'Kuranı doğru anlatabilseydik, nazil olduğu gün Dünya Kadınlar Günü olurdu'
Kadın ve erkeğin aynı gayeyle yaratıldığını belirten Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Yüce dinimizi hakkıyla öğrenebilmiş ve öğretebilmiş olsaydık, insanlığa yüce Kuran’ın ve Peygamber Efendimiz'in getirdiği rahmet mesajlarını doğru anlatabilseydik.
Kadın ve erkeğin aynı gayeyle yaratıldığını belirten Diyanet
İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Yüce dinimizi hakkıyla öğrenebilmiş
ve öğretebilmiş olsaydık, insanlığa yüce Kuran’ın ve Peygamber
Efendimiz'in getirdiği rahmet mesajlarını doğru anlatabilseydik,
kendi hayatımızda da bunu en güzel şekilde gösterme imkânına sahip
olsaydık, öyle zannediyorum ki insanlık Kuran’ın nazil olduğu günü
Dünya Kadınlar Günü ilan edecekti.” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla
özel bir program düzenledi. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
tarafından düzenlenen programa Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez
de katıldı.
İslam dininin ve Kuran’ın layıkıyla anlaşılması durumunda
insanlığın, Kuran’ın nazil olduğu günü dünya kadınlar günü olarak
kutlayabileceklerini söyleyen Görmez, “Yüce dinimizi hakkıyla
öğrenebilmiş ve öğretebilmiş olsaydık, insanlığa yüce Kuran’ın ve
Peygamber Efendimiz'in getirdiği rahmet mesajlarını doğru
anlatabilseydik, kendi hayatımızda da bunu en güzel şekilde
gösterme imkânına sahip olsaydık, öyle zannediyorum ki insanlık
Kuran’ın nazil olduğu günü dünya kadınlar günü ilan edecekti. Yüce
Kuran’ın nüzulü insanlıkta bir ufuk sıçraması meydana getirmiştir.
Kur’an, insanlığın kadın tasavvurunu, insanlığın kadına bakışını
değiştiren bir kitap olmuştur. Sevgili peygamberimizin rahmet
mesajlarını dünyaya yaymaya başladığı günden itibaren Mekke ve
Medine yıllarını incelediğimiz zaman göreceksiniz ki, aslında İslam
peygamberinin en büyük mücadelelerinden biri kadın hakları
mücadelesi olmuştur. Bugün modern zamanlarda kadın ve kadın
haklarına atfettiğimiz bir çerçeve ile bakmamıştır. Çünkü sevgili
peygamberimiz öncelikle cinsiyetçilik diyebileceğimiz kadın ve
erkek ayrımı yapan, kadını kadın olduğu için aşağılayan, hor gören
ideolojiyle mücadele etmiştir.” ifadelerini kullandı.
“BU İDEOLOJİ KADINI KADIN OLDUĞU İÇİN AŞAĞILAYAN İDEOLJİYDİ”
Peygamber Efendimiz'in döneminden örnekler veren Görmez konuşmasına
şöyle devam etti: “Hz. Peygamber'in Mekke’de ve Medine’de
yaptıklarını tek tek incelediğimizde, daha çocukluk yıllarından
itibaren hayatını incelediğimizde, kendisinden 15 yaş büyük Hatice
validemizle dostluk ve arkadaşlık üzerine kurduğu evliliğini
incelediğimizde, Habeşistan’a hicretlerde ilk Müslümanlar
arasındaki kadınlarla olan konuşmalarını dinlediğimizde, kendisine
gelen ilk vahyi eşi Hatice validemizle paylaşırken konuştuklarını
dinlediğimizde, kadını ve erkeği hiç ayırmadan Medine’yi bir açık
üniversiteye dönüştürüp kadınların da erkeklerin de bilgiyle
mücehhez olmaları konusundaki verdiği mücadeleyi okuduğumuzda Hz.
Peygamberin hayatı boyunca bir kadın hakları mücadelesi verdiğine
şahit oluruz. İslam Peygamberi hayatının hiçbir yerinde kadını
dışlamamıştır. Hz. Peygamber geldiği zaman tarih boyunca var olan
kötü bir ideoloji egemendi. Bu ideoloji kadını kadın olduğu için
aşağılayan ideolojiydi. İnsanlık tarihi boyunca en çok ayakta duran
kötü ideolojilerden biri olmuştur bu ideoloji. Kadını meta ve eşya
olarak gören ve kadını kadın olduğu için hor gören ideoloji. İslam
dini aynı zamanda kendinden önceki dinlerin içine karışan bu
ideolojiyle mücadele etti. Peygamberimizin hayatında bu mücadeleyi
göreceksiniz. Ama vefatından sonra bazı Müslümanlar peygamberimizin
ağzından kadın aleyhtarı sözler uydurarak Hz. Peygambere mal
edebilmişlerdir.”
KADIN ERKEK AYNI YARATILIŞ GAYESİ İLE YARATILMIŞTIR”
Kuran’ın ve Efendimizin üzerinde durduğu hususlardan bahseden
Görmez konuşmasını şöyle tamamladı: “Öncelikle kadın ve erkek değil
insan vardır. Yaratılış gayesi bakımından insan insandır. Sadece
sorumluluklar açısından kadın ve erkek tasnif edilir. Ancak Allah’a
muhatap olma bakımından, Allah’ın vahyine muhatap olmak bakımından,
Allah’a kulluk bakımından, yaratılış gayesi bakımından, yeryüzünü
imar etmek bakımından, yeryüzünde hakkı, hakikati, ahlakı, fazileti
yerleştirme bakımından kadınla erkek arasında hiçbir fark yoktur.
Bu farkı kim ortaya koymaya kalkarsa o ideolojiye teslim olmuş
demektir. İslam’ın mücadele ettiği cahiliye çağının anlayışını
yeniden ortaya koyuyor demektir. Kuran’da ve Hz. Peygamberin
sünnetinde bu çok açık bir mesajdır. Her şeyden önce Kuran ve Hz.
Peygamber meseleye böyle bakmıştır. Kadın ve erkek aynı yaratılış
gayesiyle yaratılmıştır. Yeryüzünü birlikte imar etmek için kadın
da erkek de topraktan yaratılmışlardır. Üzülerek belirteyim
dinimizin rahmet mesajlarını iyi anlamadığımız için, örfler,
gelenekler ve göreneklerin dinin önüne geçmeye başladığı için biz
bugün kadın hakları kavramlarını yüz yıl öncesinden başlatmak
durumunda kalıyoruz ve taklit ederek başka yerlere de taşımaya
çalışıyoruz ki bu hiçbir zaman doğru değildir.”
CİHAN
Yorumlar