Okur yazar olmayan yaşlıya noterde vasiyeti okutup imzalatmışlar

Bursa’da, dedelerinin miras paylaşımını beğenmeyen torunlar mahkemelik oldu. Yaşlı adamın okuma yazma bilmemesine rağmen noter huzurunda vasiyetnamenin okutulduğunu öne süren davacının ‘vasiyetname iptal edilmeli’ talebini yerel mahkeme...

Google Haberlere Abone ol
Okur yazar olmayan yaşlıya noterde vasiyeti okutup imzalatmışlar

Bursa’da, dedelerinin miras paylaşımını beğenmeyen torunlar mahkemelik oldu. Yaşlı adamın okuma yazma bilmemesine rağmen noter huzurunda vasiyetnamenin okutulduğunu öne süren davacının ‘vasiyetname iptal edilmeli’ talebini yerel mahkeme geri çevirince devreye giren Yargıtay, "Vasiyetçinin okur yazar olmadığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu vasiyetname ise vasiyetçi okur yazarmış gibi yapılıp imza altına alınmıştır. Kanunda belirtilen şekle uyulmamıştır." görüşü kapsamında yerel mahkemenin kararını bozdu.

Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müracaat eden bir vatandaş, 2010 yılında 95 yaşında vefat eden dedesinin, 2006 yılında , 91 yaşındayken okur yazar olmamasına rağmen noter huzurunda düzenlenen vasiyetnameyi ‘okudum, kabul ediyorum’ diyerek onaylamasına itiraz etti. Davacı, dedesinin temyiz kudreti olmadığı bir halde, ya da hile ile ya da kandırılarak, maliki bulunduğu 3 adet gayrimenkulden daha yüksek değerli olan ikisini torunu davalıya vasiyet ettiğini; vasiyetçinin okuma yazma bilmemesine rağmen vasiyetname yapılırken vasiyeti okuduğunun belirtildiğine dikkat çekti. Bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirten davacı, müvekkilinin saklı payına da tecavüz edildiğini ileri sürerek; geçersiz vasiyetnamenin iptaline, vasiyetname iptal edilmezse, müvekkili hissesine (saklı payına) yapılmış tecavüz nedeniyle, vasiyetin tenkisine karar verilmesini talep ve dava etti.

Değerli iki adet taşınmazı miras yoluyla alan davalı torun da dava konusu taşınmazların vasiyetnameden sonra muvazaalı olarak 25 Nisan 2008’de düzenlenen, ölünceye kadar bakma akdi ile davalı adına intikal ettirildiğini; davalıya gayrimenkullerin intikalinin dayanağını oluşturan vasiyetnamenin de hukuken sakat bir vasiyetname olması nedeniyle, intikallerin de geçersiz olduğunu ileri sürdü.

Davalı torunun avukatı ise miras bırakanın dava dilekçesinde bahsi geçen vasiyetnameyi yaptıktan 2 yıl sonra Orhangazi Noterliği’nde ölünceye kadar bakma akdi yaparak vasiyetnameye konu iki adet gayrimenkulü, müvekkiline verdiğini ve müvekkilinin de murisin ölümünden sonra bu iki gayrimenkulü bahsi geçen bakma akdine istinaden tapuda kendi adına tescil ettirdiğini dile getirdi. Davalı avukatı, murisin, dava konusu taşınmazları önce vasiyetnameye konu yaptığını, daha sonrada bu iradesinden tek taraflı olarak dönüp, ölünceye kadar bakma akdine konu yaptığını; bu halde, vasiyetnamenin ortadan kalktığını savunarak; davanın reddini istedi. Adli Tıp Kurumu’na bilirkişi raporu hazırlatan Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, vasiyetnamenin ehliyetsizlik nedeniyle iptali gerekmediğine hükmederek, davayı reddetti. Kararı davacı avukatı temyiz etti.

Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararını bozdu. Miras bırakanın vasiyetname düzenlerken fiil ehliyetine sahip olmadığı iddiasının, alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olmadığı anlaşıldığının hatırlatıldığı kararda şu ifadelere yer verildi: "Vasiyetnamenin bu nedenle iptali isteminin reddinde bir isabetsizlik yok ise de; davacı taraf, dava dilekçesinde; vasiyetçinin okuma yazması olmadığı halde, okur yazarmış gibi vasiyet düzenlendiğini, şekli olarak bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu da ileri sürmektedir. Vasiyetname incelendiğinde önce, miras bırakanın, okur yazar olmadığının belirtildiği; sonrasında ise okur yazar olduğu belirtilip, iş bu vasiyetnameyi baştan sona kadar vasiyet edenin okuduğu ve tekrar tanıklar huzurunda söz alarak ‘bizzat okudum’ dediği ifade edilmiş bulunmaktadır. Ayrıca, tanıkların ‘Vasiyet eden ilgiliyi tanıyoruz. Kendisi marufumuz olup, akli melekeleri yerindedir. Noter tarafından yazılan iş bu vasiyetnameyi okur yazar olan ilgili baştan sona kadar bizzat okudu’ şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır. Vasiyetçinin, okur yazar olmadığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Açıklandığı üzere, dava konusu vasiyetname ise vasiyetçi okur yazarmış gibi yapılıp imza altına alınmıştır. Kanunda belirtilen şekle uyulmamıştır. Bu şekildeki eksiklik geçerlilik şartıdır. Bu haliyle, vasiyetnamenin, kanunun aradığı şekil şartlarına haiz olmaması nedeniyle iptali gerekir. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir."

CİHAN

Yorumlar