Malatya'da vahim eğitim raporu: Öğrencilerde davranış bozukluğu artıyor
Malatya İl Genel Meclisi tarafından okul yöneticileri ve öğretmenlerle yapılan görüşmelere dayanılarak hazırlanan rapora göre, özellikle orta öğretim kurumlarındaki öğrencilerde davranış bozuklukları arttı.
Malatya İl Genel Meclisi tarafından okul yöneticileri ve
öğretmenlerle yapılan görüşmelere dayanılarak hazırlanan rapora
göre, özellikle orta öğretim kurumlarındaki öğrencilerde davranış
bozuklukları arttı. Buna paralel olarak okul eşyasına zarar verme,
madde bağımlılığı, öğretmene hakaret ile fiziki saldırının ileri
seviye çıktı.
Malatya İl Genel Meclisi üyesi Cemali
Marasalı tarafından 11 Kasım 2013’te verilen sözlü önerge üzerine
Eğitim-Kültür ve Sosyal Hizmetler Komisyonu, kentteki okulları
ziyaret ederek yöneticiler ile öğretmenlerle birebir görüşmeler
yaptı. Okullardaki asayiş ile disiplin sıkıntılarını tespit ederek
çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla başlatılan çalışma
tamamlanarak rapor halinde meclise sunuldu. Rapora göre,
öğrencilerin davranış bozukluğunun ortaokul 7–8’inci sınıflardan
başlayarak lise düzeyindeki okullarda zirveye ulaşıyor.
Dejenerasyon özellikle kenar semtlerdeki okullar ile endüstri
meslek liselerinde daha da artıyor.
Davranış bozuklukları nedeniyle
öğrencilerde okul eşyasına zarar verme, madde alışkanlıkları,
öğretmene hakaret, tehdit ve fiziki saldırı, dersi dinlememe,
yazılı kağıtlarını boş verme tavırları sıklıkla görülüyor.
Raporda, öğrencisinin başarısızlığını
öğretmenlere bağlayan velilerin okula gelerek öğretmene fiili
saldırıda bulunduğuna yer veriliyor. Özellikle başarısız öğrenciler
ile velilerin başarısızlığın faturasını öğretmenlere kestiği
savunulan raporda, saygısızlığın öğrencilerin büyük çoğunluğu
tarafından özgürlük adı altında yapıldığı ifade ediliyor. Bununla
birlikte öğrenci öğretmeni gördüğü halde sigarasını içmeyi
sürdürüyor.
Velilerin birçoğunun çocuğu ile
ilgilenmediğine dikkat çekilen raporda, şu ifadelere yer veriliyor:
“Veliler çocuğu için yapılan eğitici bir ikazı bile büyüterek
okullara gelip öğretmene saygısızlık hatta hakaret edebilmektedir.
Ve bu yaptığını dışarıda bir kahramanlık gibi anlatabilmektedir.
Veli okul müdürüne milli eğitim müdürüne veya Vali ye veya Alo
147’ye şikâyet ettiğinde müfettiş hemen tahkikat yapıyor. Öğretmen
rencide ediliyor. Öğretmen haklı çıksa dahi veli ve öğrencinin
yaptığı şikâyet kendine kalıyor. Öğrenci ve velinin bütün bu
anlattıklarımızı yapmaya hakları vardır. Fakat öğretmenin yasal
hiçbir hakları yoktur. Savunmaları da yoktur. Bunun için
öğretmenleri koruyan yasal hakların olması zorunludur. Eğer yasal
hakları olmazsa öğretmene haklı haksız saldırılar devam
edilecektir. Rehber öğretmenlerimize davranış bozukluğu gösteren
öğrencilerin bu davranışların sebebi olarak veliyi
göstermektedirler.”
Raporun sonunda verilen komisyon
değerlendirmesinde de şu tespitler yer aldı: “Yaşanan olayların
çoğunu iyi yetiştirilmiş bir öğretmen tarafından önlenebilir
kanaatindeyiz. Bu yüzden öğretmen yetiştiren kurumların
programlarını gözden geçirmeleri gerekmektedir. Velilerimiz de
çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerimize saygısızlık yapmamalıdır.
Çok basit meselelerle öğretmeni rencide etmemelidir. İnsanımız
Peygamberimizin okuma yazma öğretme karşılığında esirleri
bıraktığını unutmamalı, ilmin kapısı Hazreti Ali Efendimizin 'Bana
bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum' sözünün büyüklüğünü
kavramalıdır. Öğretmenin atının nalından sıçrayan çamuru silmeyip
saklayan bir ecdadın torunları olmaya layık bir şekilde öğretmene
hürmet gösterilmelidir. Veli eğitimi yapılmalıdır, bu eğitim okul
idaresi ve rehber öğretmenler tarafından ayda bir okullarda okul
aile kaynaşması adı altında olabilir. Sivil toplum kuruluşları
konferans şeklinde verebilirler. Fabrikalar kendi işçi ve
personeline bu konunun uzmanları getirilerek verilebilir. Yazılı
basın bir köşesinde bir uzmanın kaleminden verebilir. Görsel basın
ana baba çocuk yetiştirilmesi adı altında verebilir. Anne baba
çocuğuna bir öğretmen değil yaşam tarzı ile davranışlarıyla örnek
olmalıdır.” CİHAN
Yorumlar