‘Kredi kartında taksit sınırlaması büyümeyi olumsuz etkiler’

Süleyman Şah Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Doçent Dr. Fatih Macit, kredi kartında taksit sınırlamasının büyümeyi kısa vadede olumsuz etkileyeceğini belirtti.

Google Haberlere Abone ol
‘Kredi kartında taksit sınırlaması büyümeyi olumsuz etkiler’

Süleyman Şah Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Doçent Dr. Fatih Macit, kredi kartında taksit sınırlamasının büyümeyi kısa vadede olumsuz etkileyeceğini belirtti. Macit, şunları söyledi:

“Cari açığın özünde bir yatırım-tasarruf açığı olduğunu düşündüğümüzde hükümetin son dönemde aldığı tedbirlerin tamamen cari açığın düşürülmesine yöneldiğini görüyoruz. Son 30 yılın en düşük seviyesinde bulunan özel kesim tasarruflarını artırmak ve dolayısıyla cari açığı azaltmak ana politika hedefi haline gelmiş bulunuyor. Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki devlet teşviki, kredi kartlarına getirilen taksit sınırlaması ve diğer adımlar hep bu yönde atılan adımlar. Bu durum tabii ki kısa vadede büyümenin bir miktar feda edilmesi anlamına geliyor. 2014 yılının mevcut siyasi belirsizlik ortamı ve Merkez Bankası’nın artırmış olduğu faizlerle birlikte düşünüldüğünde büyüme açısından oldukça zor geçeceği görülüyor. Yılsonunda yüzde 2 civarında bir büyüme olması sürpriz olmayacaktır.”

“Türkiye ekonomisinin 2012 yılından itibaren ciddi bir makroekonomik çıkmaza girdiği görülüyor.” diyen Macit, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Büyüme tamamen iç talep yoluyla gerçekleştiği için yüksek büyüme beraberinde artan bir cari açık ve enflasyon da getiriyor. Dolayısıyla birkaç yıllık yüksek büyümenin ardından ‘frene’ basarak cari açık ve enflasyonun biraz yavaşlaması bekleniyor. Yani politika yapıcılar büyüme, cari açık ve enflasyon arasında bir tercih yapmak durumunda kalıyor. Burada tabii enerjide ciddi şekilde dışarı bağımlı oluşumuz, ara malı ithalatı ve ihracatta katma değeri yüksek ürün eksikliği de büyümeyle birlikte cari açığın artmasına katkı sağlıyor.”


Doçent Macit, özel sektörün dış borcuna da dikkat çekerek, “Türkiye ekonomisinin son on yılda verdiği cari açığı büyük oranda özel sektörün yurtdışı borçlanması ile finanse ettik ve özel sektörün dış borcu 300 milyar dolar seviyelerine yükseldi. Son bir yılda yaklaşık yüzde 30 civarında değer kaybeden Türk Lirası döviz borcu yüksek firmalarda öz sermayenin önemli ölçüde erimesine neden oldu. Fakat Merkez Bankası’nın faizleri önemli ölçüde artırmasıyla birlikte kurdaki hareketin şimdilik önüne geçilmiş duruyor. Siyasi belirsizliğin yılın sonuna doğru bir miktar azalmasıyla birlikte yüksek faizin kur üzerinde oluşturacağı aşağı yönlü baskı daha da fazla bir şekilde hissedilecek. Firmaların yüksek borçluluk ve düşük öz sermaye oranlarıyla çalışıyor olmaları bu durumun oluşmasındaki ana nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.” dedi.

Süleyman Şah Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı, yatırımcıya da şu önerilerde bulundu:
“Altın fiyatları FED’in parasal genişleme sürecinden çıkış sinyalleri vermesi ile birlikte hızlı bir şekilde gerilemeye başlamıştı. Son birkaç aydır yaşanan hareketin aslında bir tepki hareketinden ibaret olduğunu düşünüyorum. FED bu yılın sonunda muhtemelen parasal genişlemeyi tamamen bitirmiş olacak ve belki de artık faiz artırımı gündeme gelecek. Bu durumda altın fiyatlarındaki aşağı yönlü baskının devam edeceği kanaatindeyim. Mevcut siyasi ortam dikkate alındığında yatırımcıların en azından seçim sonuçları görülene dek mevduat ve katılım hesabı gibi risksiz araçları değerlendirmeleri daha makul olacaktır. Önümüzdeki dönemde borsada da cazip fırsatlar oluşacağı ve yatırımcıların bunu değerlendirebileceği de unutulmamalı.”
CİHAN

Yorumlar