'Kitap 30 santimetreden okunmalı, televizyon 3 metreden seyredilmeli'
Denizli Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Deda, yazı okuma mesafesinin 30–40 cm.
Denizli Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan
Deda, yazı okuma mesafesinin 30–40 cm., televizyon seyretme
uzaklığının da 3–4 metreden az olmaması gerektiğini söyledi. Beyaz
Baston Haftası dolayısıyla bir açıklama yapan Dr. Deda, gelişmiş
ülkelerde genetik sebeplere bağlı körlüklerin, gelişmemiş ülkelerde
ise beslenme bozukluğu ve enfeksiyonlara bağlı körlüklerin ilk
sırayı aldığını ifade etti. Körlüğün öncelikli ve yaygın sebepleri
arasında ırsiyet olduğunu belirterek, “Katarakt, görme siniri
dokusu gerilemesi, tavuk karası (gece körlüğü) ve albinizm, körlüğe
yol açan nedenler arasında önemli olanları olup değişik yaşlarda
ortaya çıkmaktadır. Glokom, şeker gibi hastalıklar, enfeksiyonlar
ve kazalar da körlük nedenleri arasında önemli yer tutmaktadır.
Dünyada gelişmiş ülkeler dışında körlüğün birinci sıradaki nedeni
katarakttır. Türkiye, katarakt alanında gelişmiş ülkelerdeki teşhis
ve tedavi imkânlarına sahiptir. Körlük nedenleri arasında ikinci
sırada göz tansiyonu, üçüncü sırada ise yaşa bağlı sarı nokta
hastalığı (gözün net görmeyi sağlayan bölümünün tahribatı)
gelmektedir. Gelişmiş ülkelerde ise yaşa bağlı sarı nokta
hastalığı, körlüğün en sık nedenidir.” dedi.
Doğuştan körlüklerin en önemli sebeplerinden birisinin temel göz
dokularının oluşmaması veya eksikliği olduğunu vurgulayan Uzm. Dr.
Deda, “Bunun yanısıra görme sinirinin veya retina adını verdiğimiz
görme tabakasının gelişme bozuklukları ve hastalıkları söz konusu
olabilir. Bu gibi bozukluklar, az görme veya hiç görmemeye neden
olabilir. Bunlar kalıtım, akraba evlilikleri, annenin hamileliğinde
geçirmiş olduğu birtakım hastalıklar ya da bazı bilinmeyen
nedenlerden kaynaklanabilir. Doğuştan meydana gelen körlüklerin
tedavisi mümkün değildir.” şeklinde konuştu. Halk arasında göz
tansiyonu olarak bilinen glokomun, sinsi başlayıp göz sinirinde
hasar yaparak kalıcı görme kaybına sebep olduğunu anlatan Deda,
hasarının geri dönüşümünün olmadığını, hastalığın tam olarak
iyileştirilemediğini ancak erken teşhis ve düzenli tedaviyle
kontrol altında tutulabildiğini ifade etti.
‘DİYABET, GÖRME DUYUSUNU TEHDİT EDİYOR’
Şeker hastalığının da gözde çeşitli bozukluklara yol açabildiğini
ifade eden Gökhan Deda, göz enfeksiyonlarının sıklığı, göz adalesi
felçleri ve katarakt gelişmesinin, diyabete bağlı göz
komplikasyonları arasında sayılabileceğini söyledi: “En önemli
komplikasyon ise diyabet sürecinin uzaması ve düzensiz kan şekeri
seviyeleriyle orantılı olarak göz dibinde retina adını verdiğimiz
görme tabakasında kanamalar, ödem ve yeni damarlanmalarla seyreder.
Bu hastalıkta görme merkezinin kanama ve ödemle etkilenmesi sonucu
hastanın görmesi giderek azalır. Yeni damarların çatlaması ise
büyük göz içi kanamalarına ve gözün kaybına sebep olabilir.”
Kataraktların doğuştan olabileceğini veya ileri yaşlarda ortaya
çıkabileceğini ifade eden Deda, bazen de göze bir darbe neticesinde
çok kısa sürede gelişebileceğini, ilaçlı tedavisi olmayan bu
hastalığın çözümünün cerrahi yöntem olduğunu, bununda en yüksek
başarıya sahip ameliyatlar arasında yer aldığını vurguladı.
Gözlerin sağlığı açısından düzenli ve vitamin yönünden zengin
beslenmek, düzenli uyku ve sağlık şartlarına dikkat etmek
gerektiğini anlatan Uzm. Dr. Deda, şunları kaydetti: "Özellikle
okuma, televizyon seyretme gibi gözün sürekli ve dikkatli
kullanılması durumlarında, ne kamaşma yapacak kadar parlak ışık ne
de görmeyi güçleştirecek kadar az ışık olmalıdır. Işık kaynağı,
yazarken sağ elini kullanan kişinin sol omuzu ve başı üstünden
gelmelidir. Parlak güneş ışığının ultraviyole etkisinden korunmak
için güneş gözlükleri gerekli olduğu gibi değişik ışık kaynaklarına
meslek veya diğer amaçlarla maruz kalabilecek kişilerin, koruyucu
gözlük kullanmaları şarttır. Ayrıca gözlerin periyodik kontrolleri
aksatılmamalıdır.” CİHAN
Yorumlar