'MHP'li kardeşlerim bu zat size layık değil'
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan seçim gezileri kapsamında Sivas'a geldi.
Erdoğan miting alanında kendini bekleyen kalabalığı
selamladıktan sonra Valilik binasına geçti.
İlk seçim mitingini yapmak üzere uçakla Sivas'a gelen Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ı Nuri
Demirağ Havalimanı'nda il protokolü ile partililer karşıladı.
Başbakan Erdoğan, havaalanından otobüsle halkı selamlayarak miting
alanına geldi. Başbakan Erdoğan burada platforma çıkarak kendini
bekleyen kalabalığı eşi Emine Erdoğan ile birlikte selamladı.
Ardından Sivas Valiliği binasına geldi. Başbakan Erdoğan, Sivas
Valiliği'ni ziyaret ederek Vali Vekili Ömer Kalaylı'yı makamında
ziyaret etti. Erdoğan'ın dün tedavi gördüğü Malatya'da yaşamını
yitiren Sivas Valisi Zübeyir Kemelek için başsağlığı dilediği
öğrenildi. Başbakan Erdoğan'a Ak Parti Genel Sekreteri Haluk İpek,
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Lütfi Aydın ve milletvekilleri eşlik etti.
MİTİNGE YOĞUN İLGİ
Öte yandan Başbakan Erdoğan'ın miting yapacağı Hükümet Meydanı'nda
sabah saatlerinden itibaren hareketlilik yaşandı. Kent meydanına
çıkan tüm ana cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı. Miting için
alana gelenler tek tek arama noktalarından geçirildikten sonra
içeriyi alındı. Miting alanının ön tarafındaki geniş bir alan
kadınlar ve çocuklar için ayrıldı. Mitinge yaklaşık 40 bin
dolayında partili katıldı.
GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINDI
Öte yandan mitingin yapılacağı alandaki geniş güvenlik önlemleri de
dikkat çekti. Miting alanını gören yüksek binaların çatılarına
keskin nişancı polisler yerleştirildi. Mitingin yapılacağı alanda
dedektör köpekler yardımıyla aramalar yapıldı.
SEÇİM STARTINI SİVAS'TAN VERDİ
Başbakan Erdoğan, Hükümet Meydanı'ndaki mitingde sözlerine önce
hayatını kaybeden Sivas Valisi Zübeyir Kemelek ile, 2009 yılında
helikopter kazasında yaşamını yitiren BBP merhum genel başkanı
Muhsin Yazıcıoğlu'nu anarak başladı.
Alanda toplanan yaklaşık 40 bin kişilik kalabalığa yöresel şiveyle
'Gardaş' ve 'Yiğidolar' diyerek seslenen Erdoğan, 'Açtımola şu
Sivas'ın gülü yaprağı' adlı türkünün sözlerini söyledi. 30 Mart
seçimlerinin startını Sivas'tan verdiklerini belirten Erdoğan,
Sivas'ın istikbalin ve istiklalin en önemli başlangıç noktası
olduğunu, AK Parti'yi kurarken, Sivaslı halk ozanı Aşık Veysel
Şatıroğlu'nun, 'Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece.
Bilmiyorum ne haldayım gidiyorum gündüz gece' dizelerini
kendilerine ölçü olarak aldıklarını dile getirdi. Büyük Türkiye
yolculuğuna bu aşk ile çıktıklarını söyleyen Erdoğan, Sivas'tan
başlıyor olmanın ikinci önemli nedenini ise 1919 yılındaki Sivas
Kongresi olduğunu dile getirdi. Erdoğan, şöyle konuştu:
CUMHURİYETİN TEMELİ ATILDI
"1919 yılının Eylül ayında Sivas'ta Gazi Mustafa Kemal Sivas
Kongresini topladı. O kongre kurtuluş savaşının yolunu açtığı
kadar, Cumhuriyetimizin de adete istikbalini, geleceğini
şekillendirdi. 1919'da Sivas'ta ne denildi. 'Milli sınırlar içinde
vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz' dendi. 'Her türlü
yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet kendisini topyekün
savunacaktır' dendi. 'Manda ve himaye kabul edilemez' dendi.
1919'da Sivas'ta Kurtuluş savaşımızın ve cumhuriyetimizin temeli
atıldı. Manifestosu yazıldı, ufukları çizildi. Bugün 30 Mart
seçimlerinin startını Sivas'ta verirken, 95 yılda biz de o ilke
karar ve idealleri buradan tekrar ediyoruz. Sivas'tan yola çıkarken
diyoruz ki, 'Milli sınırlar içinde 780 bin kilometrekare vatan
topraklarında biz bir şey haykırıyoruz. Tek millet diyoruz. 77
milyon tek millet. Tek bayrak diyoruz. Bizim bayrağımız rengiyle
şehidimizin kanı, hilaliyle bağımsızılığın ifadesi, yıldızı ile
şehidimizin sembolü. Başka bir bayrak bu ülkede dalgalandırmayız.
Milli sınırlar içinde tek vatan diyoruz, 780 bin kilometrekare tek
vatan. Onun için şair ne diyor. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki
kandır. Toprak uğrunda ölen varsa vatandır. Ne diyoruz tek devlet.
Türkiye Cumhuriyeti devleti. Kimse bu ülkede yeni bir devlet ve
böyle bir anlayış içine girmesin. Bu anlayış içine girenler
karşılarında bizi bulurlar, bu milleti bulurlar. 95 yıl önce
Sivas'ta söylediğimizi bugün Sivasta bir kez daha tekrar ediyoruz.
İçeriden ya da dışarıdan Türkiye üzerinde operasyon yapmak
isteyenlere göğsümüzü siper eder onlara hiç tereddüt etmeden
gereken cevabı veririz. Ne düşmana, ne de içerideki haine asla
eyvallah etmez, bu ülkenin hürriyetinden, istikbalinden asla ve
asla taviz vermeyiz. Hiç kimse, Türkiye Cumhuriyeti'ni teslim alma,
demokrasiyi, milli iradeyi teslim alma hevesine kapılmasın. Bu
millet iradesine uzanan o çirkin kirli eller aslar hedefine
ulaşamayacaktır. Bu aziz millet, Türkiye'nin çıkarlarına,
kazanımlarına, yeni ve büyük Türkiye hedefine uzanan her tuzağı
bozacak, alt üst edecektir. Milli iradeyi teslim alma hevesleri
inşallah 30 Mart ve sonrasında kursaklarda kalacaktır. İşte 30 Mart
seçimi de yeniden bir istiklal mücadelesidir."
30 Mart'ta son sözü milletin söyleyeceğini ve son manşeti milletin
atacağını belirten Başbakan Erdoğan, milli irade hırsızlarına,
manşetle hükümet kurup devirenlere, paralel yapıya, uluslararası
güçlerin maşası haline gelen hain yapıya milletin dur diyeceğini
ifade etti. Dün Konya'da dünyanın önemli savunma sistemlerinden
olan havadan erken ihbar ve kontrol uçağının Silahlı Kuvvetlere
teslim törenine katıldıklarını, gelecek yıl sayısının 4'e
çıkacağını belirten, bunlar sayesinde ülkenin 4 tarafının barış
kartalları ile güvence altına alınacağını belirtti.
"NURİ AMCAMIZI MAHÇUP ETMEYİZ"
Sivaslı olan ve ilk Türk uçaklarını üreten, demiryolu inşaatları
yapan Nuri Demirağ ile ilgili de bilgiler veren Başbakan Erdoğan,
Demirağ'ın bir de İstanbul Boğazına köprü projesi olduğunu ama o
önemin CHP'sinin bunu engellediğini dile getirdi. Demirağ'ın
hayallerini gerçeğe dönüştürdüklerini belirten Erdoğan şöyle devam
etti:
"Boğazın üzerine 2 tane köprü vardı. 3'üncü köprü Yavuz Selim
köprüsüne başladık, bunlar hoplamaya başladı. Yapamazsın edemezsin
şudur budur. Yapacağız, isteseniz de yapacağız, istemeseniz de
yapacağız. Şu anda 250 metre yüksekliğinde 2 kule yükseldi bitmek
üzere. Dünyanın asma köprü olarak en önemli köprülerinden biri
oluyor bu. Bu köprünün bir özelliği daha var. 4 gidiş 4 geliş ama
ortasında da tren gidecek. Niye, Nuri amcamız böyle bir adım admış,
Nuri amcamızı biz mahçup etmeyiz. Bizim bunu daha ileri taşımamız
lazım. Ve Marmaray. İyi ki Marmarayı denizin altından yaptık.
Bunlar(muhalefet) ona da karşı çıkardı. Onlar görmeden, bilmeden
biz Marmarayı bitirdik. Önceki gün İstanbul 2 gün ardı ardına
sisti. Vapurlar çalışmıyor, köprüde sıkıntı. Marmaray devreye
girdi. Bu defa Marmaray ile günde 300 bin kişi taşındı. Mesele bu.
Şimdi 2'inci denizin altından tüp geçit yapıyoruz. 2 katlı tüp
geçti. O tüp geçitten de otomobiller geçecek. Bizim icraatlarımızın
ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz. Çünkü bizim dedemiz
Fatih. Dedemiz Fatih karadan gemileri yürüttü, biz de denizin
altından Marmarayı yürütüyoruz."
MHP'Lİ KARDEŞLERİM BU ZAT SİZE LAYIK DEĞİL
Geçen ay Japonya ziyareti sırasında MHP Genel Başkanını kendisine
yönelik bir takım sözler sarf ettiğini belirten Başbakan Erdoğan
şöyle devam etti:
"Bu MHP'nin başındaki zat, geçen gün bir konuşma yapıyor. Ne diyor.
'Bu başbakan hiç yerde gezmesini bilmez mi, hep havada dolaşıyor'
diyor. Sonra edep dışı ifade kullanıyor. Beni kulağımdan tutup alıp
getirecekmiş. Yahu bu ne biçim edeptir. Sen nasıl genel başkansın?
Ey benim MHP'ye gönül vermiş kardeşlerim bu zat size layık değil,
siz de ona layık değilsiniz. Onların devlet, millet, bayrak gibi
dertleri yok. 3.5 sene başbakan yardımcılığı yaptı ondan sonra
kaçıp gitti. Niye 5 seneyi doldurmadın. Niye kaçıp gittin. Çünkü
bunlardan birşey olmaz. 30 Mart'ta sadece belediye başkanı
seçmeyeceğiz aynı zamanda tüm siyasi partilere adeta bir seçim
dersi vereceğiz.
MHP GENEL BAŞKANI UÇAK ÖZÜRLÜ GALİBA
Bu seçimlerde sloganımız şu: Büyük medeniyet yolunda, yeni Türkiye
yolunda daima ileri diyoruz. Bir şeyimiz daha var o da çok önemli.
İnsan, demokrasi ve şehir. İnsanı biz biliriz, demokrasi
mücadelesini biz verdik. Şehirciliği de biz biliriz. Bunlar bu işi
anlamazlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı belediye
başkanlığından, şehircilikten gelmiş bir kardeşinizdir. Biz sizlere
efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik. Bizim böyle bir
farkılığımız var. MHP Genel Başkanı uçak özürlü galiba hiç
uçmuyor."
'UTANMADAN YOLSUZLUK DİYORLAR'
Kendilerinin gündeminde Türksat 4A uydusu, Göktürk uydusu, savaş
gemileri, uçaklar, eğitim projesi, Fatih projesi, 3'üncü köprü,
kanal İstanbul, 3'üncü hava limanı gibi projelerin olduğunu, ama
CHP'nin ve MHP'nin gündeminde hangi plan ve proje olduğunu soran
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP'nin MHP'nin gündeminde ne var. Hangi plan, proje, hedef var?
Engelleme var, yavaşlatma var, sadece dedikodu var. Paraleler
örgütün önüne attığı kırıntılarla idare ediyorlar. Telefon
dinlemeleri ile idare ediyorlar. Bir ülkede bir başbakanın eşiyle
çocuğuyla konuşması dinlenir mi? Bu nasıl bir insanlık. Bunun ne
hukukta, ne insanlıkta ne vicdanda yeri var. Onlar da İstanbul'da
plazalardan atılan manşetlerle birlikte yürüyorlar. Paralellere,
büyük Türkiye engelleme mücadelesine girişiyorlar. Bizim
gündemimizde millet var, siz varsınız. 12 yılda, Türkiye'yi 3
kattan fazla büyüttük. Milli gelirimiz neydi. 230 milyar dolardı.
Şildi milli gelirimiz 800 milyar dolar. İhracatımız 36 milyar
dolardı, şimdi 152 milyar dolar. Milli gelire borç oranı yüzde 73
idi, şimdi yüzde 35. Enflasyon yüzde 30, şu anda tek haneli rakama
düştü. Şu aralar 9, 10. Paramıza bereket geldi, bunu da
kıskandılar. Devletin borçlanma fazi yüzde 63 idi. Şimdi tek haneli
rakam. Buralara durup dururken gelmedik. Soruyorum. Utanmadan
sıkılmadan bazıları, yolsuzluk falan filan diyor. Yolsuzlukların
olduğu bir ülkede biz bunları yapabilir miyiz. 79 senede 6 bin
kilometre bölünmüş yol yapıyorlar, 11 senede 11 bin 700 kilometre
bölünmüş yol yaptık. Aramızdaki fark bu. Bütün olumsuz şartlara
rağmen, işsizliği kontrol altında tuttuk. Bizim gündemimizde
işsizliği çok daha aşağıya çekmek var. Türkiye, Kürdüyle, Lazıyla
Çerkeziyle, Çeçeniyle aklınıza ne gelirse, yaradılanı yaradandan
ötürü sevmek var, kardeşlik var, demokrasi var. Bir olacağız, iyi
olacağız, diri olacağız. Kardeş olacağız hep birlikte, Türkiye
olacağız.
Hedef 2023 . İstedikleri kadar iftira atsınlar, istedikleri manşeti
atsın, istedikleri tuzağı kursunlar bizim gündemimizde Türkiye var,
hizmet var, siz varsınız."
İNTERNET YASASI
İnternette düzenleme getiren yeni yasaya da değinen Başbakan
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Günlerdir koro halinde internete kısıtlama, sansür getirildiğini
iddia ediyorlar. 4 yıl önce CHP Genel Başkanı ile ilgili bir
görüntü yayınladılar. Maalesef bizim de durdurma çabalarımıza
rağmen o görüntüleri bahane ederek CHP Genel Başkanını görevden
uzaklaştırdılar. Şu anki genel müdür ziyaretine gitti. Sonra çıktı
'Ben aday olmayacağım' dedi. Bir de baktık ki kaset genel müdür
geldi. Ardından hem CHP hem MHP'ye ait çirkin kayıtlar yayınlandı.
Engelledik. Bu kayıtlarla CHP'yi, MHP'yi esir aldılar, şantaj
tuzağına çektiler. Şu anda aynı çirkin saldırıyı bize yapmaya
çalışıyorlar. Ses kayıtları ile milli iradeyi, sandığı esir almaya
çalışıyorlar. Biz göreve geldiğimizde kullanılan internet 20 bindi.
Şimdi 34 milyon oldu. 20 binden, 34 milyona bizimle çıktı. Bize
kalkıyorlar internet karşıtı diyorlar. Biz internete karşı değiliz,
internetteki ahlaki olmayan yayınlara karşıyız. Bizim yaptığımız
bu. Biz bununla aslında CHP'yi, MHP'yi kurtarıyoruz. Biz sansür
getirmedik. Çocuklarımızın, gençlerimizin zehirlenmesine, siyasetin
üzerinden dizayn edilmesine tedbir getirdik. Bu yasayla bunları
koruma altına alalım istedik."
'İSTEDİĞİN KADAR BEDDUA ET, BİZE MAZLUMLARIN DUASI
YETER'
İnternet üzerinden herkese şantaj yapıldığını, özellikle paralel
yapının iş adamları, akademisyenler, güvenlik güçleri ve siyasetçiler üzerinde bu şantajı sürdürdüklerini
belirten Erdoğan şunları söyledi:
"Ellerinden gelse bana da yapacaklar. Böceği yerleştirdiler, ama
bir şey bulamadılar. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından
şüphesi olmaz. Diyorum ki ey paralel yapı ve bu yapının
başındakiler beddualar ediyorsunuz. Varın siz beddua edin. Biz
bedduaya lanet diyoruz dualara evet diyoruz. Çünkü bize gerek
ülkemizde, gerek bu toprakların dışında, hamd olsun, yapılan dualar
elhamdülillah yeter de artar bile. Myanmar, Somali, Bosna,
Filisten, Gazzi, Mısır, Libya'daki mazlum kardeşlerimizin duaları
bize yeter. Suriye'de şehit olan yavrusunun başındaki annelerin
duası bize yeter. İstediğin kadar beddua et. Yurtlarda yavruları
bedduaya kaldırıyorlar. Hale bakın. Bu ne zillettir. Bu ne nerelere
düşüştür. Hiç endişe etmeyin. Evel Allah siz bizim yanımızda,
arkamızda olduğunuz sürece yıkılmadık yıkılmayız. Dik duracağız,
dikleşmeyeceğiz."
MHP'NİN BAŞINDAKİ KİŞİ ÇOLUK ÇOCUK BİLMEZ
Gezi olayları ve sonrasında yaşananlara da değinen Başbakan
Erdoğan, sokakların ateşe verildiğini, her yerin yakılıp
yıkıldığını, kutsal değerlere, camilere saldırıldığını, sokakta 6
aylık bebeği ile yürüyen başörtülü hanım kardeşine saldırı
yapıldığını ileri sürerek şöyle dedi:
"Biz sabrediyoruz. Şu anda bir medya grubu değişik yayın
planlarıyla, o paralel örgütle birlikte, olayın öyle olmadığını
anlatma yoluna gidiyorlar. MHP başındaki kişi bu iş nedir bilmez.
Çoluk, çocuk nedir bilmez, onun öyle bir derdi yok. Biz biliriz.
Diyor ki Türk'ün örfünde kadına el uzatmak yoktur. Sen zaten
geziciler ile birlikte hareket ettin. Kime yaptılar, o başörtülü
bacımıza yaptılar. Birileri işte bu medyaya, köşe yazarlarına,
onlarla birlikte CHP, MHP'ye talimat verdi düğmeye bastı.
Kabataş'taki o kızımızı bir kez daha linç etmeye çalıştılar. Her
şey planlı yapılıyor. Bunlar talimatla yapılıyor. Bunların da
takipçisiyiz. 17 Aralık darbe girişimi, gezi olaylarının devamıdır.
Gezi olaylarındaki hedef büyük Türkiye idi, yine Türkiye hedef
alındı. Milli bankamız Halkbank, küresel projeler, milli değerleri
hedef aldılar. Milli birlik ve kardeşlik sürecimizi hedef aldılar.
1 yıldır şehitler, kahramanlar diyarı Sivas'a yeni şehitler geliyor
mu. Terör nedeniyle ocaklara ateş düşüyor mu? İşte bundan çok cidi
rahatsızlar. Çünkü bunlar kandan beslenen vampirler. Bunların ne
Sivas'ın ötesiyle, ne Sivas'ın kendisiyle irtibatları yok. Bizim
zorlamamız ile bir kaç kez sembolik olarak Sivas'ın doğusuna
geçtiler. Bir kere Hakkari'ye gitti, orada da Türk bayrağını
sallayamadı. Niye, dediler ki 'buraya gelirsin ama Türk bayrağını
sallayamazsın'. Dün partimin gençlerine Hakkari'de saldırdılar. Ey
Hakkari'de gururla gezdiğini ortaya koyan parti, siz böyle mi seçim
yapacaksınız. Taşla, molotof ile silahla benim partimin gençlik
kollarına saldıracaksın. Demokrasi bu değil, kendinize
güveniyorsanız silahlarınızı bir kenara atın sandık mücadelesi
verin. İşte o zaman biz size adam diyelim. Partinizin adının barış
ve demokrasi olması bir şey ifade etmez, aslolan uygulama. Biz 780
bin kilometre karesinin tamamında varız. Türkiye Cumhuriyeti
bayrağının dalgalandığı her yerde biz varız. Bayraklarımızla varız.
Kaldırın bayraklarınızı. İşte medya biz buyuz. Gezici vandallara
karşı sizler 30 Martta sözünüzü söyleyeceksiniz. 30 Mart'ta paralel
örgüte, sizler son sözünüzü söyleyeceksiniz. CHP esersizlik, MHP
hakaret, BDP gerilim siyasetidir. AK Parti hizmet siyaseti,
eser siyasetidir."
BAŞÖRTÜSÜ KONUSU
Konuşmasının son bölümünde başörtüsü konusuna da değinen Başbakan
Erdoğan miting alanındaki başörtülülere seslenerek şunları
söyledi:
"Ben babayım, benim kızlarımı da imam hatip okullarının
kapılarından geri çevirdiler. Almadılar içeri. Okulu bitirdiler
üniversiteye almadılar. Başlarınızı açacaksınız dediler. Türkiye'de
okuyamadılar. Öz vatanında garip oldular. Bu da bir çok şeye vesile
oldu. Şimdi istenilen ünversiteye hepiniz girebiliyor musunuz.
Benim başı açık böşü örtük kızlarının arasında bir sorun yok ki.
Hepsi arkadaş kardeş. Niye yıllarca bu zulmü yaptılar. Hani
özgürlükçüydü bunlar. Neresi özgürlükçü bunların. Bu CHP mi
özgürlükçü. Bir başörtülü hanım kardeşimizi belediye başkan adayı
yaptı. Hamdolsun bak bu günleri de gördük. Mesele yolu açmak. Biz
bütün o engelleri aşa aşa yürüyoruz. Katsayı kalktı mı, devlette
çalışabiliyor mu. Sabrettik, sabrettiniz, ama sonunda sabreden
muradına ermiş. Bundan sonrası daha iyi olacak. Önümüzde daha güzel
günler var inşallah."
Konuşmasının ardından Sivas Belediye Başkan adayı Sami Aydın ile
diğer ilçe ve belde başkan adaylarını yanına alarak partilileri
selamlayan Başbakan Erdoğan, partililere karanfil fırlattı. Valilik
binasında bir süre dinlenen Başbakan Erdoğan, daha sonra 4 Eylül
Stadı'nda bekleyen helikoptere binerek miting için Yozgat'a hareket
etti.
HASTANELERDE KUYRUKLARA SON VERDİK
Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaklaşık 20 bin kişiye
hitap eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, alandaki coşkunun
Türkiye'ye selam olduğunu belirterek, "Biliyorum siz bedduaya lanet
diyorsunuz, biliyorum, siz duaya Türkiye için, bu millet için evet
diyorsunuz" dedi. Yozgat'ın on yıllar boyunca ihmal edilen bir
şehir olduğunu, cezalandırılan, yatırımdan uzak tutulan bir şehir
olduğunu söyledi.
CHP'nin genel müdürü olan kişinin, SSK'nın genel müdürü olduğunu
hatırlatan Erdoğan, "Şimdi Yozgat'ı temiz, yeterli yatağı, doktoru,
hemşiresi, cihazı olan hastanelere kavuşturduk, hastanelerde
kuyruklara son verdik, rehin olaylarına son verdik, hastane, ilaç
ayrımına son verdik. İstediği ilacı alabiliyor mu, istediği
hastaneye gidebiliyor mu? İnsanımıza değer verilen bir sistemi hem
Yozgat'a ve hem Türkiye'ye temin ettik" dedi.
DEVLET İŞÇİSİNE, MEMURUNA BORÇLU OLAMAZ DEDİK
Emekliye 3 kuruş maaş verildiğini, onun da banka önündeki
kuyruklarda zehir edildiğini belirten Erdoğan, "Vezneye gelen benim
yaşlı amcalarımı, teyzelerimi geri gönderiyorlardı. Zorunlu
tasarruf adı altında emekli kardeşimin, işçi kardeşlerimin
maaşlarından kestiler mi? 13,5 katrilyon. Başbakan olduğumda
masamın üzerinde bunu buldum, 13,5 katrilyon. Arkadaşlarıma devlet
işçisine borçlu olur mu? Arkadaşlar süratle bu borçları ödeyeceğiz
dedik ve süratle ödeyip işi bitirdik. Başka bir sorun daha var, KEY
denilen. Buradaki bir çok gençler bunu bilmez. Hani o gezi için
dolaşanlar vardı ya onlar da bilmez. 3,5 katrilyon da bunun için
kestiler, ödemediler, biz ödedik. Neden, çünkü devlet işçisine,
memuruna borçlu olamaz dedik. Kardeşlerim, maalesef ülkeyi bu hale
getirdiler. MHP'nin içindeki zat, MHP ne kadar kaldı orada? 3,5 yıl
kaldı. Niye 5 yılı doldurmadın? Millet seni 5 yıl için seçti, niye
kaçtın gittin. yönetemediler. Sakarya, Düzce, Kocaeli depremleri
bunların işini bitirdi, kaçıp gittiler. Bizim dönemimizde de
depremler oldu. Allah muhafaza, Bingöl, Van depreminde pes etmedik,
oraları çok daha güzel hale getirdik, adeta yeni şehirler icat
ettik. Çünkü bir yere sağlam basıyoruz. Attığımız adımları sağlam
atıyoruz. Bu çarpık düzeni biz değiştirdik" dedi.
MERKEZ BANKASININ KASASINI BOŞALTTILAR
IMF'ye 23.5 milyar doları borcu MHP hükümetinin devrettiğini
hatırlatan Bahçeli, "Geçen 14 Mayıs'da bitirdik, şimdi IMF bizden
borç istiyor, biz borç vereceğiz.. Merkez Bankası'nın kasasını
boşatmışlardı, 27,5 milyon dolar vardı.
Merkez Bankası'nı biz böyle aldık, şimdi 137 milyar dolar Merkez
Bankası'nın kasasında para var. Devletin borcu neydi biliyor
musunuz? Milli gelire oranı yüzde 73. Şimdi yüzde 35. Nerden
nereye. Enflasyon yüzde 30'du, şimdi hamdolsun eh yüzde 10.
Yine düşüreceğiz. Faiz, devletin borçlanma faizi yüzde 63, şimdi
tek haneli rakamlarda, Türkiye'de faiz lobisinin çarkına çomağı
soktuk ya, onun için rahatsız oldular" dedi.
BİR MÜSLÜMAN, BİR MÜSLÜMANA BEDDUA EDEBİLİRMİ?
Erdoğan, 3-5-10 ağaç sökülmesiyle hükümeti yıkmak istediklerini
belirtiği konuşmasında, "Yav bu ülkede 3 milyar fidan ve ağaç diken
bu iktidarı yıkabilir misin? Yıkamazsın. Şimdi de bir paralel yapı
çıktı. Bir paralel yapı. 17 Aralık'ta bir de baktık ki bunlar
türedi, bunlar başladılar bu iktidarı yıkmaya. Mesele ne, mesele
başka. Bakıyorsunuz, beddua. Bir müslüman bir müslümana bedua
edebilirmi ya, hale bakın. Bugün Yozgat'ta bir grup geldi, genç
kızlarımız bir grup, 'biz onların evlerinde kalıyoruz, gece ibadete
kalıyorlar, 'bize beddua ettiriyorlar'. Hale bakın hale. Ablalar
böyle istiyor, ablalar bunu söylüyor. Ve bir de iftiralar ailemle,
şahsımla ilgili iftiralar. Bunları anlatıyorlar çocuklara Ve bir de
tehdit ediyorlar. Bu nasıl bir yaklaşımdır, Ak Parti'yi yıkmak için
oyunuzu gidin ona verin" diye konuştu.
ŞU KIZLARIMIZA NE ÇİLELER ÇEKTİRDİLER
30 Mart'ın bir test olduğunu, Yozgat'ın sandıkları patlatacağını
belirten Erdoğan, "Ben buna inanıyorum. Çünkü biz buradan sadece
belediye başkanı seçmeyeceğiz. Bu seçimin farklı bir özelliği var.
Aynı zamanda Yozgat sandıklarında Ak Parti'ye verilen oy, diğer
partilere de bir ders olacaktır. Gençler kapı kapı dolaşacaklar,
analar kapı kapı kapı dolaşacaklar. Sizler doğruyu, hizmetlerimizi,
eserlerimizi anlatacaksınız. Kardeşlerim soruyorum; şu kızlarımıza
ne çileler çektirdiler. Benim 4 çocuğum var. 2 erkek 2 kız.
Kızlarım bu çileyi çekti, bu sıkıntıyı çekti. İmam Hatip'te
okumalarına rağmen derslere giremediler. Bu yavrularım üniversiteye
gidemediler bu ülkede. Kardeşlerim, geldik ama sabırla geldik,
dikkatli geldik ve sabrın sonu selamettir dedik, Artık başörtülü
olarak yavrularımız üniversiteye, İmam Hatip'lere devlet dairesine
giriyor mu? Sabrın sonu selamettir. Mesele bu. Ama şimdi sizlerden
başka bir şey istiyorum. Çok çalışacaksınız, gayret edeceksiniz"
dedi.
DERSHANELERDE BÜYÜK RANT VAR
Başbakan Erdoğan dershaneleri kaldıracaklarını da belirtirken,
"Devletin okulları var mı? var. Öyleyse dershane niye. Yani bizim
vatandaşlarımızı hep bir meta olarak gördüler. Sürekli
sövüşlediler. Orada çünkü büyük bir rant vardı, yılda 1 milyar
dolar. Bu rant kaybedilir mi? Bundan dolayı bu adımlar atıldı.
Bütün imkanları seferber ettik. Artık dershane bitiyor. Biz devlet
olarak hafta sonlarında yavrularımıza istediklerinde ücretsiz
okullarında kurslar vereceğiz" dedi.
FAİZ LOBİSİ
Milleti faizle ezdirmediklerini, devamlı düşürdüklerini de belirten
Erdoğan, "Şimdi gerektiğinde emeklinin evine gidip, orada kendisine
banka, maaşını tıkır tıkır ödüyor. Geçtiğimiz günlerde bir gazetede
birinci sayfada Ziarat Bankası ile ilgili haber çıktı. Ziraat
Bankası çiftçiye sıfır faizle kredi veriyormuş. O faiz lobisi
'Ziraat Bankası'nın sıfır faiz vermesinden biz rahatsız olduk'
dediler. Yaptıkları haberlerle bankayı bazı ülkeye şikayet
ediyorlar. Dedikleri Bosna Hersek'te çiftçiyi destekliyor diyorlar.
Kendi akıllarınca uluslararası kamuoyuna bankalarını şikayet
ediyorlar. Sadece Ziraat Bankası değil, aynı şeyi Halk Bankası'na
da yaptılar. Milli kurumumuz istihbarat teşkilatımıza saldırmadılar
mı? Saldırdılar. Milli değerlerimize, kardeşlik projemize
saldırıyorlar. Kim yapıyor bunları, devlet içinde devlet olmaya
çalışan uluslararası örgüt yapıyor. Bu örgütün yanında CHP, MHP,
geziciler var. Bu örgütün yanında Türkiye'nin her türlü marjinal
sol örgüt,, terör örgütü var. Bu örgüt CHP'yi, MHP'yi vagon yapmış"
diye konuştu.
SENARYOLAR YAZILIYOR
Yozgat halkına 'Ses kayıtlarını dinlediniz mi?, 'Ananaslardan
haberiniz oldu mu?' diye soran Erdoğan, "Bunların cinsi başka. Bazı
iş adamları ile, bazı medya patronları ile al gülüm ver gülüm işler
yapılıyor. Ahlaksızca, edepsizce senaryolar yazılıyor. İşte CHP,
MHP böyle bir örgütün oyuncağı haline geliyor. Paralel örgüt, ses,
görüntü kayıtları ile CHP'nin MHP'nin yönetimini kendi kuklası
haline getiriyorlar. Aynı şeyi Sayın Baykal'a bu örgüt yaptı, biz
engelledik, MHP'ye yaptılar, biz engelledik, kıymetimizi
bilmediler. İnternet yasasını bunun için yaptık anlamıyorlar, varın
anlamayın. Bunun için bu adımı attık" dedi.
ŞANTAJA BOYUN EĞMEYECEĞİZ
Bu yola kararlı bir şekilde devam ettiklerini de belirten Başbakan
Erdoğan, "Çünkü yola çıkarken ne dedik, 'durmak yok, yola devam'
dedik. Gezi olaylarında bir çok şeyler yaşandı. Bir yerden düğmeye
basılıyor, Buradan Yozgat'dan MHP'nin genel başkanına soruyorum,
daha önce sordum cevap vermedi. Ey Bahçeli, Gezici anarşistleri,
teröristleri marjinal sol grupları savunmak sana mı kaldı? Gezi
olaylarını, yakan yıkan, duvarları hakaretler yazanları savunmak
sana mı kaldı? O hainleri savunmak ey Bahçeli sana mı kaldı?
Başörtülü bir kızımıza saldıranları savunmak, bunun avukatlığını
savunmak ey Bahçeli sana mı kaldı? Bu nasıl bir milliyetçilik
anlayışı? Hatırlayın 2011 seçimlerinde kendilerine şantajlar
yapıldı. Kardeşlerim onun öncesinde 2010 yılında aynı şekilde
CHP'ye bunlar yapıldı. Bir tuzak kuruldu ve CHP'ye işte bu genel
müdür böyle getirildi. Bize de yapılan bu şantaja boyun eğmedik,
eğmeyeceğiz. Dik duracağız, ama diklenmeyeceğiz. Demokrasiyi milli
iradeyi, istiklalimizi, hürriyetimizi namusumuz ve şerefimiz gibi
muhafaza edecegiz" diye konuştu.
30 YILDIR DEVAM EDEN TERÖRÜN SONUNA GELİYORUZ
Başbakan Erdoğan konuşmasının devamında 30 yıl boyunca ana
kuzularının, yiğitlerin, kahramanların şehitlik mertebesine
ulaşarak ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutlarla Yozgat'a geldiğini,
nice ocaklar söndüğünü, anaların, babaların ciğeri, yüreği
yandığını hatırlattı. Erdoğan, "30 yıl devam eden terörün inşallah
sonuna geliyoruz. Huzur, bahar havası yaşanıyor. Bu barıştan, bu
bahardan huzur ve kardeşlik ortamından çok rahatsız oluyorlar. Kan
akmıyor olmasından çok rahatsız oluyorlar. Türkiye büyüyor,
gelişiyor, kalkınıyor, zenginleşiyor. Bundan çok rahatsızlar. Biz
buna boyun eğmeyeceğiz. Bu tuzağı inşallah alt üst edeceğiz.
Yapılan saldırıları lütfen görün, alçakça tavrı kumpası lütfen
görün. 30 Mart yeni bir istiklal mücadelesinin zafer günüdür"
dedi.
DÜNYANIN ÜÇÜNCÜ BÜYÜK HAVA LİMANI
İstanbul'a yapılan üçüncü köprüyü CHP'lilerin durdurmak istediğini
de belirten Erdoğan, "Bakınız Marmaray bitti mi? Biz Marmaray ile
konuşuruz. 153 yıllık hayal. Ecdadımızın Abdülmecit'in adımını
attığı, hayalini kurduğu ama torunları olarak biz gerçekleştirdik.
Şimdi aynı şekilde denizin altından tüp geçit yapıyoruz. Üçüncü
köprü Yavuz Sultan Selim Köprüsü inşallah 2015'de açılacak.
Dünyanın üçüncü büyük dev havalimanı yapıyoruz. Senede 100 milyon
kapasiteli. Cebimizden bir kuruş çıkmıyor, 20 yıllığına yapacaklar,
çalıştıracaklar, Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim edecekler.
2017 yılında da o açılacak. Milliyetçilik bu. İstanbul'u İzmir'e
bağlıyoruz. Şimdi Kocaeli geçişini yine bir dev köprüyle atıyoruz.
Biz buyuz, biz eser üretiyoruz. Eşşek ölür kalır semeri, insan ölür
kalır eseri. İşte bu. Kendi helikopterlerimizi, savaş uçaklarımızı
yapıyoruz. Bu hale geldik. Kitaplar sıralarda ücretsiz veriliyor
mu? 205 bin derslik yaptık yav. Cumhuriyet tarihinde yapılanın
ayrısından fazlasını biz yaptık" diye konuştu.
Yorumlar