Kısa boylu ve ince yapılılarda kemik erimesi riski yüksek

Kemik erimesi olarak da adlandırılan osteoporoz; kemiklerin incelmesi, zayıflaması ve kırılması ile karakterize bir hastalık olarak tanımlanıyor. Acıbadem Adana Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Coşkun Akalın, kemik erimesinin...

Google Haberlere Abone ol
Kısa boylu ve ince yapılılarda kemik erimesi riski yüksek

Kemik erimesi olarak da adlandırılan osteoporoz; kemiklerin incelmesi, zayıflaması ve kırılması ile karakterize bir hastalık olarak tanımlanıyor. Acıbadem Adana Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Coşkun Akalın, kemik erimesinin günümüzde daha çok kadınlarda görülen bir hastalık olmasına karşın son yıllarda erkeklerin de risk altında olduğuna dikkati çekti. Dr. Coşkun Akalın, “Günümüzde 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından birinde kemik erimesi ortaya çıkıyor. Erkeklere baktığımızda ise her 5 erkekten birinde kemik erimesi tespit ediliyor.” diye konuştu.

Dr. Çoşkun Akalın, osteoporozun özellikle çocukluk çağındaki yanlış beslenme ve yanlış yaşam tarzının etkisi ile ortaya çıktığını söyledi. Osteoporozun, belirti vermenden sinsice ilerlediğini ve ileri yaşlarda görüldüğünü anlatan Dr. Akalın, “Dünyanın her yerinde 65 yaş üstündeki pek çok kadın ve erkekte kalça, omurga, el bileği ve diğer kemiklerde kırıklara rastlanıyor. Tedavi edilmeyen osteoporozda bel ve sırt ağrısı, boyda kısalma, sırtta kamburlaşma, kaburgalar ve kalça kemiğinde kırıklar olabiliyor. Bu nedenle de kemik erimesinin tanısının konulabilmesi için kemik yoğunluğunun ölçülmesi gerekiyor” dedi. Kemik yoğunluğu incelemelerinin dışında kan ve idrar testlerinin de erken tanıya yardımcı olduğunu belirten Dr. Coşkun Akalın, hastalık hakkında şu bilgileri verdi:

- Hastalık uzun süre hiçbir belirti vermeden sessizce ilerleyebilir. Bu nedenle düzenli kontrolden geçmek çok önemlidir

- Hastada bel, kalça ve sırt ağrıları olabilir. Boyda kısalma, omurgada kemik kırıkları, el, el bileği ve kaburga kırıklarının yanı sıra kalça kemiğinde kırık da görülebilir

- Kaybolan kemiği yerine koymak oldukça pahalı, zor ve uzun zaman alan bir tedavi yöntemidir. Bu nedenle risk faktörlerini belirlemek ve osteoporozu önlemeye yönelik tedbirler almak gerekir

- Kemik erimesinin tedavisinde kalsiyum ve D vitamini alınması olmazsa olmazdır!

- Yaşam tarzında değişiklikler yapmak, düşme riskini azaltacak önlemler almak, doktor tarafından belirlenen egzersiz programını uygulamak, beslenme alışkanlığını önerilen şekilde değiştirmek ve ilaçları doğru şekilde kullanmak gerekir

- Tedavinin takibi açısından da kontrollere de mutlaka düzenli bir şekilde ve aksatmadan devam edilmelidir

D VİTAMİNSİZ VE KALSİYUMSUZ TEDAVİ EKSİK KALIR

Osteoporozu önlemede kalsiyum ve D vitamini kullanımının çok önemli olduğunu söyleyen Dr. Coşkun Akalın, “Hem kadın hem de erkekte iskelet sisteminin gelişmesi ve kemik yoğunluğunun devamı için ömür boyu yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı önemlidir. Kalsiyum ihtiyacı, çocukluk çağında 1000-1500 mg, erişkinlerde 800-1000 mg, kadınlardaki postmenopozal dönemde ve ileri yaşlardaki erkeklerde ise günlük kalsiyum ihtiyacı 1200-1500 mg düzeyindedir” dedi. Süt ve süt ürünlerinin kalsiyum kaynağı olarak diyette yer alması gerektiğini de anlatan Akalın, şunları söyledi: “Bunlar aynı zamanda zengin protein kaynaklarıdır. Bunun yanı sıra kalsiyum yönünden zengin diğer besinler olarak yeşil sebzeleri (brokoli, kıvırcık, lahana, ıspanak), balık çeşitlerini ve özellikle badem gibi bazı kuru yemişleri de ihmal etmemek gerekir.”

YETER Kİ, DURMAYIN, MUTLAKA YÜRÜYÜN!

Kalsiyumun mümkün olduğunca kalsiyumdan zengin besinlerle vücuda alınmasını tavsiye eden Dr. Akalın, tedavide hakkında şu bilgileri verdi: “Eğer besinlerle alınamıyorsa mutlaka ek kalsiyum desteği verilmelidir. Ayrıca D vitamini de kemik sağlığı, kalsiyum emilimi, kas gücü ve denge-düşme riski açısından önemlidir. Çünkü D vitamini, sindirim sisteminde kalsiyum emilimini artırır ve kemiklerde kalsiyum birikimine yardım eder. 50 yaş üzeri önerilen D vitamini dozu 800-1000 IU’dur. Doğrudan güneş ışığına maruz kalındığında D vitamininin yüzde 90’ı deride sentezlenebiliyor. Karaciğer, yağlı balıklar ve yumurta sarısı da D vitamininden zengindir. Kemik sağlığının korunması ve osteoporozun önlenmesi için düzenli fiziksel aktivite de beslenme kadar önemlidir. Yürüyüş, kemiklerin güçlenmesi ve sağlıklı bir yaşama sahip olabilmek için en iyi fiziksel aktivitedir.” Denge egzersizlerini de denge ve düşme riskini azaltmak için tavsiye eden Dr. Coşkun Akalın, “Osteoporozun tedavisinde kemik yıkımı yapan hücrelerin faaliyetlerini baskılayan bir takım ilaçlar da kullanılmaktadır. Fakat ilaç tedavisine, kemik yoğunluğu ölçüm sonuçları ve kişisel faktörlerle birlikte değerlendirilerek hekim tarafından karar verilmelidir” ifadelerini kullandı.

CİHAN

Yorumlar