Kılıçdaroğlu'ndan Gülen Cemaati Açıklaması Geldi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "Gülen Cemaati'yle her hangi bir flörtümüz, birlikteliğimiz söz konusu değil. Bunu çok samimi olarak söylüyorum. Ama biz belli bir inanç grubunun bir araya gelip cemaat kurmasına karşı değiliz. Siyasete girmemek koşul
"Yurttaşın devletle en az muhatap olduğu rejimdir, demokrasi.
Polisle herhangi bir şekilde sokakta, caddede bir başka yerde karşı
karşıya gelmiyorsanız orada demokrasi daha fazla var demektir.
Yurttaş devletin baskısını üstünde hissetmemeli. Demokrasi, budur
aslında"
"Diyorlar ki CHP yeniden iktidara gelirse başörtüsü yasağı
getirecekler. Tamamen saçma bir şey. Biz özgürlükler konusunda
Batı'da ne varsa bizde de onun olmasını istiyoruz. Tam demokrasi
istiyoruz. Bütün meydanlarda söylüyorum. İster başı açık ister
kapalı, bütün kadınların benim başımın üstünde yeri vardır"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk yayınında Şirin Payzın'ın
“Ne Oluyor?" programına konuk oldu. Kılıçdaroğlu, canlı yayında
Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden gelen öğrencilerin gündeme
ilişkin sorularını yanıtladı.
“BİZ PARALEL DEVLETE KARŞIYIZ"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
“Fethullah Gülen cemaatine nasıl bakıyorsunuz, cemaatle bir flört
içinde misiniz?" sorusuna “Gülen Cemaati'yle her hangi bir
flörtümüz, birlikteliğimiz söz konusu değil. Bunu çok samimi olarak
söylüyorum. Ama biz belli bir inanç grubunun bir araya gelip cemaat
kurmasına karşı değiliz. Siyasete
girmemek koşuluyla. Çünkü biz inançların siyasi malzeme olmasını
istemeyiz ve ona karşıyız. Gülen Cemaati'yle bizim aramızda hiçbir
şey yok. Bir ilişki, bağlantı, bir araya gelme, oturup konuşma,
böyle bir şeyimiz de söz konusu değil. Biz paralel devlete de
karşıyız. Bir tane devlet vardır. İkinci bir paralel devlet
istemeyiz" diye cevap verdi.
“AKP'NİN SORUNU, 'BEN DEVLETİM' DİYOR"
Devletin demokratikleşmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu,
“Yurttaşın devletle en az muhatap olduğu rejimdir, demokrasi.
Polisle herhangi bir şekilde sokakta, caddede bir başka yerde karşı
karşıya gelmiyorsanız orada demokrasi daha fazla var demektir.
Yurttaş devletin baskısını üstünde hissetmemeli. Demokrasi, budur
aslında" diye konuştu. “AKP, 'Ben devletim' diyor" diyen
Kılıçdaroğlu, “Açıyor telefonu, şu iş adamını mahkum edeceksiniz
diyor. Kimsin sen ya? O zaman yargı bağımsızlığı gitti. Açıyor
telefonu, şu medyada şu adamın işine son verin diyor. Ertesi gün
son veriliyor. Bunlar olmaz" dedi.
İKTİDARDAN BİRİ KONUŞUNCA HEPSİ CANLI VERİYOR
Kılıçdaroğlu, “Bütün CHP'ye oy veren kitle CHP'den memnun mudur?
Hayır. Ben de alanı geziyorum. Kimi diyor ki daha sert konuş, kimi
diyor ki hayır konuşma. Ben bugüne kadar hiçbir yurttaşıma neden şu
partiye oy verdin diye bir eleştiri getirmedim. Eğer biz siyasi
ahlakı egemen kılmazsak bu ülke sorun yaşar. Yolsuzluk ve siyasi
ahlak konusu çok temel bir sorundur ve bunun aşılması gerekiyor.
Siz Türkiye'de medyanın özgür olduğuna inanıyor musunuz? 630 milyon
dolarlık havuz oluşturdular. Bugün miting yaptım. Hangi kanallar
verdi? Ama iktidardan biri konuşunca hepsi canlı veriyor"
ifadelerini kullandı.
BURAK CAN KARAMANOĞLU'NUN ÖLÜMÜ
Burak Can Karamanoğlu'nun öldürülmesine ilişkin soruya ise
Kılıçdaroğlu, "Bakın Burak Can nasıl öldürüldü? Önce elektrikler
kapatıldı. Sonra silahlar patladı. Sonra ne dediler? Onun katili
Kemal Kılıçdaroglu'dur. Bunlar elbette devlet eliyle yapılıyor.
Gezi eylemleri oldu, barışçıydı. Biz de destek verdik. Ne zaman ki
devletin şiddeti gençlerin üzerine çöreklendi biz itiraz ettik. Bu
ülkeyi yöneten kişi çıktı orada benim polisim destan yazdı dedi.
Destan kime karşı yazılır. Düşman mıydı bu insanlar? Peki kim
öldürdü, söylesin. Sarı çizmeli Mehmet ağa. A örgütü, B örgütü
üstlendi diye olaydan kaçacak mısınız? Eğer o sokakta elektrikler
karartılıyorsa kim yapıyor bunu? Bu ülkede hükümet yok mu, içişleri
bakanı yok mu? Ben provokasyon olacağını bir gün önceden
söylemişim. Siz kalkıp katilleri bulacağınız yerde muhalefeti
suçluyorsunuz. Pes ya" diye yanıt verdi.
BAŞÖRTÜSÜ AÇIKLAMASI
Kılıçdaroğlu başörtüsüyle ilgili olarak da, “Diyorlar ki CHP
yeniden iktidara gelirse başörtüsü yasağı getirecekler. Tamamen
saçma bir şey. Biz özgürlükler konusunda Batı'da ne varsa bizde de
onun olmasını istiyoruz. Tam demokrasi istiyoruz. Bütün meydanlarda
söylüyorum. İster başı açık ister kapalı, bütün kadınların benim
başımın üstünde yeri vardır. Toplumun tüm ezilen kesimlerinin
sorunlarıyla ilgilenmek zorundayız. Siyasetçinin görevi budur. Suriye politikasının
yanlış olduğunu biz hala söylüyoruz. Böyle dediğimizde bize
Baas'çısınız diyorlar. Biz kendi ülkemizde özgürlük istiyoruz da
Suriye'de istemeyecek miyiz? Asla ve asla ne ben ne de arkadaşların
Esad yönetimini savunmadık. Aksine orada da demokrasi ve
özgürlükler olmalı dedik" diye konuştu.
SARIGÜL İSTANBUL'U TANIYOR
Mustafa Sarıgül'ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına
ilişkin ise Kılıçdaroğlu, “Biz bir kitle partisiyiz. Kim olursa
olsun neden bize oy vermiyorsunuz diyemeyiz. Birilerini
ötekileştirmek istemiyoruz. Biz kamuoyu yoklaması yapıyoruz.
Soruyoruz İstanbul'u kiminle kazanabiliriz. Sarıgül çıkıyor.
Şişli'de başardı. İnanmasam, İstanbul'un sorunlarını çözemez desem
aday göstermem ama çözebilir. İstanbul'u tanıyor" dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm süreciyle ilgili de CHP lideri şu sözleri dile getirdi: “Biz
30 yıldır süren sorunun çözümü için siyaset
kurumunun üzerine düşeni yapmasını istiyoruz. Silahla bu sorunun
çözülemeyeceği ortada. Parlamento'da her siyasi partiden eşit
sayıda milletvekilinin olacağı bir uzlaşma komisyonu kuralım. Ben
her siyasi partide bu sorunun akıl yoluyla çözülebileceğine inanan
insanlar olduğuna inanıyorum. Yine her siyasi partinin göstereceği
akil insanlar olmalı. Çözüm için eşzamanlı çalışmalılar. Biz
Parlamento'daki 4 siyasi parti bir araya gelelim dedik. Ama
maalesef bu kabul görmedi. Şimdi hükümet bir görüşme yapıyor. Biz
ne olduğunu bilmiyoruz. Oslo tutanaklarında gerçeğin bir kısmını
görebildik. Sınırlı sayıda insan biliyor. Sürecin böyle gitmesi
doğru mu? Hayır değil. Ben devletin doğrudan terör örgütünü muhatap
alıp görüşmesini doğru bulmadığımı söyledim. Biz siyasiler olarak
bu işin çözümünde hep kaçak güreştik. İşi askere havale ettik. Emin
olun bu sorun çözülebilir"
GEZİ'DEN DERS ALDIK
Gezi olaylarından ders aldıklarını belirten Kılıçdaroğlu şöyle
konuştu: "Gezi olaylarından biz ders aldığımıza inanıyoruz. Artık
gençlere daha farklı bakıyoruz. CHP gençlik örgütlerinin her zaman
bizden ileride olmasını isterim. Gençler benim arkamda olursa ne
olacak. Bizim önümüzü açmalılar. Gençlerin tipik bir özelliği
vardır, kişisel çıkarlarını değil ülke çıkarlarını düşünürler.
Yüzde 10 seçim barajı mutlaka kalkmalıö
SON TAHLİYELER
“Son tahliyelerle insan öldürenler de serbest bırakıldı. Neden?
Çünkü yargı zamanında işini yapmadı" diyen Kılıçdaroğlu;
"Özel yetkili mahkemelerin olduğu yerde adalet yoktur. Toplumda
derin yaralar açılmıştır. Bunların kapanması lazım. Ama bu
yaraların kapanmasını sağlarken yeni yaralar da açılmamalı.
Hapishanelerde ölüme terk edilen yüzlerce mahkum var. Her birine
gittik biz. Bunlar insan. Bunların bakıma ihtiyacı var, tedaviye
ihtiyacı var. Şu anda bile ölüme terk edilen insanlar var. Adana’da
cezaevinde çocuklara tecavüz edildi. Bunu kim ortaya çıkardı? Biz
cezaevleri için özel ekip oluşturduk. Emin olun çok değiştik. Dünya
değişti, biz de değiştik. Dünyada 90 yıl ayakta kalan 3 ya da 4
parti vardır. CHP her zaman değişime açık olmuştur. CHP ilklerin
partisidir. CHP iktidar olduğunda hiç hata yapmamıştır diye bir şey
yok. Yakın zamandan örnek vereyim. CHP iktidara gelmiştir. Sana
yağına zam yapmadığı için, başka şeylere zam yapmadığı için
karaborsa çıkmıştır. Alın size hata. Türk siyasetinin en ciddi zaafı eleştiriye tahammül
edememektir. Ben Rize’ye gittim. Genç bir çocuk bana yumurta attı.
Polis yakaladı. Mahkemeden yazı geldi, bu çocuktan şikayetçi
misiniz diye. Hayır dedim. O çocuk demokratik hakkını kullandı. CHP
30’ların, 40’ların partisi diyorlar. Ekmeği karneye bağladı
diyorlar. Ya o yıllarda ekmeğin karneye bağlı olmadığı ülke mi
vardı? Fransa’da da ekmek karneye bağlıydı. Neden ekmek karneye
bağlandı? Birileri hepsini alıp götürmesin, herkesin evine bir
ekmek girsin diye. Ama biz bunu anlatamıyoruz bir türlü. CHP
tarihinde ilk kez 47 belediye başkan adayımız var. Yeterli mi,
hayır. Ama bu bir ilk"
Yorumlar