Milli eğitimdeki kıyım tasarısını kendilerini zincirleyerek protesto ettiler

Ülke genelinde 100 bin okul idarecisinin görevine son verilmesi gibi birçok yenilik getiren ve Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmasının ardından TBMM’ne sevk edilen Milli Eğitim Kanunu ile ilgili yasa tasarısına yönelik tepkiler sürüyor.

Google Haberlere Abone ol
Milli eğitimdeki kıyım tasarısını kendilerini zincirleyerek protesto ettiler

Ülke genelinde 100 bin okul idarecisinin görevine son verilmesi gibi birçok yenilik getiren ve Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmasının ardından TBMM’ne sevk edilen Milli Eğitim Kanunu ile ilgili yasa tasarısına yönelik tepkiler sürüyor. Bursa’da bir grup eğitimci, tasarıya tepkilerini kendilerini milli eğitim müdürlüğü önünde zincire vurarak gösterdi. Boyunlarına zincir geçiren eğitimciler ellerini de asma kilitlerle kilitleyerek tasarıya tepki gösterdi.

Türk Eğitim-Sen üyesi bir grup eğitimci öğle saatlerinde Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplandı. Yanlarında getirdikleri zincirleri boyunlarına geçiren eğitimciler ardından kilitle, ellerini kilitlediler. Eylemde konuşan Türk Eğitim-Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu, dershaneleri ihtiyaç olmaktan çıkarmadan dershaneleri kapatmanın eğitim-öğretimde kapatılamaz yaraların açılmasına sebep olacağını söyledi.

'SÖZLÜ SINAVIN ÜLKEMİZDE TORPİL İLE EŞ DEĞER OLDUĞUNU BİLMEYEN YOKTUR'

Hükümetin, eğitimcilerin devlet memuru yerine hükümet cariyesi olmasını istediğini öne süren Türkoğlu, "Bizim her isteğimizi yerine getiren köleler olsun, prangalı köleler olsun diyorsun, müsaade etmeyeceğiz, engel olacağız. Bu saatten sonra size alanları, meydanları, salonları dar edeceğiz. Biz, hakkını hukukunu korumaktan aciz köleler miyiz ki; senin bu keyfi uygulamalarına eyvallah diyelim. Sizin mülakatınıza da güvenmiyoruz, sınavınıza da güvenmiyoruz. İş güvencemize dokunulması demek hükümet açısından küçük kıyametin kopması demektir. Ucube tasarı ile öğretmenlerin iş güvencesi ortadan kaldırılmaktadır. Yıllarca fakülteleri bitirip, KPSS sınavlarına para harcayarak emek vererek hazırlanıp atanma şansı kazanan öğretmene tasarı diyor ki ‘Sen bir yıl stajyer öğretmen olarak çalışacaksın. Sonra kriteri belli olmayan bir perfonmans değerlenmesine alacaklar. KPSS’yi kazanarak öğretmen olanlar, en az bir yıl çalışmalarının ardından adaylık döneminde herhangi bir disiplin cezası almamış olmak ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla yapılacak yazılı ve sözlü sınava girmeye hak kazanacaktır. Yani öğretmen olmak için KPSS’yi kazanmak yeterli olmayacaktır. Öğretmenler hem disiplin cezası almayacak hem de kriterinin neye göre belirleneceği belli olmayan, tamamen subjektif yapılacak performans değerlendirmesinden başarılı olacaktır. Ancak bu da öğretmenlerin stajyerliklerinin kalkması için yeterli olmayacaktır. Bu şartları taşıyan öğretmenler bir de yazılı veya sözlü sınava girecek; şartları taşımayanlar ise bir yılın sonunda öğretmenlik hayallerine veda edecektir. Peki sözlü sınav neye göre yapılacaktır? Sözlü sınavın ülkemizde torpil ile eş değer olduğunu bilmeyen yoktur." dedi.

Türkoğlu, şöyle devam etti: "Meclise gönderilen tasarı incelendiğinde kabul edilemez, tartışılamaz, hatta Türk milli eğitimini top yekun Arap saçına döndüreceğinden dolayı gündeme dahi alınmayacak maddelerle doludur. Dershaneler tasarısı olarak bilinen aslında dershaneler üzerinden kin tutan bir zihniyetle hazırlanan bir tasarı ile karşı karşıyayız."

Türkoğlu, dershane ihtiyacını alt yapısını ortadan kaldırmadan, ihtiyacı yok etmeden yalnızca siyasi bir husumetle adım atılmasının yanlış olduğunu söyledi. Türkoğlu şunları kaydetti: "Bir hesaplaşma, bir cemaati, bir grubu, bir hizmeti yok etmeye anlayışıyla Türk milli eğitimi üzerinden, Türk çocuklarının üzerinden hesaplaşma ucuz siyasi amaç gütmek en masum tabiriyle Türk milli eğitim sistemine ihanettir. Bir tarafta sınav odaklı bir sistemin bir sınavını 36’ya çıkaracaksın bir tarafta da dershaneleri kapatacağım diyeceksin. Bir tarafta üniversitelere girebilmek için 2 milyon sınava girecek diğer tarafta senin kontenjanın 700 binle sınırlı kalacak. Böyle bir dengeyle sürekli sınav ve sürekli rekabet olacaktır."

Tasarı kanunlaşırsa 4 yıl ve üzeri sürelerle okul müdür ve yardımcısı olanların, bu görevlerinin ‘hiçbir işleme gerek kalmaksızın’ sona ereceğini anlatan Türkoğlu, "Düne kadar ötekileştirilmekten şikayet edenler, kul hakkından bahsedenler, Hz. Hüseyin’in yolundan bahsedenler, fabrika ayarlarına dönmüş olacaklar ki zulümde Yezid’i aratır hale gelmişlerdir." diye konuştu. CİHAN

Yorumlar