Muş'ta 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi kutlamaları

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 99. yıl dönümü nedeniyle Vali Vedat Büyükersoy ve beraberindeki protokol üyeleri, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Muş Şubesi’ni ziyaret etti.

Google Haberlere Abone ol
Muş'ta 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi kutlamaları

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 99. yıl dönümü nedeniyle Vali Vedat Büyükersoy ve beraberindeki protokol üyeleri, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Muş Şubesi’ni ziyaret etti.

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 99. yıl dönümü münasebetiyle Hava Şehitliği’nde düzenlenen törenin ardından, Vali Vedat Büyükersoy, Garnizon Komutanı Kurmay Albay Ali Özarslan, Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Kaya, İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Arıkan, Emniyet Müdürü Faik Aksu, kurum amirleri Özel İdare İşhanı’nda bulunan Türkiye Muharip Gaziler Derneği Muş Şubesi’ni ziyaret etti. Gaziler Derneği’nde günün anlam ve önemi ile açıklamalarda bulunan Vali Vedat Büyükersoy, Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünün Şehitler ve Gaziler Günü olarak anılmasının çok anlamlı olduğunu ifade etti.

Çanakkale Savaşı’nda, şehitlerin vermiş olduğu mücadeleye değinen Vali Büyükersoy, “Hepimizin bildiği gibi Çanakkale’de Mehmetçik; İngiltere, Fransa ve onlarla beraber hareket eden Yeni Zelanda hatta bir takım İslam ülkelerine karşı mücadele verdi. Bu ülkelerin, zırhlı gemileri, uçak gemileri vardı. 1914 yılında bu ülkelerin zırhlıları o kadar güçlü idi ki mermi o zırhı delemiyordu. Onlar atış yaptığında mesafeleri 24 kilometre, bizimkinin atış mesafesi 8 kilometre kadar anca gidebiliyordu. Uçakları kalkıp cephe gerisini kontrol ediyor, bilgi veriyor. Böyle bir imkâna sahiptiler.” dedi.

Kıbrıs Barış Harekatı Gazisi ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği Muş Şube Başkanı Gıyasettin Alkaş da savaş döneminde yaşadığı birkaç anısından söz etti. Kıbrıs Barış Harekatı zamanında Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdür Muavini olan Muş Belediye Başkanı Necmettin Dede ise şöyle konuştu: “Sayın Cumhurbaşkanı, Silahlı Kuvvetler Başkomutanı olarak kırmızı telefonu kaldırdı ‘taarruz emrini veriyorum’ dedi. Taarruz emrinden sonra Hava Kuvvetleri Komutanı telefonun başına geldi parolasını verdi taarruz emrini verdi, daha sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı yerinden kalktı parolasını verdi, derken bütün kuvvet komutanları parolası ile taarruz emrini verdi. Dört beş saat sonra yani sabaha karşı iki geminin vurulduğunu haber aldık. İki tane düşman gemisi vuruldu diye sevindik. Oysa silahlı kuvvetlerdeki koordinatör havacı eksikliğinden kendi gemimizi vurmuşuz. Batan bu gemiden sonra demek ki her savaş gemisinde bir tane hava koordinatör subayının olması gerekiyormuş. O koordinatları veren hava subayı olmadığı için maalesef o gün kendi gemimizi vurmuştuk. Ondan sonra Hava Kuvvetlerinden birer tane zabit subay Deniz Kuvvetlerinde görevlendirildi. O gün bu kötü günü yaşadık. Kendi gemimizin batırmamızın üzüntüsünü yaşadık o gün. Ama çok şükür bu iş galibiyetle bitti.”



CİHAN

Yorumlar