Mehmet Baransu'ya 52 yıla kadar hapis istendi

Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu ile gazetenin sorumlu yazı işleri müdürüne ‘Gülen'i bitirme kararı 2004'de MGK'da alındı’ haberi nedeniyle 52 yıla kadar hapis istendi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen...

Google Haberlere Abone ol
Mehmet Baransu'ya 52 yıla kadar hapis istendi

Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu ile gazetenin sorumlu yazı işleri müdürüne ‘Gülen'i bitirme kararı 2004'de MGK'da alındı’ haberi nedeniyle 52 yıla kadar hapis istendi.

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında iddianame hazırlandı. Savcı Sıddık İlgar’ın hazırladığı iddianamede Baransu ve sorumlu yazıişleri müdürü Murat Şevki Çoban’a, ‘Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları temin etme, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri basın ve yayın yoluyla ifşa etme, MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilginin istihsal ve basın yoluyla ifşa edilmesi suretiyle 2937 sayılı kanuna muhalefet’ suçlamaları yöneltildi. İddianamede ihbar eden olarak MİT gösterildi.

Taraf’ın 28 Kasım 2013 tarihli nüshasında Baransu'ya ait ‘Gülen'i bitirme kararı 2004'de MGK'da alındı’ başlıklı haberde niteliği itibariyle gizli kalması gereken 25 Ağustos 2004 tarihli MGK toplantısı kararının manşetten yayınlandığı belirtilen iddianamede, bu yayınların ileriki günlerde devam ettirildiği kaydedildi. İddinamede, “Söz konusu haber metinlerinde MGK'nın 481 sayılı kararının eklerinin bulunduğu, bu eklerde ‘Gülen grubunun faaliyetlerinin tasfiye edilmesine ilişkin tedbirlerin yer aldığı’ şeklinde gerçeğe aykırı yayın yapıldığı.” denildi.

17 Şubat 2014 tarihli nüshada ise Baransu’nun ‘MGK planı devrede’ başlıklı köşe yazısında “Türkiye'de Nurculuk ve Fethullah Gülen grubunu bitirme planı her aşamasıyla devrede denilerek, Gülen cemaatine ait kurullar için ağır yaptırımlar getiren yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Devletin yurt dışında görevli memurları aracılığıyla Fethullah Gülen grubu yakından takip edilmeli, gerekiyorsa Dışişleri Bakanlığı tarafından idari tedbirler geliştirilmelidir. Fethullah Gülen grubunun sempatizan ve yandaş edinme gayretleri İçişleri Bakanlığı nezdinde dikkatle takip edilmeli. Yapılan bağışlar ile usulsüz para hareketleri kara para uygulamaları Maliye Bakanlığı MASAK aracılığıyla takip edilmeli. Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanı sıfatıyla Gülen okullarına yardım edilmesi genelgesi geri çekilmelidir. Konunun psikolojik harp boyutuna dikkat edilmeli. Cemaatin kadrolarının tespiti." şeklinde maddeler sıralandığı hatırlatıldı.

Savcı İlgar, mevcut olmayan bir plandan mevcutmuş gibi bahsedilerek yalan haber yayınlandığını ileri sürdü. Bu haberlerle kamuoyunun yanlış yönlendirilmeye devam edildiğini öne süren savcı İlgar, 481 sayılı MGK kararının tek sayfadan ibaret herhangi bir ekinin bulunmadığını kaydetti. Köşe yazısında MGK'nun söz konusu kararında böyle bir ek varmış gibi gösterildiğini iddia eden savcı, Baransu ve Çoban'ın iddia edilen suçlamaları işlediğini belirtti.

İddianamede, 2 Aralık 2013 tarihli nüshada ise Baransu imzasıyla yayınlanan haberde MİT görev ve faaliyetleriyle ilgili bazı bilgilere yer verildiği kaydedildi. "Taraf'ın elindeki yeni belgeye göre, 2010 yılında BUTTKK kaldırıldıktan sonra fişlemeler devam etti. 2013 yılında kaymakam adaylarının kendileri dışında ailelerinin de hayatı tek tek not edilmiş" ifadelerine yer verildiği kaydedildi. İddianamede, söz konusu haberde, “MİT tarafından yapılan fişlemelerin Başbakanlığa resmi yazı ile gönderildiği, MİT tarafından Başbakanlığa gönderilen resmi yazışmada fişleme yapılan kişilerle ilgili belgelerin özenle korunması gerektiği, bunların medyanın eline geçmesi halinde değişik kompilasyonlara neden olacağı uyarısı da var." şeklinde ifadelerin yer aldığı belirtildi.

MİT’in mevzuata uygun olarak yerine getirdiği görevlerin yasadışı fişleme faaliyetleri gibi gösterildiği ileri sürülen iddianamede, MİT’in de yasadışı fişleme yapan bir kurum gibi gösterildiği öne sürüldü. Şüphelilerin MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgileri ele geçirip ifşa ederek üzerlerine atılı suçları işledikleri iddia edildi.

CİHAN

Yorumlar