'Mardin’deki farklı diller ve dinler hiçbir zaman engel teşkil etmiyor'

Mardin ve Diyarbakır Süryani cemaatinin liderlerinden Deyrulzafaran Manastırı Mertopoliti Saliba Özmen, şehrin içinde barındırdığı farklılıklarla yaşayabilme ve bunu koruyarak günümüze kadar yaşatabilme kabiliyetini gösteren nadir kentlerden...

Google Haberlere Abone ol
'Mardin’deki farklı diller ve dinler hiçbir zaman engel teşkil etmiyor'

Mardin ve Diyarbakır Süryani cemaatinin liderlerinden Deyrulzafaran Manastırı Mertopoliti Saliba Özmen, şehrin içinde barındırdığı farklılıklarla yaşayabilme ve bunu koruyarak günümüze kadar yaşatabilme kabiliyetini gösteren nadir kentlerden biri olduğunu söyledi.

Mardin'de farklı dinler, diller, etnik gruplar kadim şehrin zenginliği olarak kabul edilmiş değerler olarak tarihte yer aldığını belirten Mertopoliti Saliba Özmen, kültürel değerlerimizin, geçmişte bırakılmayarak karşılıklı hoşgörü ile günümüze kadar harmanlanarak yaşatılması mutluluk verici olduğunu belirtti.

30 medeniyete ev sahipliği yapan Mardin’den her zaman dünyaya barış mesajları yansıdığını belirten Özmen, ”Tarihte yegane örnek olmamakla birlikte; Mardin'i tarihten günümüze bir bütün olarak ele aldığımızda, farklılıklara rağmen birlikte yaşama kültürünü yansıtan nadir şehirlerden biri olarak görmekteyiz. Mardin; tarih boyunca kültürel bir kavşak olma kimliği ile Müslüman, Hıristiyan, Yezidi gibi farklı din ve Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Süryani, Yakubi, Keldani, Nesturi gibi etnik kökenli insanların barış, kardeşlik ve toplumsal uzlaşma ile bir arada yaşadıkları bir kent olarak, benzerlerine az rastlanır bir kültür ve tarih mirasına sahiptir. Mardin; içinde barındırdığı farklılıklarla yaşayabilme ve bunu koruyarak günümüze kadar yaşatabilme kabiliyetini göstermiştir.” dedi.

Tarihte bütün kültürler diler ve dinler arasında hiçbir ayırım yaşanmadığına dikkat çeken Özmen, şöyle konuştu: ”Farklı kültürlere ait bireyler arasında farklılıklar elbette kaçınılmazdır. Ancak birçok benzerliği de göz ardı etmek yanlış olacaktır. Bu benzerliklerden yola çıkarak aynı şehir içerisinde farklılıklara rağmen birlikte yaşamayı mümkün kılan unsur karşılıklı kabullenme, empati kurarak anlamaya çalışma, saygı gösterme kısacası tek bir kelimeyle hoşgörüdür. Nitekim genel olarak Mardin'i tanımlarken kullanılan Hoşgörü Kenti adlandırılması boşuna değildir.”

'TOPLUMSAL FARKLILIKLAR BİR SORUN OLARAK DEĞİL AKSİNE ZENGİNLİK UNSURUDUR'

Şehrimizde insanlar yalnızca inançları gereği sadece ibadethaneleri ve mezarlarını ayrı tuttuğunu ifade eden Özmen konuşmasına şöyle devam etti: ”Bunun dışında aynı mahallede iç içe kardeşçe yaşamış, aynı çarşıda çalışarak ekmeğini kazanmış, aynı taziyelerde yan yana üzüntülerini, aynı düğünlerde sevinçlerini paylaşmışlardır. Birbirlerinin bayramlarını aynı içtenlikle kutlamışlardır. Neredeyse cami sayısı kadar kilisenin de bulunduğu şehirde ezan sesleri çan seslerine karışmıştır. Şehirde Türkçe, Arapça, Kürtçe ve Süryanice olmak üzere dört farklı dil konuşulmasına rağmen, bireyler arasında bu bir engel teşkil etmemekte, kolaylıkla iletişim kurulmaktadır. Mardin’de farklı dinler, diller, etnik gruplar vb. zenginliklerimiz kabul edilmiş değerler olarak yerini almıştır. Kültürel değerlerimizin, geçmişte bırakılmayarak karşılıklı hoşgörü ile günümüze kadar harmanlanarak yaşatılması bizler için mutluluk vericidir. Birlikte yaşama kültürü kapsamında bireysel ve toplumsal farklılıklar bir sorun olarak değil aksine zenginlik unsuru olarak algılanmasında, dünyaya Mardin güzel bir örnek teşkil etmektedir.” diye konuştu. CİHAN

Yorumlar