Kırımlı Yazar Cengiz Dağcı ARÜ'de anıldı
Ardahan Üniversitesi (ARÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Konferans Salonu’nda, hayatı savaşlar ve sürgünlerle geçen Yazar Cengiz Dağcı konuşuldu.
Ardahan Üniversitesi (ARÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
(İİBF) Konferans Salonu’nda, hayatı savaşlar ve sürgünlerle geçen
Yazar Cengiz Dağcı konuşuldu. 'Gamalı Haç ve Kızılyıldız Arasında
Kalan Yazarımız Cengiz Dağcı' isimli konferans Prof. Dr. Abdulvahap
Kara tarafından verildi.
Cengiz Dağcı’nın yaşadıkları hakkında bilgiler veren Prof. Dr.
Kara, “Savaşın sonunda, Dağcı için hatıraları yazıp bitirmek
hayatının en önemli görevidir. Bunu ne pahasına olursa olsun
tamamlamak azmindedir. Bu düşüncesini Yurdunu Kaybeden Adam
romanında şu sözlerle belirtir: ‘…ben kendi dünyamda yaşarken onlar
da benimle birlikte yaşamadılar. Yarın dünyamdan ayrılacağımı
bilsem, birkaç yarım yamalak satırla ‘Hatıraları yazar ve
bitirirdim.’ Korkunç Yıllar romanında da bunun için yaşamakta
olduğunu şu satırlarla ifade eder: ‘Ölmüş kahramanların
heykellerini ölüler değil, yaşayanlar yükseltirler. Onların
ruhlarını içimden çıkarıp bir heykel haline getirmek için ben
hayatta kalmalıyım." diye konuştu.
Prof. Dr. Kara, Dağcı’nın savaş anekdotlarını, roman olarak
yazdığına da dikkat çekerek, “Birinci romanın kahramanı, yani
Cengiz Dağcı’yı canlandıran karakterin ismi Sadık Turan; ikinci
romanda ise İzmail Tavlı’dır.” dedi. Dağcı’nın 'Sadık Turan' ismini
tesadüfen seçmediğine değinen Prof. Dr. Kara, bu ismi seçme
nedenini ise 'Turancılık' inancına bağladı. Dağcı’nın
hatıralarında, romanlarındaki karakterlerle ilgili yer verdiği
bölümden bahseden Prof. Dr. Kara sözlerine şöyle devam etti; “Dağcı
hatıralarında bu konuya değinerek şunları söylemektedir: ‘Ben ne
Sadık Turanım, ne de İzmail Tavlı. Ne var ki, her iki olayla benim
o günkü durumum arasında yakınlık ve benzerlik var. Her iki
romanımda da o günkü gerçek durumumdan istifade edildi.”
Prof. Dr. Kara, Dağcı’nın 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar
tarafından esir düştüğünü ve esir kampında çok zor şartlar altında
yaşam mücadelesi verdiğini belirtti. Dağcı’nın, esir kampında
yaşadıklarını Korkunç Yıllar romanında anlattığını belirten Prof.
Dr. Kara, “Romanında Turan ağzından duygularını şöyle aktarır:
‘Alman çavuşun ayağımdan çizmeleri aldığı gün hiç kimseyle
konuşmadım. O gün benim için yeni bir hayat başlıyordu... Yeni
hayatta, hayat için savaşmanın lüzumunu hissediyorum. Bundan dolayı
da herkesten nefret ediyorum. Tekrar cepheye dönmeye, harp etmeye
razıydım. Kime karşı? Kime karşı olursa olsun! Ne uğurda olursa
olsun! Neyin şerefine olursa olsun! Yalnız bu dört duvar arasındaki
hayat için olmasın. Yalnız bu insanların arasından çıkayım.’”
Prof. Dr. Kara, Dağcı’nın Almanlar tarafından Türkistan’ı kurtarma
vaadiyle kandırılarak orduya katıldığını ifade etti. Ayrıca Prof.
Dr. Kara, Dağcı’nın Alman ordusu saflarında savaştığını ve savaşın
bitiminde sevinemediğine de vurgu yaptı. Öte yandan savaş
sonrasında imzalanan antlaşmalar gereği Sovyet vatandaşı olanların
zoraki olarak Sovyetlere teslim edildiğini belirten Prof. Dr. Kara,
teslim edilenlerin idam edildiğini bildirdi. Prof. Dr. Kara,
Dağcı’nın o dönemde yaşadıklarını ise şu sözlerle dile getirdi:
“Dağcı Sovyetler Birliği’ne teslim edilme endişesini hiç yenemedi.
Özellikle kampa ne zaman Amerikan askerleri gelse içi ürperiyordu.
Onların kendilerini yakalayıp Ruslara teslim edecekleri korkusunu
içinde duyuyordu. Dağcı bu duygusunu Korkunç Yıllar romanında
Turan’ın 1.8.1946’da Roma’dan yazdığı mektupta yer alan şu
satırlarda görüyoruz: ‘Dün merdivenlerden inerken aşağıda, kapının
yanında iki Amerikan inzibat eri gördüm. Çocuk gibi titredim.
Korktum. Odama koşup saklandım. Kapıyı kilitledim, pencerenin önüne
gittim. Odama girecek olurlarsa, kendimi pencereden atacaktım. Bu
korkularımın sebebini biliyorum. Titremem çok uzun sürmedi. Güldüm
bile. Her üniformalı görüşümde, bir defa daha korkuyorum. Amerikan
Hükümeti sanki her inzibat erine Alman ordusunda askerlik yapmış
olan Cengiz Dağcı’yı tutup Ruslara teslim et, diye emir vermiş! Ama
gene de korkuyor, insanların yüzlerine bakamıyorum." şeklinde
konuştu. CİHAN
Yorumlar