Minik Muharrem'in ailesi taziyeleri kabul ediyor
Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca köyü Çeli mezrasında cenazesi çuvalda taşınan 3 yaşındaki Muharrem Taş'ın ailesi taziyeleri kabul ediyor.
Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca köyü Çeli mezrasında
cenazesi çuvalda taşınan 3 yaşındaki Muharrem Taş'ın ailesi
taziyeleri kabul ediyor. Acılı baba, köyde yolların bir aydan
fazladır kapalı olduğunu öne sürerek, "Ben orada çobanlık
yapıyorum, imkansızlıktan orada yaşıyorum. İmkanım olsa oraya gider
miydim? Çocuğumun ölmesine izin verir miydim?" dedi.
Van'ın Gürpınar ilçesine 80 kilometre uzaklıkta bulunan Yalınca
köyü Çeli mezrasında yaşanan acı olay, 5 gün önce meydana geldi.
Köye 16 kilometre uzaklıkta bulunan mezrada yaşayan 7 kişilik Taş
ailesinin 3 yaşındaki çocukları Muharrem Taş, akşama doğru yüksek
ateş ve öksürük şikayetleriyle aniden rahatsızlandı. Aile, mezra
yolunun kardan kapalı olması nedeniyle çocuklarını hastaneye
götüremeyince, ilgilileri telefonla arayarak yardım istedi. Aile,
görevliler gelir umuduyla beklerken, minik Muharrem, gece saat
02.00 sıralarında hayatını kaybetti. Minik Muharrem'in ölüm haberi
dün medyada geniş yer aldı.
Minik Muharrem'in cenazesi ile birlikte Van'a gelen Abdulvahap Taş,
eşi ile birlikte Şabaniye Mahallesi'de oturan kardeşinin evinde
taziyeleri kabul ediyor. Acısının çok büyük olduğunu ifade eden
baba Taş, oğlunun saat 14.00 sıralarında rahatsızlandığını
belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Öksürük başladı. Saat
17.00 sıralarında öksürük çoğaldı, nefes alamaz duruma geldi. Ben
de saat 18.00-19.00 sularında Yalınca köyünde bulunan akrabama
telefon açtım. Acele karakolu aramalarını isteyip, 'Ya helikopter
göndersinler ya da yolları açsınlar, oğlum çok hasta, Van'a
yetiştirelim' dedim. Akrabam karakol komutanını aramış, karakol
komutanı da 112, Karayolları kimi aramışsa artık bilmiyoruz. Biz de
bekledik. Başka yerlere de haber vermedim. Sonra saat 19.30-20.00
arası bir daha aradık, bize, 'Tekrar bekleyin' dediler. Gece saat
24.00'e kadar bekledik, kimse gelmedi. Saat 02.00 gibi çocuğum
kollarımda vefat etti. Sonra Van'da bulunan ağabeyimi aradım ve
onlar da yürüyerek 6 saate ancak köye vardılar. Ben de çocuğumun
cenazesini çuvala koydum, sırtımızda Yalınca köye kadar geldik.
Ertesi gün akşama kadar ancak vardık, orada ağabeyime ait arabayla
Van'a getirdik. Yollar kapalıydı, kimse cenazeyi dahi almaya
gelmedi."
Acılı baba, köyde yolların bir aydan fazladır kapalı olduğunu öne
sürerek, "Ben orada çobanlık yapıyorum, imkansızlıktan orada
yaşıyorum. İmkanım olsa oraya gider miydim? Çocuğumun ölmesine izin
verir miydim?" diye konuştu.
Ölen çocuğun amcası Abdulkadir Taş da şunları söyledi: "Kardeşim
bana, 'Çocuğum öldü, gelin' dedi. Ben de bize neden daha erken
haber vermediğini sordum. O da karakol komutanını aradığını,
onların da gelip kurtaracaklarını söylediğini anlattı. Saat
17.00'den gece 02.30'a kadar beklemiş, hiç kimse gitmemiş oraya.
Aradan 6-7 saat geçmiş, kimse gitmemiş. Biz de gece 02.30'da
Van'dan gittik ve sabaha karşı vardık Yalınca köyüne. Oradan 2 -3
kişi de bize katıldı ve yaya olarak Çeli mecrasına 4 -5 saat sonra
ancak ulaştık. Biz gittik, zaten orada kimse yoktu. Anası babası
vardı, onlar da zaten perişan olmuştu. Biz de çocuğu çuvala koyduk,
karda zor yürüyerek taşıdık. 10 dakika arayla değişerek sırtımızla
Yalınca köyüne kadar geldik. Yalınca köyüne ne ambulans ne de başka
bir araç geldi. Biz de kendi aracımızla Van'a getirdik. Defin
işlemleri için karakola gittiğimizde, ondan sonra savcı otopsi için
hastaneye götürttü. Biz sorumlulardan davacıyız." Diğer yandan
olayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldı. CİHAN
Yorumlar