Mevsimlik tarım işçileri göç yolunda

Güneydoğu’nun tarım işçileri göç yoluna çıktı. Tarım işçileri yılın ilk göçünü Şanlıurfa’dan verdi. Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine bağlı 160 haneli Sevimli köyünün büyük bölümü çalışmak üzere kentten ayrıldı....

Google Haberlere Abone ol
Mevsimlik tarım işçileri göç yolunda

Güneydoğu’nun tarım işçileri göç yoluna çıktı. Tarım işçileri yılın ilk göçünü Şanlıurfa’dan verdi. Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine bağlı 160 haneli Sevimli köyünün büyük bölümü çalışmak üzere kentten ayrıldı. Çocuklarını da okuldan alan aileler, hakları olan topraklarının bürokrasiye takılarak kendilerine verilmediği için göç etmek zorunda kaldıklarını iddia etti.

Şanlıurfa’nın mevsimlik tarım işçileri göçe başladı. Bu göç yaklaşık 7 ay sürecek. Çeşitli illere dağılan mevsimlik işçilerin ilk grubu Şanlıurfa’dan ayrıldı. Akçakale’ye bağlı Sevimli köyünün tarım işçileri toplu gitmek için Eyyübiye meydanında buluştu. Mazlumder Şanlıurfa Şube Başkanı Meral Dervişoğlu’da mevsimlik tarım işçilerini uğurlamak ve yaşanan drama dikkat çekmek için işçilerin toplama merkezine geldi. “Mevsimlik tarım işçiliği kader değil zulümdür” diyerek konuşmasına başlayan Meral Dervişoğlu, yaşanan drama yetkililerin sessiz kalmaması gerektiğini söyledi. Tarım işçilerinin ilkel şartlarda yaşam mücadelesine başlayacaklarını belirten Dervişoğlu, “Mevsimlik tarım işçileri olarak batıya çalışmaya gidiyorlar. Orada ilkel şartlarda, çadırlarda, çok büyük sıkıntılarla yaşam mücadelesi veriyorlar. Çocuklarımızın çoğu okul tatil olmadan, karnelerini almadan gidip orada tarım işçiliği yapıyorlar. Bu kader değil, bir zulümdür. Bunun bir an önce sonlanması lazım. Vicdanlara seslenmek için buradayız. Dileğimiz odur ki vatandaşımız evinde çalışsın.” dedi.

Tarım reformu tarafından toprakta bölüşüm yapılmasına rağmen henüz imzalar atılmadığı için 166 ailenin tarım işçisi olarak göç etmek durumunda kaldığını dile getiren Dervişoğlu, bunların bürokrasi engeline takıldığını savundu. Tarım reformu tarafından bölüşülen arazilerin tamamlandığını ancak son imza için bekletildiğini dile getiren çiftçi Halil Dağ ise şunları söyledi: “Bürokrasi engeline takıldık. 3 yıldır hangi kapıyı çaldıysak netice alamadık. Belediye başkanı ile görüştük, ilgili makamlarla görüşmüş ‘sosyal olaylar çıkacak endişesi’ ile bu işin durdurulmuş olduğunu ilettiler.”

Endişelerle ülkenin yönetilemeyeceğinin altını çizen Dağ, “Sayın Başbakan'ın endişelerle ülkeyi yönetmemesi çağrısında bulunuyoruz. Hak hukuk çerçevesinde yönetmelerini istiyoruz. O zaman uçak da uçmasın. Olur da arıza yapar düşer endişesi ile. Yolları yapmayalım araçlar yoldan geçer kaza olur endişesi ile. Bu endişeleri anlamış durumda değiliz." eleştirisinde bulundu.

Sevimli köyünde ikamet eden Mehmet Çiftçi ise kendilerine yapılan zulmün Suriye’deki zulmü geçtiğini iddia etti. Ailelerin çocukları da okullarını erken bırakmanın üzüntüsünü yaşıyor. Tepkilerini dile getirdikten sonra kullanacak eşyalarını minibüslere koyan aileler, Aksaray’da çalışmak için yola çıktı. CİHAN

Yorumlar