Öğ-Der, eğitimde iyileştirme için aldığı tavsiye kararlarını açıkladı
Erzurum Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ- DER) İstişare Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı'nın görevleri, personeli ve teşkilat yapısına ilişkin yasa tasarısıyla ilgili olarak toplandı.
Erzurum Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ- DER) İstişare Kurulu,
Milli Eğitim Bakanlığı'nın görevleri, personeli ve teşkilat
yapısına ilişkin yasa tasarısıyla ilgili olarak toplandı. Kurul,
tavsiye niteliğindeki aldığı kararları basın yoluyla deklare
etti.
ÖĞ-DER İl Danışma Kurulu Başkanı Mesut Yavuz, MEB Yasası
Tasarısı'nın kurulda geniş kapsamlı görüşüldüğünü ifade etti.
Yavuz, Kurul'da aldıkları tavsiye niteliğindeki 15 maddelik
kararları şöyle açıkladı:
1-Eğitimin de bir Anayasası olmalı. Her gelen hükümet ve bakan,
sistemde değiştirme değil geliştirme yapmalıdır. Öncelikle Milli
Eğitim Bakanlığımızın son yıllarda sık sık sistem değişiklikleri
yapması eğitimde istikrasızlığa sebep olmaktadır. Artık Bakanlara
göre değişen bir eğitim sistemi ve yönetimi olmamalıdır. Eğitimin
omurgasını değiştiren, geleceğini ilgilendiren; köklü, adil bir
reforma ihtiyaç duyulan böylesine önemli sorunlar aceleye
getirilmemelidir. STK'ların, eğitimcilerin görüşü ve önerileri
dikkate alınmalıdır.
2-Hazırlanan Kanun ve yönetmeliklerin evrensel hukuka uygun olması
gerekir. Çıkarılan kanun ve yönetmeliklerde Adalet ve hakkaniyet
esas alınmalıdır. Yasa bu şekli ile çıkarsa yönetmeliklerle adalet
ve hakkaniyet sağlanmalıdır.
3-Tasarıda kariyer basamaklarına değinilmemiştir. Öğretmenin görev
süresince kendini yenilemesini , performansını artırmasını, buna
bağlı olarak özlük haklarını da geliştirip mesleği zevkle yapmasını
sağlayacak kariyer basamakları tasarıya konulmalıdır. Öğretmenlere
kariyer sistemi oluşturularak eğitimcilerin idarecilik yerine kendi
alanında yetişmesini, gelişmesinin sağlanılması gerekir.
4-Uzun yıllar görevde kalıp performansı düşen yöneticilerin
görevlerine son verilmesi olumlu ancak yerlerine gelecek
yöneticilerin atanmasında hakkaniyet ve adalet sistemi inşa
edilmelidir. Eğitimciler idareye parti il başkanları vesayetinde
atanan memurlar olmamalıdır.
5-Dershaneleri kapatmak için kamu kaynaklarını özel okullara
aktarmak yerine Milli Eğitim, özel mantıkla yönetilmelidir. Ders
dışında derslere hazırlık eğitimi verdirmek isteyen velilerin
istekleri de göz ardı edilmemelidir.
6-Performansı düşük, risk almayan, odasına kapanan, öğretmene değer
vermeyen, istişareye kapalı idarecilerin değiştirilmesini,
yerlerine eğitimi ,bilimi, teknolojiyi ve manevi değerleri
önemseyen, kendini geliştirmeye açık idarecilerin gelmesini
savunuyoruz.
7-Özel mantıkla yönetilen, performansı yüksek, imkanları geniş,
sadece öğretim değil eğitim veren okullar oluşturulmalıdır. Eğitimi
özelleştirmek, tamamen özelin eline bırakmak doğru değildir. Özel
okullara devlet öğrenci gönderirken MEB, kendi okullarını özel
okula gidememiş olanların mecburen okuduğu yerler haline
dönüşmesine müsaade etmemelidir. Okullar sınavlara hazırlık
kurumları olmaktan çıkarılmalıdır.
8-Eğitimde dış etkiyi artıracak yapılanmalara müsaade
edilmemelidir. Milli Eğitim anlayışını yıkıp yerine sadece Avrupa
birliği isteklerini ve projelerini uygulayan yapıya Milli Eğitim
Bakanlığı dönüşmemelidir. Bakanlığımızda oluşturulan gayri milli
projeler neslimizi bozmaktadır. Bu projeler kapsamında yurt dışına
gönderilen öğrenciler kimlik buhranı yaşamaktadırlar. Bir çoğu
değerlerinden uzaklaşmış bir şekilde dönmektedir.
9-Öğretmenler sadece stajyerlik döneminde değil sonraki dönemlerde
de denetime, gelişime ve eğitime tabi tutulmalıdır. Başarısız
sayılan Stajyerleri 2 yıl sonra devlet görevinden çıkarmak yerine
başka görevler vererek memuriyet hakkı elinden alınmamalıdır.
10-Üniversitelerin öğretmen yetiştirme sistemi de
değiştirilmelidir. Eğer yeni atanan öğretmenlerin alanında veya
pedagojik olarak başarısız olacağı düşünülüyorsa sorumlusu YÖKtür.
Öğretmenlik, hiç bir şey kazanamadım öğretmenlik kazandım denilen
bir meslek olmaktan çıkarılmalıdır. Fakültelerde verilen alan
eğitimi ve formasyon yeterli değildir. Üniversitelerde eğitim
mantığı ezbercilikten, bilgi yükleme anlayışından
uzaklaştırılmalıdır.
11-Bir taraftan İdarecilerin derse girmesi kaldırılırken diğer
taraftan 4 yıl sonra dön öğretmenliğe denilmesi çelişiyor. Eğer
bakanlık, idareci olan öğretmen gerektiğinde öğretmenliğe dönsün
diyorsa idarecilerin derse girmesi gerekir.
12-Eğitim Müfettişlerinin müfettiş unvanlarına yeniden
kavuşmaları yerinde bir değişiklik olsa da, özlük haklarının,
birleştirilen bakanlık denetçileri seviyesine çıkarılması
gerekir. Maarif Müfettişleri İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı
olmaktan çıkarılmalı ve Rehberlik ve Denetim Başkanlığına bağlı
çalışmalıdır. Denetim sisteminin Rehberlik ve Denetim Başkanlığına
bağlı olarak, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün etkisinden ve
kontrolünden uzak, Bakanlığın politikalarını izleyip geliştirmesine
yardımcı olacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Esasen diğer
bakanlıklarda da denetim sistemi bu şekilde yapılandırılmıştır.
13-Dershanelere kilit vurarak yasak koymak yerine öğrenciyi ve
veliyi dershanelere götüren unsurlar azaltılmalı tedbirler
alınmalıdır. Teste dayalı ve çoktan seçmeli sınav sisteminden
vazgeçilmelidir.6 yıl dershanelerde çalışan öğretmenlere de 1
defaya mahsus atanma hakkının verilmesi de geçiş dönemi için
olumludur.
14-Stajyerlikte 2.bir sınav yapmak yerine temel ve hazırlayıcı
eğitimle ilgili Bakanlık tarafından bir kitap hazırlanarak aday
öğretmenlere dağıtılmasını, bu eğitimler sonucu yapılan sınavın
bakanlık tarafından bu kitaptan yapılmasını öneriyoruz.Stajyerler
için teorik bilgilerden ve 2 .sınavdan ziyade uygulamalı eğitime
önem verilmesi doğru olanıdır.
15-Okul müdür ve müdür yardımcıları sadece eğitimle uğraşan,
eğitimi planlayan ve yöneten kişiler olmalıdır. Bu gün gelinen
noktada idareciler kırtasiyecilik, toplantı girdabına
sokulmuşlardır. Okullara resmi işlemleri takip edecek memurlar
atanmalıdır. Bunun için atanamayan öğretmenler
değerlendirilebilir.
CİHAN
Yorumlar