'Kılıçdaroğlu gitsin, Tahtakale'de kaset satsın'
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Adıyaman mitinginde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Fethullah Gülen'i eleştirdi.
"Pensilvanya'daki zatın borazanlığını yapıyor" dediği CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sabah ayrı, akşam ayrı konuştuğunu
söyleyen ve geçmişte gazetelere yansıyan konuşmalarından örnekler
veren Erdoğan, "Bundan siyasetçi
olur mu? Bundan ancak İstanbul'un Tahtakalesi'nde kasetçi olur.
Bundan başka bir şey olmaz. Orada gitsin bu kaset satsın kaset"
dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin
Adıyaman'da düzenlediği mitinge katıldı. Öğle saatlerinde kente
gelen Başbakan Erdoğan, Mustafa Yücel Özbilgin Parkı yanındaki
miting alanını dolduran yaklaşık 15 bin kişiye hitap etti. Zaman
zaman yağmurun yağdığı miting alanında alınan yoğun güvenlik önlemi
dikkat çekerken; Başbakan Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan, Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelik ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da eşlik
etti. Kendisine sevgi gösterisinde bulunanları selamlayan ve
Adıyaman türküsü ile kente övgüler yağdıran Başbakan Erdoğan,
izdiham nedeniyle kadınların ezilme tehlikesi geçirmesi nedeniyle
sık sık partilileri uyardı.
'DİK DURACAK, DİKLEŞMEYECEĞİZ'
Mitingde gösterilen yoğun ilgiye teşekkür eden Başbakan Erdoğan,
"Ey Adıyaman; ismi yaman, insanı yaman, dağları, nehirleri, ovaları
yaman Adıyaman. Senin muhabbetle selamlıyorum ey Adıyaman. Bu
muhteşem coşkuyu, bu manzarayı yaşattığınız için Rabbim sizlerden
razı olsun. Evet burası Adıyaman, alem düşman kesilir sizi sevdiğim
zaman. Varsın kesilsin be, varsın çekemeyenler olsun, varsın
kıskananlar olsun. Fitne için, nifak için gece gündüz çalışanlar
olsun. Sizin şu coşkunuz, şu muhabbetiniz, şu aşkınız, şu sevdanız
var ya bize işte bu yeter. Bize Allah yeter, bize millet yeter,
bize işte bu Adıyaman yeter" dedi.
Başbakan Erdoğan bu sırada alandan atılan 'Dik dur eğilme, Adıyaman
seninle' sloganlarına da 'Dik duracak, dikleşmeyeceğiz' karşılığını
verdi.
ŞER SANDIĞIMIZ HAYIR OLUR
Adıyaman'ın İslam alimleri ve sahabelerin şehri olduğunu ifade eden
Erdoğan, kentte sahabelerden Safvan Bin Muattal'ın mezarının
bulunduğunu da hatırlatarak şunları söyledi:
"Safvan Bin Muattal hazretlerini hatırlamak ve hatırlatmak
istiyoruz. Hazreti Peygamber'in hayatı da ibretlerle dolu.
Peygamber efendimiz bir seferden dönerken Hazreti Ayşe validemize
iftira atıldı. Münafıklar ümmetin arasına bilhassa da Hazreti
Peygamber'le Ebubekir'in arasına nifak sokmaya çalışıyorlardı.
Medine'deki Müslümanları birbirine düşürmeye çalışıyorlardı.
İffetli bir insana annemizi Hazreti Ayşe validemize leke sürmeye
çalışıyorlardı. Adıyaman'da makamı olan Safvan Bin Muattal
hazretlerini de bu iftirayla karalamak istediler. Ama Rabbim bu
nifakı, bu fitneyi, bu tuzağı darmadağın etti ve Nur suresi nazil
oldu. Müslümanlara; 'O yalan haberi getiren içinizden bir
topluluktur. Sizin için şer zannetmeyin, sizin için hayırdır'
denildi. Evet iftira atan iftirasının cezasını çeker, hiç endişe
etmeyin. Namuslu insanlara leke bulaştırmaya çalışan eline yüzüne
bulaştırır. Temiz insanlara, temiz kadınlara, temiz erkeklere
iffetsizlik hakaretini yapan dünyada da ahrette de lanetlenir merak
etmeyin. Biz şer zannederiz ama onda hayır vardır. Hak şerleri
hayreyler, zannetme ki gayretler, arif onu seyreyler, mevla görelim
neyler, neylerse güzel eyler."
ÇAMUR ATANLAR, ÇAMURUN İÇİNDE BOĞULUYOR
Başbakan Erdoğan, kendilerine de iftira ve çamur atıldığını, ancak
bunu yapanların çamurun içinde boğulduğunu söylediği konuşmasının
devamında ethullah Gülen'i eleştirerek şöyle konuştu:
"Bize iftira atanlar, iftiralarının altında kalıyorlar öyle mi?
Çamur atanlar o çamurun içinde şu anda boğuluyorlar. Bizimle ilgili
yalan söyleyenler ve buna susanlar, buna sessiz, tepkisiz kalanlar
şu anda mahcup oluyorlar. Pensilvanya'da bir zat var biliyorsunuz
değil mi? Bize iftira atmaya, beddualar etmeye, oradan Türkiye'ye
fitne sokmaya başladı. 3 ayda maskesi düştü, foyası meydana çıktı.
Rabbim elini ayağını dolaştırdı, işte böyle mahcup oldu. Ben oraya
gönül veren sevgili kardeşlerime söylüyorum, hala uyanmayacak
mısınız? Hala başınızı iki elinizin arasına alıp 'Bu ne gaflet'
demeyecek misiniz? Ne diyor Savaş Ay'la yaptığı röportajda,
'Cebrail parti kursa kusura bakmasın, ben onu desteklemeyeceğim'
diyor. 'Cebrail parti kursa desteklemem' diyen zat, şu anda CHP'yi
destekliyor, CHP'yi istikamet çiziyor. CHP olmayan yerde MHP'yi
destekliyor. Farkı var mı?"
ABİ ABLALARA 'HANGİ YÜZLE GELİYORSUNUZ' DİYE
SORUN
Cemaatin 'abi' ve 'abla' olarak adlandırdığı kişilerin Adıyaman'da
köylere giderek kapı çaldıklarını söyleyen Erdoğan, vatandaşlardan
bu kişilere 'Adıyaman'a hangi yüzle geliyorsunuz?' diye sormalarını
istedi. Gülen'i parti kurmaya ve Türkiye'ye davet eden Erdoğan
şöyle devam etti:
"Benim kızım başörtüsünden dolayı üniversiteye alınmadığı zaman
bunların hocası başörtüsünün çıkarılmasını istedi. Şimdi bu AK
Parti iktidarı kızların başının örtülmesinin önünü açtı.
Başörtüsüyle üniversitenin önünü açtı. Başı örtülü başı açık el ele
kola kola bu ülkede yaşayabiliyor. Bundan rahatsız oldunuz. Size
gelenlere şunu söyleyin; 'gücünüz varsa gidin partinizi kurun,
bizim karşımıza öyle gelin ve Pensilvanya'daki zatı da davet edip
başınıza geçirin. Türkiye'de boyunuzun posunuzun ölçüsünü alın.'
Sizin başınızdaki zatın vatanı burası değil mi? Türkiye değil mi?
Amerika mı? Niye oradan Türkiye'yi karıştırıyor. Eğer dürüstse,
doğruysa bu vatanı karıştırmasın gelsin buraya vatanına gelsin,
niye gelemiyor? Yoksa onunla ilgili de yasaklar mı var? Onunla
ilgili kumpaslar mı var? Niçin gelemiyor sorun."
'ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM'
30 Mart tarihinin aynı zamanda Mısır'da direnişin sembolü olan
Esma'nın da öldüğü gün olduğunu ifade eden Erdoğan, "30 Mart bu
oyunu bozmanın tarihidir. Kalan 26 günde gece gündüz demeden
çalışacağız. Unutmayın bu tarih sıradan bir tarih değil, bu tarih
aynı zamanda Kahire'de Esma kızımızın ruhunun şahadet edildiği
tarih. Çünkü o da bu ülkede aynen yaşananların özlemi içerisindeydi
Kahire'de. Mısır'da onlarda bu özlemi çekiyorlardı, ona nasip
olmadı ve o şehit edildiği gün babası zindana gitti. Ama o ne dedi;
Saidi Nursi gibi 'Zalimler için yaşasın cehennem' dedi. Evet
Adıyaman'da aynı şeyi ben de söylüyorum; 'Zalimler için yaşasın
cehennem' diyorum. Zulm ile abad olunmaz, alma mazlumun ahını çıkar
aheste aheste" diye konuştu.
40 ÇÜRÜK YUMURTADAN 1 SAĞLAM YUMURTA OLMAZ
CHP, MHP ve Gülen'i, 'kaset kardeşliği yapmak'la suçlayan Başbakan
Erdoğan, Bitlis'te 5 partinin birleşmesini eleştirerek, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
"Bunların kardeşliği kaset kardeşliği. Pensilvanya'daki iftira ve
fitne şebekesi önce CHP'yi sonra MHP'yi dizayn etti. 3 kafadar bir
araya geldi. Arada ne oldu? Bitlis'te 5 parti bir oldular, duydunuz
mu? CHP, MHP, BBP, DSP ve Demokrat Parti. Hepsinin toplamı ne
biliyor musunuz? Yüzde 7. Kardeşlerim; 40 çürük yumurtadan 1 sağlam
yumurta olmaz. Olay bu. Onun için Adıyaman diyorum ki, sandıkları
patlatacak. AK Parti'yle gümbür gümbür yeni bir döneme
başlayacağız. Adıyaman bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı, bakın
meydanlara sığmıyor. Adıyaman bu, bunların sandıktan milletten
teveccüh görmeyeceğini bilmiyorlar mı? İftira, montaj, çamur
siyasetiyle işi idare etmeye çalışıyorlar.
Pensilvanya'daki zat, CHP Genel Başkanı'nın eline kaset verdi, grup
toplantılarında borazanlığını yapıyor. Yasalara aykırı olmasına
rağmen. Sen zaten kasetle geldin, kasetle de gideceksin. Utanmadan,
sıkılmadan kalkıyor iftiralarla Türkiye Cumhuriyeti'nin
Başbakanı'na çeşitli yalan dolan şeyler söylüyor. Ya sen SSK'nın
genel müdürüyken SSK'yı batırdın. Biz sigorta hastanelerinin
kapısında kuyruklarda rezil olmadık, sefil olmadık mı? Alacak ilaç
bulamıyorduk. Onun için 30 Mart'ta sandıklarda bunlara bizim bir
siyasi tokat atmamız lazım."
'GİTSİN TAHTAKALE'DE KASET SATSIN'
Başbakan Erdoğan, 2011 ve 2012 yıllarında Kılıçdaroğlu'nun
gazetelere yansıyan 3 açıklamasının bulunduğu kupürleri göstererek,
CHP Lideri'ni eleştirdiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu bay Kemal, sabah söylediğini öğle, öğle söylediğini akşam
bizzat kendisi yalanlıyor. 3 yıl önce bir televizyon kanalına
çıkmış partilyeriyle ilgili kayıtları eleştiriyordu, 'Bunları veren
savcının bu ülkede hesap vermemesi gibi bir olay olabilir mi?' diye
soruyordu. 'Bu dinleme kayıtlarını kim veriyor? Soruşturma gizli
değil mi? Kim bu savcı?' diye soruyordu. 'Başbakan'ı dinleyen hangi
derin devlet' diyordu. Bakınız 27 Aralık 2012'de gazetelerde
yayınlanan açıklamasında 'Savcı suç işliyor' diyordu. Bu kayıtları
yapan bunları bir yerlere servis eden internette yayınlatan
savcılara aynı CHP bugün sahip çıkıyor. CHP Genel Başkanı daha 2
yıl önce 'yasadışı dinleme hepimizin tepki göstermesi gereken suç'
diyordu. Bakınız bunla ilgili de bir başka şey söylüyorum; çark
etmek bunun fıtratında var. Koltuğa kasetle oturdu, şimdi onun
bedelini ödüyor. Paralel yapı CHP genel merkezi, milletvekilleri,
il başkanı dinlemiş ama CHP genel müdürü ağzını açamıyor. Aynı
şekilde MHP dinlenmiş ama MHP genel başkanı tek söz söyleyemiyor.
CHP Genel müdürünün 'Başbakanın dinlenmesi çok vahim bir olay' diye
gazetelere yansıyan sözleri altında ne diyor 'Yeniden yargılanmayı
da destekleriz' diyor. İnanın bugün sorun tam aksini söyler, niye
akşam başka sabah başka. Ne diyor, 'Cemaat saydamlaşsın' diyor.
Bunu diyen yine CHP genel müdürü. Akşam başka, sabah başka. Bundan
siyasetçi olur mu ya? Söylüyorum bakınız, bundan
ancak İstanbul'un Tahtakalesi'nde kasetçi olur. Bundan başka bir
şey olmaz. Orada gitsin bu kaset satsın kaset. Çünkü bu SSK'nın
genel müdürüyken orayı batırdı, Rahşan affıyla kurtardı."
İSTANBUL ADAYININ ATTIĞI YUMRUĞUN HESABI 30 MART'TA
SORULACAK
İstanbul'da CHP adayı Mustafa Sarıgül'ün bir vatandaşa yumruk
attığı iddiasını da dile getiren Erdoğan, "Şimdi bunların İstanbul
adaylarını gördünüz değil mi? Trabzonlular gecesinde yuhalanıyor,
çıkarken vatandaşa yumruk atıyor. Hiç merak etmeyin vatandaş da
bunlara sandıkta yumruğu vuracak. İstanbul bu karikatür siyasetçilere sandıkta yumruğu vuracak. Tüm Türkiye o
yumruğun hesabını 30 Mart'ta sandıkta soracak" dedi.
'DİKTATÖRÜ CHP'NİN İÇİNDE BULDUK'
Başbakan Erdoğan, muhalefet, medya, iş dünyasının Pensilvanya ile
birlikte kurduğu tuzağın bozulduğunu ve aranan diktatörü de CHP'nin
içinde bulduklarını ifade ederek şöyle devam etti:
"Kurdukları tuzak artık bozuldu. CHP'nin, MHP'nin, Pensilvanya'nın,
onlarla birlikte medyanın, iş çevrelerinin kurdukları tuzak alt üst
oldu. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. 'Darbe yapalım, sandıksız
hükümeti devirelim' dediler, ayakları dolaştı, tökezlediler. Şimdi
bunun hesabını verecekler, millet sandıkta bunun hesabını soracak.
Ardından hukuk yoluyla da biz hesabını soracağız. Türkiye'nin kutlu
yürüyüşünü kimse durduramayacak, hiç endişeniz olmasın. Aradık
sorduk diktatörü bulduk. Ey CHP diktatör senin içinde. Kim? İnönü.
İşte İtalya'da orada Nazi, faşizm iktidar olduğunda ilk tebrik
edenlerden olmuştur. Öyle ki bunlar Dersim'de katliamın baş
sorumlusudur. Katliamın baş sorumlusu olduğu halde bugün kalkıp
CHP'nin genel müdürü Dersimli olduğu halde orayla ilgili bir kelime
edebiliyor mu? Hiç duydunuz mu? Edemez, söylemeye başladığı anda
bataklığa batacak bunu biliyor."
'BUNLARI İNLERİNDEN ÇIKARACAĞIZ'
Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet ilkesi ile yola
çıktıklarını ve aynı şekil devam ettiklerini söyleyen Başbakan
Erdoğan, "Devlet içinde devlet, paralel devlet asla böyle düşünceye
müsaade etmeyiz. Bunları ininden çıkaracağız. Devlet içinde
yapılanmalarını çıkaracağız. Asla bu devletin bütünlüğünü birliğini
bozamayacaklar, bozmaya çalışanlar gereken dersi hukuk içinde
alacaklar merak etmeyin" dedi.
TARİHİ REFORMLAR YAPTIK
Konuşmasının son bölümünde çözüm süreci ve demokratikleşme paketine
de değinen Başbakan Erdoğan, barış, kardeşlik ve huzuru Türkiye'nin
780 kilometresinde hakim kılmak istediklerini ifade etti. 1 yıldır
şehit haberi gelmediğini ve terörün son bulmaya başladığını anlatan
Erdoğan şöyle konuştu:
"Artık silahlar değil, siyaset
konuşuyor Adıyaman ve Türkiye'de. İşte bunun adımları atılıyor.
TBMM çalışmalarına ara vermeden önce millete sözümüz olan yeni
demokratikleşme paketini çıkardık. Yasa genel kurulda görüşüldü,
oylandı ve Cumhurbaşkanı'na gitti. Türkiye'yi rahatlatacak adımlar
attık, tarihi reformlar yaptık. Siyasi partiler artık ülkemizin
farklı bölgelerinde kullanılan dil ve lehçelerde propaganda
yapabilecek, bunun önünü açtık. Siyasi partilerde isteyenlere eş
başkanlık sistemi getirdik. Beldelerde parti teşkilatı kurma
zorunluluğunu kaldırdık. Partilerin devlet yardımı almaları için
gerekli oy oranını yüzde 7'den yüzde 3'e çektik. Hakları
genişlettik. Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim imkanı
getiriyoruz. Eğitim ve öğretim hakkını engelleyenlerin cezasını
artırıyoruz ve 2 ile 5 yıl arası hapis cezası getiriyoruz. Sakalı,
bıyığı, başörtüsü yüzünden kimse okuldan kovulamayacak, kapıdan
döndürülemeyecek. Vatandaşı kamu hizmetinden engelleyenlerin
cezasını artırdık. İnsanlara Türk, Kürt, Alevi Sünni, başörtülü
olduğu için engelleme yapan olursa ona ağır cezalar getiriyoruz.
Din ve vicdan hürriyetini engelleyen, ayrımcılık ve nefret suçuna
cezayı artırdık. Eski köy isimlerinin yeniden alınmasını
kolaylaştıracağız. Kurban derisi toplamada tekeli kaldırdık. Giyim
kuşama, klavyelere de özgürlük getirdik. Bunlar devrim niteliğinde
reformlar. Bunlar Türkiye'de engelleri, anlamsız yasakları
kaldıran, ayrımcılığın, nefretin önüne geçen tarihi reformlar. Bu
reformların ülkemiz, milletimiz 77 milyon için hayırlara vesile
olmasını diliyoruz. Bu çete, örgütlerle mücadele ederek engelleri
aşarak önündeki engel bariyerleri tek tek geride bırakarak
istikbale yürüyeceğiz. Bir olacağız, iri olacak, diri olacağız,
beraber, birlikte Türkiye olacağız."
AK PARTİ'DEN ADAY OLMAYANLARA DİKKAT
Adıyaman'dan seçimlerde rekor oy beklediğini dile getiren Erdoğan,
bazı ilçelerde aday gösterilmeyen eski AK Partili başkanların
farklı partilerden aday olduğunu ancak seçmenlere seçilince yeniden
partiye geçeceğini söyleyerek oy istediğini ifade ederek,
"Partimizden aday olmayan bazı kardeşlerimiz, ilçelerde 'Ben
seçileceğim AK Parti'ye geçeceğim' dediklerini ifade ediyorlar. Bu
yolla oy istiyorlarmış. Kardeşlerim bunlara aldanmayın,
aldırmayacağız. AK Parti'nin adayları AK Parti'den seçime girerler.
Mührü biz AK Parti'ye basıyoruz. Hiçbir iddiaya, hiçbir yalana
kulak asmıyor AK Parti'de bütünleşiyor birleşiyoruz" diye
konuştu.
Erdoğan, MHP ve CHP'nin geçmişinin kirli olduğunu ve devlet
bankalarını soyup soğana çevirdiğini ileri sürdü ve daha önce yüzde
59 ile çiftçiye kredi veren devlet bankalarının kendi dönemlerinde
faiz oranını yüzde 5'e çektiğini ifade etti. Erdoğan, "Memur ve
işçi 13,5 katrilyon devletten alacaklıydı, biz ödedik. Konut
edindirme yardımı altında işçi ve memurdan alınan 3.5 katrilyonu
biz ödedik. IMF'ye borç vardı 23,5 milyar dolar biz ödedik ve
bitti. Merkez Bankası'nın rezervi 27.5 milyar dolardı, şimdi 124
milyar dolar oldu" dedi.
Başbakan Erdoğan, Adıyaman'a yaptığı hizmetleri anlattığı
konuşmasının sonunda AK Parti Adıyaman Belediye Başkan adayı olan
Hüsrev Kutlu'ya destek verilmesini istedi ve ardından Kırıkkale
mitingine katılmak üzere kentten ayrıldı.
Yorumlar