'Libya'da hava limanında çöpten topladığımız ekmekleri yedik'

Libya’da inşaatta çalışmak için giden 4 işçi hayatlarını kurtardıkları için dua ediyor.

Google Haberlere Abone ol
'Libya'da hava limanında çöpten topladığımız ekmekleri yedik'

Libya’da inşaatta çalışmak için giden 4 işçi hayatlarını kurtardıkları için dua ediyor. Çalışmaya gittikleri bölgenin anlatıldığı gibi çıkmaması ve iç savaşın olmasından dolayı zor anlar yaşayan işçiler, çocuk askerlerin kafalarına silah dayadığını anlattı. İşçiler, yardım istedikleri Türk konsolosluğun ise kendilerine yardım etmemesi için 5 gün hava limanında yattıklarını belirtti. Paraları olmadıkları için aç olduklarını konsolosluğa söylemelerine rağmen kovulduklarını ileri süren işçiler, Türkiye’deki ailelerinden para gelene kadar hava limanındaki çöplerden ekmek toplayarak karınlarını doyurduklarını ifade etti.

Kayserili fayans ustası Halil Aslan, Libya’da çalışan bir arkadaşlarının teklifi üzerine bu ülkeye çalışmaya gittiklerini aktardı. Türkiye’de kış olması ve inşaatta çalışılmamasından dolayı gittiklerini söyleyen Aslan, bin 800 dolar maaş verileceğini, şartların iyi olacağını, Arap şirketin birçok avantajlar sunduğu bilgisini de aldıklarını belirtti.

Halil Aslan, Libya’ya hava yoluyla gittikten sonra şantiyenin bulunduğu Seba bölgesine gittiklerini ve çalışmaya başladıklarını dile getirdi ve şu bilgileri verdi: "Bölgeye ulaştık ve çalışmalara başladık. Ancak bölgede iç savaş devam ediyordu. Silah sesleri altında inşaatta çalışıyorduk. Bölgede can güvenliği olmadığını anlayınca başkent Trablus’ta Türk konsolosluğunu aradık. Konsolos yetkililerine durumu anlattık. Onlar bize telefonda, o bölgeye kimsenin gidemeyeceğini, can güvenliğin olmadığı, kendilerinin o bölgeden bizleri kurtarma gibi imkanları olmadığını, bir şekilde Trablus'a gelmelerinde yardımcı olacaklarını söylediler. Pasaportlarımıza el konulduğunu söylediğimizde de gerekirse pasaportları almadan gelmeleri durumunda bile Türkiye’ye göndereceklerini ifade etti. Biz de pasaportlarımızı aldık ve geldik."

Trablus'ta hava limanında 5 gün yattıklarını anlatan Aslan, "Konsolosluğa ulaştığımızda bize yardım etmelerini istedik. Onlar yardım edemeyeceklerini ve 'Gelirken bize mi sordunuz' gibi sözle karşılaştık. Hatta, ertesi gününün Kaddafi'nin ölüm yıldönümü olduğunu, sokakların tehlikeli olacağını ve ortalığın karışacağını dile getirdiler. Başımızın çaresine bakmamızı ve sokaklarda dolaşmamızı söylediler. Bizim paramız olmadığı için otelde kalma gibi imkanımız olmadığını söyledik ama ilgilenmediler. Orada açılan konsolosluk bu ülke vatandaşlarının vergisi ile açılmadı mı? Bize hizmet etmeyecekler de kime hizmet edecekler. Bize hakaret ettiler ve oradan kovdular." dedi.

Türk vatandaşların Libya’ya inşaatta çalışmak için gitmemelerini isteyen Halil Aslan, "Biz 5 gün hava limanında kaldık ve çöpten ekmek toplayarak yedik. Ekmekler küflüydü. Temizledik. Ekmeğin kuru olmasından dolayı suda ıslatıyor ve yiyorduk. Konsolosluktaki arkadaşları aç olduğumuzu söyledik. Yemek gelmişti oraya. Bizi aç olduğumuzu bile bile yemeğe davet etmedi. Bırakın yemeği bir çay bile ikram etmediler. Bize hakaret ettiler." diye konuştu.

Duvar ustası Özcan Çelik ise hiçbir sorun olmadığını ve şantiye imkanların iyi olduğunu söylemeleri üzerine Libya’ya gittiklerini anlatarak, "Biz Trablus’a geldik. Türkiye'den evden para göndermelerini sağladık ama dil bilmediğimiz için parayı çekemiyorduk. Konsolosluktan tercüman istedik işlemleri yaptırmak için ama yardımcı olmadılar. Arap bir taksici sayesinde resmi işlemleri yaptırdık ve paramızı çektik. Uçak biletini temin ettik altıncı gün ülkemize gelebildik. Ama konsolosluk bizi kovdu." şeklinde konuştu.

Bir başka duvar ustası Ragıp Özbay da çalışma anında çok sayıda çatışmaya şahit olduklarını ve bu çatışma seslerini cep telefonunun kayıt ettiklerini belirtti. Çalışma anında çatışmalar çıktıktan sonra saklanarak kendilerini kurtardıklarını belirten Özbay, "Yemek yiyemiyorduk. Paramız yoktu. Kendimizi bir şekilde Trablus’a attık. Durumumuzu konsolosluk yetkililerine anlattık. Ama bizle ilgilenmedi. Aç olduğumuzu söyledik bize bakmadılar bile. Libya’ya gitmek isteyenler sakın gitmesin. Orada birçok Türk bizden daha kötü durumdalar. Parasız kalıp dönemeyenler var. Onlara Türk devletinin sahip çıkması gerekir." şeklinde konuştu.

Kalıp ustası Adem Şahan ise Libya'ya gitmeden önce oradaki durumların çok iyi olduğunun söylenerek kendilerinin aldatıldığını belirterek, "Biz iş yerinde çalışırken ölümle burun burunaydık. Bir seferinde şantiyeden dönerken 10-15 yaşındaki çocuklar bizi arabadan indirip kafamıza silahların namlularını dayadı. Kelimeyi şehadet getirdik ve öleceğimizi düşündük. Bu arada Mısırlı bir şoför bizi kurtardı. Türk olduğumuzu, işçi olduğumuzu anlattık ve kendisi ile birlikte bizde kurtulduk. Silahların namlusu kafamıza dayanmış ve ne yapacağını bilmediğimiz çocuklar bunu yapıyordu. Geri dönmek istediğimizde de büyük sıkıntılar yaşadık. Konsolosluk bizim yardım çağrılarımıza külah vermedi. 5 gün hava limanında aç kaldık ve çöpten ekmek toplayarak karnımızı doyurduk. Kendi imkanlarımızla Türkiye’ye gelebildik. Nasıl geldik inanamıyorum. Türk işçileri oraya gidene kadar da çok iyi olduğu söylenerek kandırılıyor. Orada çok sayıda Türk işçi var ve büyük sıkıntı içindeler. Çünkü çalışmalarının karşılığı para alamıyorlar. Ceplerinde dönecek paraları yok. Türk devleti onlara yardım etmelidir." ifadelerini kullandı.

CİHAN

Yorumlar