Madende hayatını kaybeden işçinin işitme engelli oğlu yetim kaldı

Manisa'nın Soma ilçesinde ki maden faciasında hayatını kaybedenlerin hikayeleri yürekleri dağlıyor. Yüzlerce madenciye mezar olan ocak, evin 2 erkek çocukları olan Şerif ve Murat Gezgin kardeşleri de sevdiklerinden kopardı. Evli olan Şerif...

Google Haberlere Abone ol
Madende hayatını kaybeden işçinin işitme engelli oğlu yetim kaldı

Manisa'nın Soma ilçesinde ki maden faciasında hayatını kaybedenlerin hikayeleri yürekleri dağlıyor. Yüzlerce madenciye mezar olan ocak, evin 2 erkek çocukları olan Şerif ve Murat Gezgin kardeşleri de sevdiklerinden kopardı. Evli olan Şerif Gezgin'in işitme engelli olan oğlu da yetim kaldı. Acılı eş, kocasının bir daha geri dönmeyeceğini bilir gibi sabah çocuğunu sevip okşadıktan sonra işe gittiğini söyledi.

Soma'daki madende meydana gelen patlamada ölen Şerif ve Murat Gezgin'in cenazeleri, İzmir'in Kınık ilçesine bağlı Köseler köyünde gözyaşları içinde toprağa verildi. Ölüme birlikte giden Gezgin, kardeşler son yolculuklarında da ayrılmadı. Kardeşler, iş makinesiyle açılan toplu mezarlarda yan yana toprağa verildi.

Çocuklarını genç yaşta toprağa veren Ali ve Vahide Çolak çifti ile ablaları ve Şerif Gezgin'in eşi Zehra'nın gözyaşları dinmiyor. Zehra Gezgin, eşinin 6 yıldır maden ocağında çalıştığını söylüyor. Eşini olay günü kendisinin işe uğurladığını gözyaşları içinde anlatan Gezgin, "Sabah 00.05'de kaldırdım. Kahvaltı yaptı. Hiç çocuğunu giderken öpmezdi. Sanki öleceğini biliyormuş gibi çocuğunu sevdi. Ellerini ayaklarını okşadı. Uyandırmaya kıyamadı. Çocuğum babasız kaldı. Amcasız kaldı. Kim bakacak bize bundan sonra?" diye konuştu.

"KURU SOĞAN EKMEK YESİNLER GİRMESİNLER MADENE"

Sorumluların mutlaka cezalandırılmasını isteyen acılı eş, şunları söyledi; "Kaç tane ocak yandı. Evladım babasız kaldı. Eşim 'işimiz çok zorlandı' diyordu. Elbiseleri falan çok çamurlu geliyordu. Yanlarında götürdükleri ekmeklerini, zeytinlerini yemeden geliyorlardı. İçleri kömür doluydu. 'Gitme bırak' dedik ama gitti. İşe gönderdik, tabutlarıyla geldiler buraya. Ekmek parası ama olmaz olsun, bu madeninin parası da işi de. Kimse girmesin bir daha madene. Bir kuru ekmek soğan yesinler evde."

Yaşadıkları acının tarif edilemez olduğunu söyleyen Gezgin kardeşlerin ablası Gülşen Toprak ise acısını şu sözlerle dile getiriyor: "Çok üzgünüz. 'Biri canlı' dediler, sevindik. Hastaneleri dolaştık yok. Onun da cenazesi çıktı. Biri bari yaşasın dedik ama ikisi de öldü. Erkek kardeşimiz kalmadı hiç. Ölüme de arkadaşlarıyla gittiler. Aynı serviste gidenlerin hepsi öldü. Hep genç genç gittiler."

"EŞİMİN TATİL GÜNÜYDÜ, İZİNLİ OLMASAYDI O DA ÖLECEKTİ"

Abla Ayfer Taş da kardeşlerinin öldüğü ocakta eşinin de çalıştığını ancak eşinin tatil günü olması nedeniyle işe gitmediği için kurtulduğunu dile getirdi. Taş, "O gün onun tatiliydi. Patlama olduğu zaman o gün tatil olmasaydı benim eşim de orada olurdu. 5 çocuğum var benim de. Kardeşlerimi kaybettim" diyerek gözyaşı döküyor. CİHAN

Yorumlar