Komadayken İfadeye Mi Çağrıldı?
'Berkin Elvan'ın üzerindeki patlayıcılar' iddiasının esrarı çözüldü.
Emniyet'in raporunda Berkin Elvan'ın üzerinden 'torpil' çıktığı
belirtilerek piyasadan rahatlıkla satın alınan torpiller 'küçük
çaplı bomba' diye nitelendirilmiş. Berkin'in 'üzerinde bulunan' o
torpiller de nedense savcılığa 2 gün sonra teslim edilebilmiş.
İstanbul ’daki Gezi Parkı gösterileri sırasında başına gaz
fişeğinin isabet etmesi üzerine ağır yaralanan ve 269 gün sonra
hayata veda eden 15 yaşındaki Berkin Elvan’la ilgili soruşturmada
Emniyet’in skandal bir rapora imza attığı ortaya çıktı. Elvan’ın
hastaneye getirildiği gün üzerinden torpil çıktığı iddia edildi. Bu
torpiller nedense 2 gün sonra savcılığa iletildi ve uzmanlık
alanına bile girmediği halde Terörle Mücadele Şubesi’nden (TEM)
‘torpil raporu’ alındı. TEM, tarihleri yanlış aktararak, Elvan’ın
15 Haziran’da 4 polisin yaralandığı korsan gösteriye katıldığını
iddia etti. Oysaki Elvan, ertesi gün yaralanmıştı. Bu yetmezmiş
gibi, piyasadan rahatlıkla satılan torpilin ‘küçük çaplı bomba’
olduğunu iddia eden polis, 2004 yılında bir gösteride yakılan bir
torpili ‘delil’ gösterdi. Elvan’ın ‘korsan gösteriye hazırlıklı
şekilde katılarak yaralanmış olabileceğini’ savunan polisin raporu
sonrası, Berkin’in şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınması
kararlaştırıldı. Elvan’ın zan altında bırakılmasına yönelik dosyada
2 ay gibi bir sürede raporlar hazırlanırken, aradan geçen 7 aya
rağmen Berkin’in vurulduğu sokağa ait kamera görüntülerine de
görevli polislerin ismine de ulaşılamadı. Tanıkların ifadesi ise
aylar sonra alındı. Onlar da “Biz Berkin’in elinde torpil görmedik”
dedi.
Eylemin tarihleri bile yanlış verildi
Berkin Elvan, başından gaz fişeğiyle vurulduğu gün Okmeydanı Eğitim
ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Bilincini yitirmiş Elvan’ın
ameliyata alındığı saatlerde, polisler de ‘delil’ arayışına girdi.
Dosyadaki ‘Hasta Eşyaları ve İlaçları Teslim Formu’ adlı ilk
tutanağa göre, acil servisteki üst aramasında Elvan’ın üzerinden
‘11 torpil’ çıktı. Fakat bu tutanağın altında, hasta yakını olarak
belirtilen kişinin adının yazılıp sonradan üzerinin karalanması
dikkat çekti. Ardından ikinci bir form daha düzenlendi. Bu kez de
eşyalar arasında; Elvan’ın pantolonu, ayakkabısı, kemeri, çorapları
ve kemeri de yazıldı. Eşyalar dayıya teslim edildi. Bu
tutanaklardan aynı gün haberi olan Şişli Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı
Çocuk Büro, gariptir, savcılığa 2 gün sonra torpilleri
bildirdi.
Bunun üzerine savcılık, Emniyet’e “Malzemelerin fotoğrafının
çekilmesi, malzemelerin satışının yapıldığı yerden benzerliği ile
ilgili olarak araştırmasının yapılarak, suç teşkil edip etmediğinin
tespit edilmesi, Berkin Elvan isimli çocuğun ve ailesinin
ifadesinin alınması” talimatı verdi. Çocuk Büro Amirliği’nce
hazırlanan fezlekeye göre, ‘Yapılan araştırmada, piyasada satılan
torpillerle görünüş olarak benzerlik gösterdiği’ ifade edildi ve
tedavisi devam ettiği için Elvan’ın ifadesinin alınamadığı
kaydedildi. Çocuk Şube, daha sonra TEM’e başvurarak, ‘torpil
raporu’ düzenlemesini istedi. TEM de 2 Ağustos 2013’te hazırladığı
raporu gönderdi.
TEM’in hazırladığı 2 sayfalık raporda, Elvan’ın “Bazı basın ve
yayın organlarında bakkala ekmek almaya giderken polisle
göstericiler arasında kaldığı ve gaz bombasının başına isabet
etmesi sonucu yaralandığı yönünde haberler yapıldığı” kaydedildi.
Ve 15 yaşındaki Elvan hakkında ‘adı geçen şahıs’ ifadesinin
kullanıldığı raporda, “Adı geçen şahsın yaralandığı iddia edilen
olay hakkındaki araştırmada, Gezi Parkı olaylarını protesto etmek
amacıyla 15.06.2013 günü saat 20.50 sıralarında Şişli’de korsan
gösteri düzenlendiği ve eyleme yapılan müdahale neticesinde dört
güvenlik görevlisinin yaralandığı” iddia edildi. Oysaki TEM’in zan
altında bırakmak istediği Elvan, iddia edildiği gibi 15 Haziran
akşamı değil, 16 Haziran saat 07.00 sularında yaralanmıştı.
Raporda, Elvan’ın üzerinde çıktığı iddia edilen malzemelerin
“yakılarak atıldığında daha fazla ses ve basınç oluşturarak bir
nevi küçük çaplı bomba etkisi oluşturmak üzere birbirine üçerli ve
dörderli bağlandığı” savunuldu. Torpillerin, ‘marjinal gruplarca
düzenlenen birçok toplumsal olayda polislere karşı kullanıldığı’
ileri sürüldü. Örnek olarak 2004’te Kadıköy’deki bir gösteride
yakılan torpil gösterildi. Ayrıca 2010, 2012 ve 2013’te dört ayrı
adreste torpil ‘ele geçirildiği’ bilgisi verildi. Torpillerden
birinin, Elvan’da çıktığı iddia edilenle aynı marka olduğu ileri
sürüldü. Raporun sonunda, “Gaz fişeğinin kafasına çarpması sonucu
yaralandığı iddia edilen Berkin Elvan’ın, üzerinde 11 adet torpil
bulunması göz önüne alındığında, bahse konu korsan gösteriye
hazırlıklı bir şekilde katılarak yaralanmış olabileceği” savunuldu.
Elvan hakkında, şüpheli olduğu iddiasıyla açılan bu soruşturma,
daha sonra mağdur olduğu dosyayla birleştirildi. Berkin Elvan’ın
ayrıca komada bulunduğu 27 Temmuz 2013’te de ‘mağdur’ sıfatıyla
ifadeye çağrıldığı ortaya çıktı.
7 aydır şüpheliler bulunmuyor
Polisler maytapla ilgili jet hızda işlem yaparken, şüpheli polisler
hakkında ise 7 ayda hiçbir ilerleme sağlanamadı. Berkin’in
vurulduğu sokağa ait hiçbir görüntüye ulaşamadığını açıklayan polis
ve savcılık, avukatların bulduğu iki tanığı da 5 ay sonra dinledi.
O sokakta polis görevlendirilmediğini ileri süren Emniyet, yanlış
bir saate ait polis listesini savcılığa gönderdi. İfadesi alınan 14
polis ya o gün gaz tüfeği kullanmadığını ya Okmeydanı’nda
olmadığını ya da hiçbir şey ‘hatırlamadığını’ söyledi.
4 polis daha ifade verdi:
‘Biz de orada değildik’
Berkin Elvan’ın başından biber gazıyla vurularak öldürülmesine
ilişkin soruşturmada 14 polisten sonra dün 4 polisin daha ifadesi
alındı. Polislerin tümü de Okmeydanı Eren Sokak civarında
bulunmadıklarını, başka noktalarda görev yaptıklarını ikisi ise
gösteriler boyunca gaz tüfeğini hiç kullanmadığını öne sürdü. Daha
önce ifadesi alınan 14 polis de ya Okmeydanı’nda olmadıklarını ya
gaz tüfeği kullanmadıklarını ya da o günü ‘hatırlamadıklarını’
anlatmıştı. Polis Hasan Pekşen, olay günü Okmeydanı’nda değil,
Mecidiyeköy’de görevli olduğunu ileri sürerek, “Bulunduğumuz
mahallerdeyken, şeflerimiz tarafından telefonla aranarak başka
yerlere sözlü olarak gönderildik. Sözlü verilen emirlerin daha
sonra yazıya çevrildiğini sanmıyorum” dedi. Pekşen, gaz tüfeğini
zorunlu olmadıkça kullanmadığını, belirtilen saatte Tarlabaşı’nda
SDP önünde görevli olduğunu söyledi. Uğur Yan ise’kalkancı’ olarak
görev yaptığını, sürekli E-5’te bulunduğunu öne sürerek, “Niçin
gönderildiğimi bilmiyorum” dedi. Yalçın Şengör, Mecidiyeköy’de
bulunduğunu ve gaz tüfeği kullanmadığını, Grup Şefi Mehmet Akif
Yıldız, Cemal Kamacı Spor Salonu çevresinde durduklarını ve hiç tüfek
kullanmadığını anlattı.
Yorumlar