresinin giderlerinin nelerden oluştuğu ve KHGB’nin gelirlerinin nelerden oluştuğuna bakıldığında İl özel idaresinin KHGB’ne mali destekte bulunma sorumluluğu olduğu, uygulamadaki örnekleriyle de açık bir şekilde görülmektedir. Mevzuat hükümlerine göre Vali, ilin koordinasyonu gerektiren her türlü işinden sorumlu olup devleti temsil etmektedir.

Mahalli idare birlikleri kanunu gereği, mahalli birliklerin denetiminin İçişleri Bakanlığı tarafından yapılmakta olduğundan İçişleri Bakanlığı’nın mahalli birlikler üzerindeki vesayet yetkisi kapsamında, KHGB’lerinin tazminat sorumluluğunu yerine getirmesi için gerekli maddi imkanların oluşturulması hususunda gereğinin yapılması, Elazığ Valiliği, İl Özel İdaresi ve Köylere Hizmet Götürme Birliği arasında eş güdümlü bir çalışmanın sağlanarak mağduriyetlere yol açılmadan yargı kararlarının yerine getirilmesinin sağlanması ve gecikmelerin önüne geçilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.” denildi.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NA: VATANDAŞIN DEVLETE VE HUKUKA GÜVEN SARSILMASIN

Mahkeme kararı ile kesinleşen tazminat sorumluluğunu aradan geçen yaklaşık 5 yıl boyunca idarenin tam olarak yerine getirmemesinin başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve eki protokollerin ihlali olduğunun altını çizen Ombudsman, hukuka uygun olmadığı gibi hakkaniyete de uygun olmadığını ifade etti. Ombudsman’ın değerlendirmesinde, şu ifadelere yer verildi: “Yerine getirilmeyen sorumlulukların devlete mal edileceği ve bu durumun demokratik bir toplumun temellerinden olan hukukun üstünlüğü ilkesinin bizzat devlet kurumları eliyle zedelenmesine yol açacağı muhakkaktır. Hukuk devleti ilkelerinin yaşamda tutulması, amacının sağlanması için bağımsız yargı kararlarına, tüm tarafların uyması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Tersi durumda vatandaşların devlete olan güveni zedelenmiş ve hukukun üstünlüğü devletin organları eliyle zarar görmüş olacaktır.”

Ombudsman, sonuç olarak; KHGB’lerinin şikayet konusunda da olduğu gibi sorumluluğu durumunda kendisine merkezi ve yerel birimler tarafından kaynak aktarılmak suretiyle bu sorumluluğu yerine getirilmesinin Köylere Hizmet Götürme Birliği ve İl Özel İdarelerinin üzerinde vesayet yetkileri olan İçişleri Bakanlığı ve Valilik tarafından sağlanması gerektiği vurgulandı. Anayasanın ilgili maddelerine olmak üzere AİHS’nin 6/1 maddesi ile 1’nolu ek protokole aykırı olduğu, hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığı yinelenerek, tazminat borcunun alacaklılara ivedilikle ödenmesi hususunda İçişleri Bakanlığı’na ve Valiliğe tavsiyede bulundu.
CİHAN

Yorumlar