Nilüfer Kadın Dernekleri Federasyonu: Yargıya müdahale kabul edilemez

Ege Bölgesi’nde kurulu bulunan onlarca derneğin biraraya gelerek oluşturduğu Ege Nilüfer Kadın Dernekleri Federasyonu (ENKAFED), yolsuzluk ve rüşvet iddialarını içeren operasyonlar hakkında, yargıya müdahale edilmemesi çağrısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol
Nilüfer Kadın Dernekleri Federasyonu: Yargıya müdahale kabul edilemez

Ege Bölgesi’nde kurulu bulunan onlarca derneğin biraraya gelerek oluşturduğu Ege Nilüfer Kadın Dernekleri Federasyonu (ENKAFED), yolsuzluk ve rüşvet iddialarını içeren operasyonlar hakkında, yargıya müdahale edilmemesi çağrısında bulundu. Federasyon merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan ENKAFED Başkanı Günseli Esma Türkoğlu, ülkenin kriz atmosferine girdiğini, toplumun derinden yaralandığını ve hukukun zedelendiğini, eski Türkiye yolunda hızlı adımlarla yol alındığını iddia etti. Bu ortamdan çıkmak için yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirine müdahale etmemesi gerektiğinin altını çizerek, “Unutmamalıyız ki demokrasinin temel direği kuvvetler ayrılığıdır. Özlediğimiz yeni Türkiye’nin, Avrupa Birliği çizgisindeki demokrasilerde olduğu gibi özgürlükçü, hukukun üstünlüğüne saygılı, şeffaf ve hesap verebilir bir ülke olmasını bekliyoruz.” dedi.

‘STK’LAR OLARAK GELİŞMELERİ KAYGIYLA İZLİYORUZ’

Federasyona bağlı derneklerden Gönülver Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Meliha Levent ise sivil toplum kuruluşları (STK) olarak son günlerde yaşanan gelişmeleri kaygıyla izlediklerini söyledi. Rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarıyla vahim bir tablonun ortaya çıktığını aktaran Levent, “Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının sonuna kadar araştırılması gerekir. Gerçeklerin, hukuk devleti ilkesine uygun bir şekilde yapılacak bağımsız soruşturma ve yargılama süreciyle ortaya çıkarılması, varsa suçluların cezalandırılmasıyla bir an evvel neticelendirilmesi tüm kamuoyunun beklentisi.” şeklinde konuştu. Levent, yargı süreci devam ederken gölge düşürecek eylem ve söylemlerden kaçınılması, yargı bağımsızlığına ve hukuk devleti ilkelerine bağlı kalınması gerektiğini kaydederek, “Yargılama sürecinde kamu görevini yerine getiren savcılar ve emniyet güçlerini suçlu gibi gösterip yürütülen soruşturmaya leke düşürülmemesi gerekir. Tüm sürecin, hukukun üstünlüğüne olan güvenimizi destekleyecek şekilde ilerlemesi en büyük arzumuzdur. STK’lar olarak en büyük kaygımız, yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının piyasaları olumsuz bir şekilde etkilemesidir. Bu iddiaları ortaya çıkaranlara bir linç kampanyası düzenlenerek, piyasaların istikrarı bozulmamalı.” dedi.

‘YARGIYA AÇIK MÜDAHALE’

Öze Doğru Eğitim ve Dayanışma Derneği Başkanı Tuğba Toker de Anayasa’ya göre devlet içinde yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden bağımsız hareket etme zorunluluğu bulunduğunu hatırlattı. Yargı bağımsızlığının, demokratik hukuk devletinin ön şartı ve güvencesi olduğunu belirten Toker, “Bir milletin geleceği adına en temel garantisi de yargı bağımsızlığıdır. Birilerine göre uygun bulunmayan yargı kararlarının tamamı için her aşamada itiraz müesseseleri de bulunmaktadır. 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında yürütme organları tarafından yargıya sürekli müdahale edilmiş, önce kolluk kuvvetleri görevden alınmış, birçok ilde üst düzey 400 kolluk kuvveti personelinin görevleri değiştirilmiş, yeni savcılar atanmıştır. Akabinde de adli kolluk yönetmeliği, Anayasa’ya aykırı olarak değiştirilmiştir. Daha vahimi, yeni başlayan bir soruşturmada hükümet tarafından atanan kolluk kuvvetleri, bağlı bulunduğu savcının emrine uymamıştır. Bilahare soruşturmayı yürüten savcı baskı altına alınmış, yürütmekte olduğu soruşturmadan el çektirilmiştir. Tüm bunlar, açıkça yargıya müdahale ve baskı altına alma çalışmasıdır. Bu şekilde ülkemizde kaos ortamına zemin hazırlanmaktadır.” diye konuştu. Toker, siyasileri meseleyi şahsileştirmeden yargı kararlarına saygılı olmaya davet etti.

‘GÜNDEM DEĞİŞTİRME ÇABALARI’

Aktif Bayanlar Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Fahriye Özkara, iki haftadır ülke gündemini meşgul eden üç operasyon ve ardından yaşanan gelişmelerin, her geçen gün daha da vahim hale geldiğini savundu. Gelişmiş demokrasilerin temel prensibi olan yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrılmasının önemine değinen Özkara, “Yani güçler ayrılığı ilkesinin temelden sarsılması düşüncesi hakimdir. Suç ve suçluların araştırılıp şiddetle üzerine gidilmesi yerine, soruşturmanın akamete uğratılması maalesef ülkemizde ciddi bir güven probleminin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu süreç içinde bazı kesimlerce yolsuzluk ve rüşvet skandalının unutturulup STK’ların ve bazı kurum ve kuruluşların hedef gösterilmesi suretiyle gündemin değiştirilmeye çalışılması kabul edilir değildir. Gerçeklerin bağımsız bir yargı süreciyle ortaya çıkarılması, kamuoyunun beklentisidir.” dedi. CİHAN

Yorumlar