OHAL üç ay daha uzatıldı

Bakanlar Kurulu'nun bugünkü toplantısında olağanüstü halin 3 ay daha uzatılmasına karar verildi. OHAL'in uzatılması için MGK'dan tavsiye kararı alınmıştı.

Google Haberlere Abone ol
OHAL üç ay daha uzatıldı
Sonhaberler / Haber Merkezi

Bakanlar Kurulu'nun bugünkü toplantısında olağanüstü halin 3 ay daha uzatılmasına karar verildi. OHAL'in uzatılması için MGK'dan tavsiye kararı alınmıştı. 

 Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Türkiye bir taraftan terör örgütlerinin bütününe karşı mücadelesini sürdüreceğini belirterek, "Aynı zamanda Türkiye, 2023 ve 2053 hedeflerine ulaşmak için yeni bir atılım ruhu ile hareket edecek. Bu atılım ruhunun ortaya çıkacağı yer Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. İktidar partisiyle, muhalefetiyle milletin temsilcisi olan 550 milletvekili arkadaşımızın tamamının büyük atılım ruhuyla hareket edeceğini ümit ediyoruz." dedi.

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Bugün yine maalesef iki askerimiz ve bir polisimizin şehit olması haberiyle sarsıldık. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Mekanları cennet olsun. Aileleri, Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet teşkilatı ve milletimize başsağlığı diliyoruz." ifadesini kullandı.
TBMM'nin 1 Ekim'de yeni yasama yılına başladığını hatırlatan Kurtulmuş, Meclis'i bu yasama yılında yoğun bir çalışma gündemi beklediğini belirtti.

Meclis'e yeni yasama yılında başarılar dileyen Kurtulmuş, "İnşallah Türkiye'nin ihtiyacı olan yasaların çıkarılması konusunda bu seneyi verimli bir şekilde geçiririz. Yine yeni yasama yılıyla birlikte hepimizin ortak temennisi, 15 Şubat tarihinden itibaren Türkiye'de oluşmaya başlayan 'Yenikapı ruhu' dediğimiz, milli birlik ve dayanışma ruhunun bu dönemde de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde artarak devam etmesi, siyasi partiler arasındaki görüş ayrılıklarına, fikir ayrılıklarına rağmen milli meselelerin çözümü noktasında ortak hareket edilebilmesi bakımından da önemli bir sınavı vereceğimizi düşünüyoruz. Dolayısıyla temennimiz, milli birlik ve dayanışma ruhunun devam etmesidir. Yenikapı ruhunun yeni bir ruh olarak demokrasi yanlısı, milli birlik yanlısı, memleketin sorunlarını diyalogla müzakereyle çözme yanlısı yeni bir siyaset dilini de ortaya koymasını temenni ediyoruz." diye konuştu.

TBMM'nin hayati önemde meselelerle karşı karşıya olduğuna işaret eden Numan Kurtulmuş, "Türkiye bir taraftan terör örgütlerinin bütününe karşı mücadelesini sürdürecek ama aynı zamanda Türkiye, 2023 ve 2053 hedeflerine ulaşmak için yeni bir atılım ruhu ile hareket edecek. Bu atılım ruhunun ortaya çıkacağı yer Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. İktidar partisiyle, muhalefetiyle milletin temsilcisi olan 550 milletvekili arkadaşımızın tamamının büyük atılım ruhuyla hareket edeceğini ümit ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kurtulmuş, Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadele ederken hem demokratik standartları yükseltme konusundaki kararlılığını sürdüreceğini hem de Türkiye'nin ekonomik bakımdan daha ileriye gitmesi için TBMM'nin üzerine düşen sorumlulukları yerine getireceğini vurguladı.

BAKANLAR KURULUNDA SUNUM

Meclis'in bu dönemki hedefinin, özellikle bu yılki çalışmalarında hem terörü yok edecek ortamı sağlamak için katkı sunmak hem de güçlü, büyük Türkiye'nin kurulması için üzerine düşen sorumluluları yerine getirmek olacağını anlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında, bakanlıklarımız İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı sunumlarını gerçekleştirdi. Bu sunumlar çerçevesinde bu dört bakanlığımızı ilgilendiren, Türkiye'nin gündemini de ağırlıklı olarak işgal eden konular üzerinde çok detaylı konuşmalar, çok detaylı görüşmeler yapıldı. Bu çerçevede İçişleri Bakanlığımız, FETÖ, PKK ve DAEŞ başta olmak üzere, terör örgütleriyle mücadelede gelinen noktayı bütün teferruatıyla Bakanlar Kurulu'muza takdim etmiş oldu. Bu çerçevede bundan sonraki süreçte personel, teknoloji ve istihbarat bakımından gerekli düzenlemelerin neler olacağı konusundaki görüşlerini paylaştı. Atılacak olan adımlar üzerinde de Bakanlar Kurulumuzda karşılılık görüş teatisinde bulunuldu, kararlar alındı."

Adalet Bakanlığı'nın çeşitli konulara ilişkin gelişmeleri Bakanlar Kurulu'na taşıdığını bildiren Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Bunlardan biri cezaevlerindeki son durumun gözden geçirilmesi, darbecilerin mahkeme yargılama süreçleriyle ilgili gelişmelerin paylaşılması ve özellikle de FETÖ lideri Feto'nun, bu ikisini de birbirinden ayırt ederek konuşmak lazım, Türkiye'ye iade edilmesiyle ilgili Bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar. Bunlardan biliyorsunuz 15 Temmuz öncesinde Feto'nun iadesiyle ilgili 4 dosya, 4 dosya Amerika Birleşik Devletleri makamlarına sunulmuştu. 15 Temmuz'dan sonra da Feto'nun tutuklama talebiyle ilgili hazırlanan dosya Amerikan makamlarına 10 Eylül 2016 tarihinde takdim edildi. Amerikan makamları da e-mail ortamında bu belgelerin alındığını, bu dosyanın alındığını 23 Eylül 2016 tarihinde Türkiye'ye bildirdi."

FETÖ TAVRIMIZ NETTİR

FETÖ konusundaki tavırlarının açık olduğunu tekrarlayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'nin 15 Temmuz'da büyük bir darbe teşebbüsüyle, kalkışmasıyla karşı karşıya kaldığını anımsattı.

Türkiye'nin bugüne kadarki en büyük ihanetle karşı karşıya kaldığını anlatan Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu örgütün başındaki kişi Amerika'da, Pensilvanya eyaletinde mukim olan Feto'dur. Bu kişinin Türkiye'ye iade edilmesiyle ilgili Amerikan makamlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için ilgili görüşmeler yapılıyor. Bu konudaki talepler gerçekleştiriliyor. Ama Amerika Birleşik Devletleri ile her alanda stratejik ortaklığı olan bir ülke olarak ve özellikle suçluların iadesi anlaşmasını yapmış olan bir ülke olarak da bu karar, Amerikan yargısı tarafından verilene kadar adı geçen kişinin Türkiye'ye iade edilmek üzere tutuklanmasını, bulunduğu yerde tutuklanmasını talep ediyoruz. Bu çerçevede son eylül ayının 10'unda gönderilen dosya, ilgili kişinin tutuklanmasıyla ilgili bir taleptir. Bu da bizim Amerika Birleşik Devletleri ile Suçluların İadesi Anlaşması'nın 10. Maddesi'nden kaynaklanan bir hakkımızdır. Bu başvurunun da en kısa zamanda karşılanacağını, bu başvuruyla ilgili olarak adımların da atılacağını ümit ediyoruz."

MUSUL VE RAKKA OPERASYONLARI

Bakanlar Kurulu toplantısında üçüncü sunumu, Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığını aktaran Kurtulmuş, "Dışişleri Bakanlığı'nın özellikle Suriye ve Irak'taki gelişmelerle ilgili sunumlarını Bakanlar Kurulu'nda hep beraber, dikkatlice müzakere ettik." dedi.

Kurtulmuş, Fırat Kalkanı Harekatı'nın, Suriye'nin bütünlüğünün ve Türkiye topraklarının terör örgütü DAEŞ başta olmak üzere, PYD ve benzeri terör örgütlerinin saldırılarından korunması, Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridorunun oluşmasının önlenmesi, milli birlik ve menfaatlerin korunması amacıyla yapıldığını vurguladı.

Fırat Kalkanı Harekatı'nın, Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanarak yaptığı bir harekat olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şu görüşlerini paylaştı:

"Burada Özgür Suriye Ordusu'nun unsurlarına Türkiye destek vermektedir. Bu çerçevede operasyon bizim açımızdan başarılı bir şekilde devam etmektedir ve operasyonun ilk günü söylediğimiz kırmızı çizgilerimizin tamamı devam etmektedir. Dolayısıyla Fırat Kalkanı ile ilgili sürdürmüş olduğumuz bu mücadele, özellikle DAEŞ'le ilgili bir mücadeledir ve kararlılıkla sürdürülecektir. Bu bölgenin DAEŞ'ten temizlenmesi, bu bölgenin bir güvenli bölge haline gelmesi ve Cerablus halkının olduğu gibi diğer şehirlerinin halklarının da kendi memleketlerine, kendi şehirlerine güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlamak öncelikli hedeflerimizdendir. Ayrıca Suriye ve Irak'taki DAEŞ'e karşı sürdürülen operasyonlarda Musul ve Rakka ile ilgili muhtemel operasyonlar konusundaki pozisyonumuz da net ve açıktır. Türkiye, DAEŞ'in Suriye ve Irak'taki siyasi istikrarsızlık ve dağınıklığın bir sonucu olduğunu, sebebi olmadığını başından beri her platformda ifade ediyor. Bunun için bu bölgenin bütünüyle terör örgütlerinden temizlenmesi için uluslararası koalisyonla iş birliği halinde her türlü adımı atmaya hazır olduğunu ifade ediyor. Ancak bununla birlikte Türkiye'nin başından itibaren söylediği bir başka husus daha var, Suriye, Suriye halkınındır."

FIRAT KALKANI HAREKATI

Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü hedeflerine yönelik devam eden Fırat Kalkanı Harekatı'na değinen Kurtulmuş, "Türkiye'nin başından itibaren söylediği bir başka husus daha var, Suriye, Suriye halkınındır. Arabıyla, Türkmeniyle, Kürdüyle diğer unsurlarıyla bütün Suriye halkları kendi şehirlerinin esas sahipleridir, terör örgütlerinden temizleme bahanesiyle bir başka terör örgütüne bu şehirlerin peşkeş çekilmesinin doğru olmadığını Türkiye defaatle dile getirmektedir." diye konuştu.

Olası Musul ve Rakka operasyonlarında yerel unsunların sahada olmasının gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"O şehrin unsurlarından oluşan mukavemet birimlerinin sahada olması, uluslararası koalisyonun da bu mukavemete, yerli unsurlardan oluşan mukavemete destek vermesi meselenin aslıdır. Türkiye bu çerçevede Rakka ve Musul operasyonları ve diğer operasyonların yürütülmesini düşünür ve bu çerçevede de oradan DAEŞ çıkarılırken oraların başka bir terör örgütüne bırakılmasını da asla kabul etmez, buna müsamaha etmez.

Dolayısıyla PYD'nin Musul ve Rakka operasyonlarında esas unsurlardan birisi olarak görülmesi Türkiye tarafından kabul edilebilir bir husus değildir. Türkiye'nin bu operasyonların içinde yer almasının temel şartlarından birisi PYD/YPG unsurlarının bu operasyonlarda asla yer almamasıdır. Bu da ilgili muhataplarımıza defaatle bildirilmiştir. Suriye ve Irak'taki DAEŞ ile mücadele kapsamında ilgili gruplara, ittifak içinde olduğumuz unsurlara sürekli olarak hatırlattığımız bir husus ise Münbiç cebinin temizlenmesi, terör örgütlerinin tamamından temizlenmesidir. Bu çerçevede evet, önemli bir kısmı çekilmiştir ama hala o bölgede PYD/YPG unsurlarının bir kısmının var olduğunu biliyoruz ve özellikle ABD'den bu konuyla ilgili olarak verdikleri sözleri yerine getirmesini ve buradaki PYD/YPG unsurlarının Fırat'ın doğusuna çekilmesini sağlamasını bir kere daha talep ediyoruz."

"HALEP'TEKİ DURUM KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL"

Halep civarında yaşanan trajediye dikkati çeken Kurtulmuş, "Halep'in ÖSO unsurları ve aslında Suriye'de Halep'in esas orada yaşayan unsurlarından temizlenmesini hedefleyen rejim güçleri maalesef dışarıdan aldığı desteklerle de Halep'e insani yardım ulaştırılmasını engelleyecek ve hatta Halep'te yaşayan insanların hastane dahil olmak üzere, imkanlarını ortadan kaldıracak bombalama eylemlerine devam etmektedir." dedi.

"Ne yazık ki insanlık bir kere daha bu insani trajediyi sadece seyretmekle yetiniyor" diyen Kurtulmuş, şehirdeki hastanelerin birer birer yok edildiğini, varil bombalarının atılmaya devam ettiğini, insanların öldürüldüğünü belirtti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, gıda ve ilaç sıkıntısındaki kente gidecek insani yardım malzemelerini götüren konvoyların da hedef alındığına vurgu yaparak, "Bunun kabul edilebilmesi, sineye çekilmesi mümkün değildir. Uluslararası camianın ciddi bir şekilde Halep'teki bu insani trajediye son vermesini, bununla ilgili olarak başta ABD ve Rusya olmak üzere ilgili ülkelerin aralarındaki tahterevalli oyununu bırakarak insani trajediyi ortadan kaldıracak kararlılığı ortaya koymasını talep ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.

OHAL

Bakanlar Kurulu'nda devam eden Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının da ele alındığını aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:

"21 Ağustos'ta yürürlüğe giren ve 19 Ekim'de sona erecek olan Olağanüstü Hal'in, 90 günlük Olağanüstü Hal'in, uzatılması ve 19 Ekim günü saat gece yarısı 01.00'den itibaren 90 gün süreyle Olağanüstü Hal'in yenilenmesi kararıdır. Bu yöndeki karar Milli Güvenlik Kurulu'nun geçen hafta çarşamba günü Beştepe'de yaptığı toplantıda alınan bir tavsiye kararıdır. Bakanlar Kurulu'muz da bugünkü 20. toplantısında o tavsiye kararına uyarak, Olağanüstü Hal'i bir kez daha uzatma, üç ay süreyle uzatma kararını almıştır. Hayırlı uğurlu olsun. Türkiye terör örgütlerinin tamamıyla, başta FETÖ, bu darbeci örgüt olmak üzere, kararlı bir şekilde mücadelesini sürdürecektir. Onun için ne gerekiyorsa, Türkiye'de, AB'nin tabirini kullanalım, devletin bu terör örgütlerinden arındırılması için ne gerekiyorsa bu adımlar atılacak ve Olağanüstü Hal'in vermiş olduğu hukuki imkanlarla da bu süreç inşallah en kısa zamanda başarıyla tamamlanacaktır."

MUHALEFETTEN İLK TEPKİ

Bakanlar Kurulu'nun OHAL'in uzatılması kararı sonrası CHP'den ilk tepki geldi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök yaptığı açıklamada, "OHAL keyfi bir yönetime dönüştürülüyor" dedi.

Yorumlar