Müezzinoğlu: Vatandaş ilaç güvenliğini cepten kontrol edecek
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İlaç Takip Sistemi’nde (İTS) yapılacak yeni bir uygulama ile vatandaşların artık ilaç güvenliğini cep telefonu ile kontrol edebileceğini açıkladı.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İlaç Takip Sistemi’nde (İTS)
yapılacak yeni bir uygulama ile vatandaşların artık ilaç
güvenliğini cep telefonu ile kontrol edebileceğini açıkladı.
Yılbaşından itibaren faaliyete geçecek sistemle vatandaşların
aldıkları ilacın barkodunun (karekodu) fotoğrafını çekerek İlaç ve
Tıbbi Cihaz Kurumu'na ileteceğini belirten Müezzinoğlu, “Kurumumuz,
bu ilacı inceleyerek ruhsatlı mı, ruhsatsız mı olup olmadığını
tespit edecek. yılbaşından itibaren vatandaşın cepten öğreneceği
sistemin altyapısını kurup çalışmaları başlatacağız.” dedi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, CNN Türk Televizyonu’dna
katıldığı programda tam gün, sahte ilaç operasyonu ve aile
hekimlerinin nöbet tutmasını öngören torba kanun gibi bazı
konularda açıklamalarda bulundu. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi
Cihaz Kurumu ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün uzun süredir birlikte
çalışması sonucu sahte ilaç operasyonunun polis tarafından dün
başlatıldığını belirten Müezzinoğlu, “Operasyonun bundan sonraki
süreci emniyet ve hukukun işi. Hastalığı istismar eden ve
vatandaşın zor durumundan yararlanmaya çalışanlara müsaade
etmeyeceğiz. Yeni kanuni düzenlemede cezai müeyyidelerin
artırılması ve ilaç takip sistemi ile önümüzdeki süreçte vatandaşı
koruyan ve istismarcılara fırsat vermeyen ciddi bir yapıya
kavuşacak.” diye konuştu.
İlaç takip sisteminin, dünyada ilk kez uygulanan çalışma olduğunu
belirten Müezzinoğlu, “İlaç takip sistemi, bir ilacın fabrikadan
çıkışı, depoya gidişi, oradan eczane veya hastaneye gidişi, hastane
ve eczaneden hastaya verilişi birebir takip edildiği bir sistem.
Ruhsatlı ilaç ne kadar üretildi, nerede üretildi, hangi güzergahtan
nereye gitti, bunların a'dan z'ye takip edildiği bir sistem. Yeni
bir uygulama ile bu sistemi daha da geliştiriyoruz. Vatandaşlar
aldıkları ilacın karekodunun fotoğrafını cep telefonu ile çekerek
İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na iletecek. Kurumumuz da gönderilen o
fotoğraftan ilacın ruhsatlı olup olmadığını, kayıt dışı mı sistem
dışımı tüm durumunu tespit ederek, vatandaşa geri dönüş yapacak.
Yılbaşından itibaren vatandaşın cepten öğreneceği sistemin
altyapısını kurup başlayacağız.” şeklinde konuştu.
"TEDAVİ ANLAMINDA 17 İLAÇ BULUNAMIYOR"
Ülke genelinde bulunması zor olan ilaçlarla ilgili bir sorun
bulunduğunu ve bu kapsamda bugün itibariyle tedavi anlamında 17
ilacın bulunamadığını belirten Müezzinoğlu, “Bunların haftalık
olarak takibi yapılıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun bu
ilaçları Türkiye Eczacılar Birliği (TEB) aracılığıyla temin
ediyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren esnek fiyat uygulaması ile bu
sorunu aşacağız. Geçici sürelerde yaşanan sıkıntıları TEB
aracılığıyla çözmeye çalışıyoruz. Bedeli ne olursa olsun çözmeye
çalışıyoruz.” diye konuştu. Son olarak deposilin isimli ilaç ile
ilgili son on günde sıkıntı yaşandığını anlatan Müezzinoğlu, “İlaç
politikamız nedeniyle bazı ilaç fiyatları çok düştü. 2002’de 48
lira olan antibiyotik bugün 9 lira. 10 yıl sonra bu ilacın 70-100
lira olması beklenirken, bu ilaç bugün 9 lira. Bir çok ilaç 3-4
liraya düştü. Fiyatların düşmesi nedeniyle bazı ilaçlara
ulaşılamıyor. İlaç firmalarının haklı sorununu çözecek dinamikleri
devreye sokacağız. İnsan sağlığını sıkıntıya sokacak yanlışlığa
izin vermeyeceğiz. Esnek fiyat politikası önümüzdeki salı günü
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında Ekonomi Koordinasyon
Kurulu (EKK) ile toplantı yapacağız, yol haritası belli olacak, yıl
sonu kesinleşecek.” diye ifade etti.
"AİLE HEKİMLERİ AYDA 8 SAAT NÖBET TUTACAK"
Torba kanun düzenlemesi ile aile hekimlerinin acillerde nöbet
tutmasını öngördüklerini hatırlatan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
“Aile hekimleri biz yetersiziz diyorlarsa biz eğitim istiyoruz
desinler, eğitim verelim. Eğitim standartlarının yükseltilmesi için
uzmanlık eğitimi alabilme yollarını açıyoruz. Bu ülkede aile
hekimlerimiz saygın ve topluma sağlık hizmetini en ideal şekilde
versinler istiyoruz. Sağlık Bakanlığı, hekim kadrosunun üçte biri
yani 21 bin aile hekimimiz var. Ayrıca, 21 bin hemşire ve ebemiz
var. Sağlık alanının üçte birlik bir kısmının ömrünün sonuna kadar
nöbet tutmayı meşrulaştırmasını doğru bulmam. Hekimlik 24 saattir.
Ayda 8-16 saatlik bir nöbeti meslekleri anlamında zor geliyor demek
doğru değil. Acillerde ihtiyaç var diye nöbet koymuyoruz, pratik
acil bilgilerinin devamlı olması için bunda kararlıyız. Yasal
olarak öngörülen nöbet 8 saat. Nöbetini ücretli tutuyorsa, aile
hekimi ertesi gün işine gidecek.”
"TAM GÜNDE SAAT 5’TEN SONRA ELDE EDİLEN GELİRİN YÜZDE 60’I ÖZEL
HESABA AKTARILACAK"
Torba kanun kapsamında tam gün ile ilgili de bir düzenleme
bulunduğunu, bu çalışma için 11-12 üniversite yönetimi ile
görüştüklerini ve 23 üniversiteden görüş aldıklarını anlatan
Müezzinoğlu, şunları söyledi: “Bu düzenleme ile birlikte yüzde
60-70 dönüş olacak kanaatindeyim. Temmuz ayından itibaren bazı
dönenler olmuştu zaten. Yüzde 20 civarında ben dışarıda çalışacağım
diyenler oldu. Bizim kurguladığımız sistem sürdürülebilir ve
geliştirilebilir olmalı. O nedenle hocalarımıza günlük performans
dinamiklerini Sağlık Bakanlığı ve YÖK belirlesin dedik. 1 ay sonra
YÖK kriterleri açıklayacak. Hocalarımızın yüzde 50 akademik çalışma
eğitim, araştırma ve yayınlarla ilgilenmesini ve yüzde 50 ise
uygulamalara baktığı hastanın ameliyatı ve tedavileri ile
ilgilenmesini istiyoruz. Saat 5’ten sonra hocaların bir kısmı ben
çalışmayacağım, evime gidiyorum diyorsa evine gidecek. Ayrıca, ben
5’ten sonra ve cumartesi ve pazar çalışmak istiyorum diyorsa,
hocalarımız kurumda çalışmalarına devam edecek. Buradan gelecek
gelirin yüzde 60’ı hocalarımız için açılacak ayrı bir hesapta
tutulacak. Dışarıdan talepler olursa, vakıf ve özel hastanelerinden
bunlar kesinlikle kurumsal olmalı. Hocanın bağlı olduğu kurum ve
talep eden kurum arasında sözleşme olmalı. Bu gelirin yarısı
kurumun, yarısı hocanın olacak. Bir de yüzde 20-30 dışarıda
kalanlar ve ben kesinlikle dönmeyeceğim diyen çok değerli ise ve
ihtiyaç olacak hocalar ile üniversiteler sözleşme yapabilecek. Bu
hocalar birikimlerini eğitim ve uygulama amaçlı
verebilecekler.”
CİHAN
Yorumlar