"Meclisler devlete meydan okunacak yerlerdir"
Prof. Dr. Osman Can, "Meclis devlete meydan okuma yeri değilse peki neresi? Yurttaşlar kendilerine hizmetle yükümlü olan devlete meydan okuyamıyorlarsa eğer, yurttaş bitmiştir.
Prof. Dr. Osman Can, "Meclis devlete meydan okuma yeri değilse
peki neresi? Yurttaşlar kendilerine hizmetle yükümlü olan devlete
meydan okuyamıyorlarsa eğer, yurttaş bitmiştir." dedi.
Batman İnsan Hakları Kurulu tarafından 10 Aralık Dünya İnsan
Hakları Günü dolayısıyla bir program düzenlendi. Program kapsamında
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Osman Can tarafından 'İnsan Hakları ve Demokrasi' konulu
konferans verildi. Batman Kültür ve Turizm Müdürlüğü salonunda
düzenlenen programa Vali Yılmaz Arslan, Belediye Başkan Yardımcısı
Gülistan Akel, Cumhuriyet Başsavcısı Muhammed Emre Ejder, STK
temsilcileri, kurum müdürleri, öğrenciler ve vatandaşlar
katıldı.
Milliyetçiliğin bu coğrafyanın damarına, hamuruna uygun ideoloji
olmadığını belirten Can, milliyetçiliğin buralara transfer
edilmesiyle bu coğrafyanın barışının bittiğini ifade etti.
Milliyetçilik zehrinin akıtıldığı yerde insan hak ve
özgürlüklerinin sadece kağıt üzerinde kaldığını ileri süren Can,
"Bu coğrafyaya milliyetçilik zehir akıttı. Milliyetçilik zehrinin
akıtıldığı yerde insan hak ve özgürlükleri sadece kağıt üzerinde
kalır. Milliyetçilik zehri öyle bir şekilde zehirliyor ki bir
yandan birilerini milliyetçilikle zehirlerken karşı tarafın da buna
tepki göstermesini yine milliyetçilik üzerinden sağlıyor.
Dolayısıyla milliyetçilikler yarışıyorsa insan hak ve
özgürlüklerini unutmamız kaçınılmaz bir şey." dedi.
"Demokrasi insan haklarını garanti altına almanın tek yoludur."
diyen Can, "Demokrasi olmadan insan hakları hayata geçemez.
Demokrasi neden değerli demokratik olmayan bir ülke düşünün İnsan
Hakları Sözleşmesi'ne imza atmış. Sağda solda her yerde özgürlük
lafları geçiyor. Ama sistem demokratik değil Burada insan hakları
hakikaten garanti altında mı? Değil, o bir yalandır." ifadesini
kullandı. Bu coğrafyada 1920'den sonra ortaya çıkan siyasi
sistemlerin hiçbirinin toplumsal hedef ve kamusal yararı hedef
edinmediğini, bu nedenle toplumdan her zaman kopuk olduğunu
söyleyen Can, "Bu sitemin varlığını sürdürebilmesi için güçlü bir
orduya ihtiyaç duymuştur. Bu sistemden yaralanan çeşitli çıkar
gruplarına ihtiyaç duymuştur. Batı desteğine ihtiyaç duymuştur."
diye konuştu.
28 Şubat sürecinde bir milletvekilinin başörtüsüyle Meclis'e
gelmesine karşılık, sonradan başbakan olmuş bir siyasetçinin
"Burası devlete meydan okunacak bir yer değildir" dediğini
hatırlatan Can, bu olayın Türkiye'nin Meclis, devlet yönetimi ve
toplum ilişkilerindeki hastalıklı tasavvuru çok iyi ifade ettiğini
söyledi.
Program bitiminde İnsan Hakları Haftası nedeniyle düzenlenen
yarışmada derece alanlara ödülleri verildi. CİHAN
Yorumlar