'Öcalan çözüm sürecinin önemli aktörüdür, İmralı ziyaretgah değil'

Ensarioğlu, "Öcalan çözüm sürecinin önemli aktörüdür, İmralı ziyaretgah değil" dedi.

Google Haberlere Abone ol
'Öcalan çözüm sürecinin önemli aktörüdür, İmralı ziyaretgah değil'

AK Parti Diyarbakır Milletvekili ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Galip Ensarioğlu, çözüm sürecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi hayıtında dahi önemli bulduğu bir konu olduğunu ifade ederek, "Onun için biz var olduğumuz müddetçe, partimiz varolduğu müddetçe ve Başbakan sağ olduğu müddetçe çözüm süreci devam edecek. Çözüm sürecinin devam etmemesinin tek koşulu bizim ortadan kalkmamızdır. Biz halen varsak çözüm sürecide vardır"dedi.
Diyarbakır'da seçim çalışmalarını sürdüren AK Parti Diyarbakır Milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan adayı Galip Ensarioğlu, DHA Diyarbakır Bölge Müdürlüğü'nü ziyaret etti. Burada çözüm süreci ve MİT yasa tasarısı ile ilgili açıklamalarda bulunan Ensarioğlu, Çözüm sürecinin çok kıymetli olduğunu ifade ederek, "Çözüm süreci, sayın Başbakan'ın siyasi hayatından hatta daha değerli bulduğunu söylediği bir konu. Başbakan'ın hiç bir zaman neye mal olursa olsun vazgeçmeyeceği Türkiye'nin en önemli projesidir. Onun için biz var olduğumuz müddetçe, partimiz varolduğu müddetçe ve Başbakan sağ olduğu müddetçe çözüm süreci devam edecek. Çözüm sürecinin devam etmemesinin tek koşulu bizim ortadan kalkmamızdır. Biz halen varsak çözüm sürecide vardır"dedi.

'TÜRKİYE'DE YASAL OLAMAYAN HİÇBİR ALAN BIRAKMAYACAĞIZ'

Ensarnioğlu, Meclis'te gündeme gelen MİT yasasıyla ilgili, Oslo sürecinden sonra bir komployla karşı karşıya kaldıklarını, ve Başbakan ile MİT Müsteşarını hedef alan aslında özünde çözüm sürecini hedef alan bir süreç yaşadıklarını söyledi. Ensarioğlu, "Dolayısıyla bu işleri bu ülkede MİT yürütmeyecekte kim yürütecek? Bu operasyonları bütün dünyada gizli servisler yürütür. Türkiye'de taşlar yerine oturuyor. Sistem oturuyor. Zaten bu işleri yapan bir MİT var. MİT dinleme yapacak. Türkiye'de yasal olmayan hiç bir alan bırakmayacağız. Herkesin yeri ve görevi belli olacak. Herkes yetkileri be görevi dışına çıkamayacak bu ülkede. O yüzden eğer Oslo görüşmelerinde MİT'in yasasında bir açık varsa ve bu açıktan birileri faydalanıp bu süreci sabote edebiliyorsa veya MİT'in yürüttüğü bir dış operasyonda kamyonları bir savcı yahutta bir grup tarafından MİT'in faaliyetleri hükümeti hedef alınarak sabote edilmeye çalışılıyorsa o zaman yasalarımızda varolan açıklıkları gidermek için bunlara yasal dayanak oluşturmak ve herkesin faaliyet alanlarının net ve kalın çizgilerle belirlenmesi lazım. Herkes yasal çizgilere çekilecek yasalarda açıklık varsa yasal düzenleme yapılacak" dedi.

"ÖCALAN ÇÖZÜM SÜRECİNİN ÖNEMLİ AKTÖRÜDÜR, İMRALI ZİYARETGAH DEĞİL"

Ensarioğlu, BDP heyetleri dışında İmralı Adası'na ziyaretlerin olup olmayacağı ile ilgili bir soru üzerine şunları söyledi: "Orası bir ziyaretgah değil. Türkiye'nin en önemli sorunun çözümüyle ilgili yani bu işin bir tarafı devletse, hükümetse bir tarafı da PKK'nın kendisidir ve PKK'nın lideridir. Çözüm sürecinin önemli aktörüdür Öcalan. Bu çözüm sürecindeki faaliyetlerini yürütebilmek ve katkı sağlayabilmesi için kiminle görüşmesi gerekiyorsa onunla görüşür. Yani şu anda bu çözüm sürecinin sağlıklı yürüyebilmesi için BDP'nin milletvekillerinin oraya ziyaretleri, Kandil'e ziyaretleri ve kendi tabanına bu çözüm sürecini kabul ettirebilmelerinin koşulları sağlanıyor. Ama, burada Akil İnsanlar Heyeti faydalı olacaksa çözümün sağlıklı yürütülebilmesi için onlar gider. Ya da bir takım gazetecilerin gitmesi kamuoyunun bu işe hazırlanması anlamında faydalık olacaksa onlar gider. Yani biz çözüm sürecinde fayda gördüğümüz her argümanı kullanırız. Yasal ve doğru argümanlar kullanılır. Yoksa iş olsun diye bende gideyim, oda gitsin yani orası ziyaretgah değil. Ancak, çözüm sürecine katkısı olacaksa kimin gitmesi gerekirse o gitsin"

"DEMOKRATİK ÖZERKLİK TALEBİ SADECE SLOGAN VE SÖYLEMDİR"

Ensarioğlu, BDP'lilerin demokratik özerklik inşaa etme ile ilgili açıklamalarına değinerek, "Demokratik özerklik ve yahutta özerk bölge bunlar öyle bir partinin, bir grubun yada birilerinin ben ilan ettim, ben inşa ettim demesiyle olmuyor. Bu cehalettir. Demokratik özerklik ya da özerk bölge anayasal bir statüdür. Bu ancak siz bu idari yapınızla ilgili anayasanıza madde eklerseniz bu statüyü anayasal olarak tanırsanız gerçekleşir. Tek taraflı gerçekleşmez. Bunu da bilmek gerekir. BDP'nin kendi tabanına sunacağı çok fazla argüman kalmadı. Artık mağduriyetleri yok, ölümler yok, cenaze yok, dil ve kimlik önündeki engeller kalkıyor. Türkiye demokratikleşiyor. Ne kaldı Öcalan'a özgürlük, Kürdistan'a statü reformdur. Bu seçim özerkliği inşa ediyoruz. Özerkliğe oynuyoruz. Bunlar sadece slogan ve söylemden ibarettir" dedi.

Yorumlar