Kılıçdaroğlu Başbakan'ın Oğlunu Sordu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Devlet ortak kabul etmez diyor. Devletin ortağı
var onun adı da Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan'ın bir
korkusu var. Altında yatan şu. Oğlum Bilal Erdoğan ifade vermesin.
Ey yargıçlar siz benim çocuğumu alamazsınız, siz benim çocuğuma
dokunamazsınız, savcılar çocuğumun ifadesini alamazsınız. Neden?
Çünkü benim çocuğum yolsuzlukta yapsa, rüşvette verse, alsa onun
yaptığı meşrudur diyor. Bunu da hukuk devletidir diye söyleyin
diyor. Onun çocuğunun sizin çocuğunuzla farkı ne? Ayrıca özelliği
ne? Onun temel bir özelliği var. Rüşvet almak" dedi.
"HALA BEN MAĞDURUM DA MAĞDURUM"
Kılıçdaroğlu, "Hapse girdin kardeşim, eyvallah. Mağdur oldun. Senin
mağduriyetini gidermek için anayasayı değiştirdik. Yeni seçim
yaptık, Siirt'ten milletvekili oldun. Hala ben mağdurum da
mağdurum. 2004 hapisten çıktı başbakan oldu. Gitti bir şirket
kurdu. İlk kez Başbakanlık koltuğundayken gidip şirket kuruyor. Ne
için? Mağdur ya, gidermek için. Sonra başbakanlıktan aldığı maaş
yetmiyor, gitti Schröder 2004'te. Diyor ki, sordum diyor kaç lira
maaş alıyorsun. Demiş ki 15 bin Euro alıyorum, benim ki 3 bin Euro
diyor ben mağdurum diyor" dedi.
"SİZLER SADECE EYLEM YAPACAKSINIZ"
Gebze'de kamyoncuların yüksek benzin fiyatları nedeniyle yaptıkları
eylemelere değinen Kılıçdaroğlu, "Mazot fiyatı yüksekse devletin
soyulmasından kaynaklanıyor. Bu mazot fiyatıyla siz kazanamazsınız,
bu vergilerle siz kazanamazsınız, birileri kazanacak. Birileri malı
götürecek. Sizler sadece eylem yapacaksınız" dedi.
"HARAMİLERİN İKTİDARINI SANDIKTA YIKACAĞIZ"
30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere değinen Kılıçdaroğlu, "30
Mart'ta sandığa gideceğiz. Haramilerin iktidarını sandıkta
yıkacağız.17 Aralık tarihini hepimiz ezberledik. Bende dedim ki
arkadaşlara, 17 Aralık tarihinde, dünyada mutlaka önemli olaylar
olmuştur bunları çıkarmısınız diye. Örneğin: 17 Aralık 1399'da
Moğol istilası başlamış. Gerçekten bir tufan gibi esip giden bir
istila. 17 Aralık 1790'da Meksika'da Aztek'lerin bir takvimi olduğu
ortaya çıkmış. 1908'de İkinci meşruiyetin ilanından sonra ilk kez
Meclisi Mebusan toplanmış. 2010 17 Aralığında Google insan
vücudunun tamamının haritasını çıkaran yeni bir ağ tarayıcısı
geliştirmiş" diye konuştu.
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİNİN
SOYDUĞU ÇIKTI ORTAYA"
Kılıçdaroğlu, "Peki bizim 17 Aralık'ta ne oldu? 17 Aralık 2013'te
önemli bir gerçek ortaya çıktı. Türkiye Cumhuriyeti devletini,
Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin soyduğu çıktı ortaya. 17 Aralık bu
açıdan çok önemli. Hiçbir yurttaşım unutmasın. Bugün diyor ki 17
Aralık bir darbedir. Bu darbe 60 80 darbesinden çok daha önemlidir
diyor. Yahu o zaman insanlar öldürüldü, küçüklerin çocukların yaşı
büyütülüp idam edildi. Nasıl oluyor da kıyaslıyorsun? Nedeni şu,
hortumlar kesildi ya" dedi.
"SIKIŞINCA DARBE YAPILDI BANA DİYECEKSİN"
Kılıçdaroğlu, "Ortada bir darbe falan yok. Kimsenin darbe yaptığı
falan da yok. Yolsuzluklar ortaya çıktı mı çıkmadı mı? Adam gibi
sana soru sordum. Adam gibi cevap bekliyoruz senden. Banka genel
müdürünün ayakkabı kutusuna 4,5 milyon doları darbeciler mi koydu?
Malı götüreceksin, sıkışınca darbe yapıldı bana diyeceksin. Senin
dört bakanın darbeci miydi? Bunlar malı götürüyorlar. Ülkeyi
soyuyorlar. Bana darbe yapıldı diyor, gene mağdur edebiyatı. Ben
mağdurum efendim diyor. Yeter artık bu mağdur edebiyatı"
dedi.
"10 BİN LİRA ALIYORSUN MAĞDURSUN"
Kılıçdaroğlu, "Bu haberi okuduğum gün bütçe görüşmeleri vardı.
'Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın benim maaşım düşüktür diye
şikayet etmeye hakkı yoktur' dedim. 10 bin lira alıyorsun, kira
vermiyorsun, otobüs parası vermiyorsun. Sen mağdursun da bu 9,5
milyon emekli mağdur değil mi? Emeklilere sesleniyorum, maaşımız az
diyorsunuz. Fazla bile vermişler. Mağdur edebiyatı daha bitmedi"
ifadelerine yer verdi.
"BARİ MAĞDURİYET EDEBİYATI YAPMAYIN, YETER ARTIK"
17 Aralık operasyonuna değinen Kılıçdaroğlu, Gerçekten 17 Aralık
çok önemli. 247 milyar. Dediler ki hükümet sözcüsü atıldı. Bu çok
afaki bir rakam. Yolsuzluk yok demiyor bakın. Yüksek mi düşük mü
onu bilmiyoruz. Bu ülkede bir başçalan var. ne diyor? Eğer afakiyse
kardeşim sen çıkar rakamı açıklarsın, biz de öğreniriz. En iyi
rakamı çalan adam bilir, ne kadar götürdüğünü o bilir. Rakam
aslında büyük rakam değil. Bu daha çıkan kısmı. Hüsnü Mübarek'i
bilirsiniz değil mi? Götürdüğü mal, 55 milyar dolar. Bunların ki ne
kadar? 85 milyar Euro. Orada bir kişi, bunlar kollektif
götürmüşler. Bari mağduriyet edebiyatı yapmayın, yeter artık"
dedi.
"O İŞADAMLARINA HAYIRSEVER İŞ ADAMI DİYORLAR"
Kılıçdaroğlu, "247 milyar nasıl alınır? Herhalde bir kişi tek
başına götüremez. Nasıl götürecekler? Devletin içinde bir paralel
yapı gerekiyor, ona göre bürokrat, savcı, hakim, iş adamı
gerekiyor. O işadamlarına hayırsever iş adamı diyorlar. Bakan 700
bin liralık kol saati veriyor. Ne kadar hayırsever bir işadamı. O
işadamı demiyor yahu, bu ülkede binlerce çocuk aç yatıyor demiyor.
Ve bu mağdur edebiyatı yapıyor" diye konuştu.
"BİZ MAĞDUR OLDUK EDEBİYATINI BIRAKIN ÜLKE SOYULUYOR"
Kılıçdaroğlu, "Devletin içinde bir çete var, o çete yolsuzlukları
yapıyor. Darbe oldu, biz mağdur olduk edebiyatını bırakın. Ülke
soyuluyor, 76 milyon yurttaşın cebinden çıkan verginin hesabını
sormak benim boynumun borcudur" dedi.
"700 BİN LİRALIK KOL SAATİ ALDILAR MAĞDURLAR"
Kılıçdaroğlu, "700 bin liralık kol saati aldılar mağdurlar.
Yetmiyor, rüşveti veren adamın uçağıyla Umre'ye gidiyorlar, yine
bunlar mağdur vatandaş kabahatli. 700 bin liralık kol saati
dediğimiz zaman, vatandaş diyor ki nasıl oluyor? Valla ben de
bilmiyordum" dedi.
"10 APARTMAN DAİRESİNİ BAKANIN KOLUNA TAKIYORLAR"
Kılıçdaroğlu, "Mamak'ta oturan yurttaşlarıma sesleniyorum. 700 bin
liralık kol saati ne demektir biliyor musunuz? 10 tane apartman
dairesidir. Evsizlere, kira ödeyenlere sesleniyorum. 10 apartman
dairesini bakanın koluna takıyorlar. Ne diye? Bakan mağdur olsun
diye. Çetenin reisini zaten çeteden biri açıklıyor. 'Başbakan
talimatı verdi, ben de gereğini yaptım' diyor." dedi.
"ÇETE REİSİSİN VE USTASIN BU KONUDA"
Kılıçdaroğlu, "Sen kardeşim bu ülkede yolsuzluklar konusunda çete
reisisin ve ustasın bu konuda. Bunların bir bakanı var. devlet şeri
kabul etmez diyor. Kardeşim bunu çıkıp başındaki zata söylesene.
Sen bu ülkenin ortağı değilsin, başbakansın diye hatırlatsana ona"
dedi.
"DEVLETİN ORTAĞI VAR ONUN ADI DA RECEP TAYYİP ERDOĞAN"
Kılıçdaroğlu, "Yolsuzluklar almış başını gidiyor. Devlet ortak
kabul etmez diyor. Devletin ortağı var onun adı da Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan'ın bir
korkusu var. Altında yatan şu. Oğlum Bilal Erdoğan ifade vermesin.
Şimdi bizi dinleyen bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Özellikle de
Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum.
Çocuğu olan tüm yurttaşlarıma sesleniyorum. Çocuğu işsiz olanlara
sesleniyorum. Birisi yolsuzluk davası dolayısıyla aranacak. Aranan
senin çocuğunsa alır götürürler ifadesini verir. Başbakanın çocuğu
ise kimse onun ifadesini alamaz. Uzun süre saklandı. Baktık geçen
gün babasıyla beraber aynı arabaya binmiş. Ne demek bu biliyor
musunuz? Bu devlete meydan okumadır. Ey yargıçlar siz benim
çocuğumu alamazsınız, siz benim çocuğuma dokunamazsınız, savcılar
çocuğumun ifadesini alamazsınız. Neden? Çünkü benim çocuğum
yolsuzlukta yapsa, rüşvette verse, alsa onun yaptığı meşrudur
diyor. Bunu da hukuk devletidir diye söyleyin diyor" diye
konuştu.
"ONUN ÇOCUĞUNUN FARKI RÜŞVET ALMAK"
Kılıçdaroğlu, "Onun çocuğunun sizin çocuğunuzla farkı ne? Ayrıca
özelliği ne? Onun temel bir özelliği var. Rüşvet almak. Temel bir
özelliği var. Bütün dünyanın teröre finans desteği veriyor diye
listeye aldığı bir adamla oturup ortaklık yapıp konuşmak. Hepsi
belgeli. Efendim bize darbe yapıldı. Bu darbe 60 darbesinden de 70
darbesinden de 80 darbesinde de daha ağır diyor. Daha ağır olduğu
kesin, sen bir yere kaçamazsın. Sen diyorsun ki sandıkta hesabımızı
göreceğiz. Demokratik bir ülkede yolsuzluk ve rüşvetin karşılığı
yargıdır, benim görevimde seni o yargının karşısına çıkartmaktır"
şeklinde konuştu.
"MAĞDUR EMİNE AKÇAY"
Kılıçdaroğlu, "Ben size bir mağduriyet olayı anlatayım. Emine
Akçay. Kim? Unutmuşsunuzdur. Emine Akçay, Adana'da eşi bir yıl
süredir iş arayan bir kadındı. Küçük bir çocuğu vardı. Kıştı ve evi
soğuktu. Son parası kaldı 6 lira. Gitti oduncuya, bana odun
verebilir misin dedi. Çocukları ısıtacak. Oduncu 6 lirayla bacım
odun olmaz, satılmaz. Kendisine 10 kilo odun veriyor, al bunu götür
çocuklarını ısıt diyor. Odunu getiriyor, sobaya koyuyor, odunlar
ıslak. Bir eski kamyon lastiği var, o da olmuyor. Küçük çocuğuysa
anne üşüyorum diyor üşüyor. Saç kurutma makinasını alıyor, açıyor
prize takıyor bununla ısın evladım diyor. Yan odaya geçiyor ve
kendisini asıyor. İşte mağduriyet budur" ifadelerine yer
verdi.
"BU MİLLETİN AHI TUTTU AHI"
Kılıçdaroğlu, "Sen milyarları götüreceksin. Hala utanmadan, hala
sıkılmadan bize darbe yapıldı diyeceksin. Yeter yahu yeter artık.
Bu milletin ahı tuttu ahı. Benzer bir olay Konya'da yaşandı. Genç
bir kadın, 40 günlük çocuğu var. Eşi askerde, parası yok. Ne
yapıyor? Pencere camını naylon örtüyle örtmeye çalışıyor. Ve çocuğu
zatürreden ölüyor. Bize hiç kimse yardım etmedi diyor. 40 günlük
çocuğunu toprağa veriyor. Bizim bir aile sigortamız vardı. Kimseyi
birisine muhtaç etmeyecektik. O yoksul ailelerin tamamına 600 lira
aylık ödeyecektik. Gidecekti parasını alacaktı. Alnı dik başı dik
yiyeceğini giyeceğini alacaktı" diye konuştu.
"AYAKKABI KUTULARINDAN DOLARLAR FIŞKIRIYOR"
Kılıçdaroğlu, "Bize dediler ki, bu aile sigortasından nasıl finanse
edeceksin? Hesabı yaptık. Bu parayı nereden bulacaksınız
diyorlardı. Aile sigortasının maliyeti 7,5 milyar liraydı. Bunların
hortumladığı parayla, 32 yıl bu para ödenebilecekti. Hepimizin
sorumluluğu var. Biz siyaseti zenginleştirme amacı olarak görmedik.
Halka hizmet aracı olarak gördük. Halk zenginleşecek dedik. Ama
onlar kendilerini halk sanıp kendi ceplerini doldurdular. Her
taraftan kara para fışkırıyor. Haram olsun diyorsunuz, yetmiyor
zaten. Rezil oldular yine milletin önüne çıkıyorlar. Bir insan
rezil olur biraz geriye çekilir. Tam tersine, ayakkabı kutularından
dolarlar fışkırıyor, bakanlar istifa ediyor. Bu kadar yüzsüzlük pes
yani" dedi.
"GİT ŞU HAKİMİN SAVCININ KELLESİNİ AL GETİR BANA"
Kılıçdaroğlu, "Şimdi bu panik içinde hakimin polisin görev
yapmaması lazım. İzmir'de operasyon yapıldı. Savcının talimatını
yerine getiren polis iki saat içinde görevden alındı. Şimdi HSYK'yı
değiştireceğiz diyorlar. Bütün hakimleri bakanın emrine verecekler.
Teklifte ne? Adalet Bakanı'nı tek yetkili yapıyorlar. Peki tek
yetkili olurda sözünü dinlemezlerse ne olur? Teftiş kurulunu
doğrudan bakan bağlıyorlar. Bakan ne diyecek? Bir hakimi savcıyı
beğenmediği zaman. Ne diyecek? Git şu hakimin savcının kellesini al
getir bana. Tak oradan alınıp başka bir yere gönderecekler. Teftiş
kurulunu tehdit kurulu haline getiriyorlar böylece. Ne diyordu
Erdoğan? Yetkim olsa HSYK'yı yargılarım. İşte o yetkiyi almak
istiyorlar" şeklinde konuştu.
"SEN ŞİMDİ YARGIYA DARBE YAPIYORSUN"
Kılıçdaroğlu, "Adalet bakanına adli genelge yetkisi veriyorlar.
Yani Hakimler bundan sonra yasalara değil, yönetmeliklere değil,
bakanın çıkardığı genelgeye göre işlem yapacaklar. Biz doğru
değildir diye itiraz ediyoruz. Ve önemli bir şey, bu teklif
bakanlar kurulunda görüşülen bir teklif değil. öyle olsaydı yasa
tasarısı olurdu. AKP milletvekillerine vermişler, imzalatmışlar.
Cumartesi Pazar çalışıyorlar. Tek direnen bir parti var. O partinin
adı bütün yurttaşlarım duysunlar Cumhuriyet Halk Partisi'dir.
HSYK'daki bütün memurların işine son veriyorlar. Ne adına? Adalet
adına yapıyorlar. Sen şimdi yargıya darbe yapıyorsun. Yolsuzluk
darbesi yaptın. Yönetmeliği böyle yaptın sen. Hangi adaletten
bahsediyorsun sen?" diye konuştu.
"SANDIĞA GİDERKEN ELİMİZİ VİCDANIMIZIN ÜSTÜNE KOYACAĞIZ"
Kılıçdaroğlu, Sandığa giderken elimizi vicdanımızın üstüne
koyacağız. Yolsuzluklardan şikayet mi ediyorsunuz? Oyunuzun adresi
belli, Cumhuriyet Halk Partisi. CHP iktidarında sözüm söz. Beş
kuruş rüşvet alan, rüşvet yiyen, yolsuzluk yapana asla ve asla göz
açtırmayacağım ve hesabını soracağım. Güçler ayrılığı ülkesini batı
standartlarında yeniden oluşturacağız. Hakim vicdanının sesini
dinleyecek siyasetçinin değil. Yeter mi bunlar da yetmez.
Devletin kurumları çalışacak. Sayıştay raporunu yazacak TBMM'ye
gelecek. Güvencesi ben olacağım. Beş kuruşun hesabı verilecektir"
dedi.
"YETER Mİ? YETMEZ"
Kılıçdaroğlu, "CHP iktidarında kesin hesap komisyonu kurulacak.
Bunun başkanı ana muhalefet partisi olacak. Ben muhalefete hesap
vereceğim. Yeter mi? Yetmez. İlk dört ay içinde siyasi ahlak
yasasını çıkaracağız. Yırtık ayakkabıyla girdin, çocuklarım köşeyi
döndü. Bu edebiyatı artık Türkiye'de bitireceğim. Yeter mi, yetmez.
Kamu ihale yasasını, kimsenin yolsuzluk yapmasına tenezzül
edemeyeceği bir hale getireceğiz. 164 kez kamu ihale mevzuatı
değişti. Ne demektir? 164 kez yolsuzluğa kapı aralandı demektir"
diye konuştu.
"DEVLET SOYULDUM DİYORUM AMA BİLDİĞİMİZ DEVLET DEĞİL"
Kılıçdaroğlu, "O götürüyorsa baş çalan, altındaki bakanda
götürüyor, bürokratta götürüyor. Mağdur olan kim? Bu ülkenin
vatandaşı. Devlet soyuldu diyorum ama, bildiğimiz devlet değil.
Vatandaş soyuluyor aslında. O alınan paraların tamamı 76 milyon
insanın ödediği vergilerdir. Şimdi emniyeti değiştirmek istiyorlar.
Hırsızları koruma kurulu haline çevirmeye çalışıyorlar. Ne diyordu,
lahmacun yiyen polisi suçluyordu. Neden sen arama yapılırken
lahmacun yedin, sürdüler bir yerlere" ifadelerine yer
verdi.
"ALİ İSMAİL KORKMAZ SOPALARLA ÖLDÜRÜLDÜ"
Kılıçdaroğlu, "Yahu Ali İsmail Korkmaz, Eskişehir'de sopalarla
öldürüldü. Sen o polislere bir şey yaptın mı? Katil olanlara asla
ses çıkarmıyorsun.Ethem Sarısülük, Kızılay'da meydanda polis
öldürmedi mi? Öldürdü. Ne yaptı? Kahraman ilan etti. Peki
yolsuzluğu soran polis, onu sürdü. Uludere. 34 yurttaşımız
öldürüldü. Ankara'nın derin dehlizlerinde bu kaybolmayacak diyordu"
dedi.
"SENİN TALİMATINLA GİTTİLER 34 YURTTAŞIMIZI ÖLDÜRDÜLER"
Kılıçdaroğlu, "Bakanlar Kurulu'nda senin talimatınla gittiler 34
yurttaşımızı öldürdüler, sen dosyayı kapattın. O dosyayı açmak
benim boynumun borcudur. Hepsi çocuktu. Senin talimatınla uçaklar
kalktı gitti. Kapatıyorsun. İstediğin kadar uğraş. Bütün
vatandaşlarıma sesleniyorum. Kendine bak, bir de mağdur edebiyatı
yapan Başbakan'a bak. Kendi çocuğuna bak bir de başbakanın çocuğuna
bak. Kendi oturduğun eve bak, bir de başbakanın oturduğu eve bak.
Onun çocukları dolar milyarderi oldu, senin çocuğun niye olmadı?
Senin çocuğun, onun çocuğu. Bunun kıyaslamasını yap. Dön kendine şu
soruyu sor. Ben mi mağdurum, Recep Tayyip Erdoğan mı mağdur? Benim
çocuğum iş bulamıyor, onun çocuğu milyarlarla oynuyor" şeklinde
konuştu.
"76 MİLYON İNSANI HORTUMLADILAR YİNE DOYMUYORLAR"
Kılıçdaroğlu, "Senin çocuğun atama bekleyen öğretmense, senin
çocuğun atanmıyor diye sen mağdur değilsin, onun çocuğu dolarlarla
oynuyor diye o mağdur. Elini vicdanına koy ve öyle düşün.
Darbeymiş, ne darbesi ya. Benim merak ettiğim soru şu. Gerçekten
merak ediyorum. Bunlar bu kadar paraya nasıl bu kadar tamah
ediyorlar. Nasıl doyacaklar bunlar? 76 milyon insanı hortumladılar
yine doymuyorlar. Yine diyorlar ki biz mağduruz. Hayatımda bu kadar
yüzsüzlüğü hiçbir yerde görmedim. Çocuğunuz diyor gemi sahibi oldu,
yok diyor gemi değil gemicik diyor. Ben oy kullanan bütün
vatandaşlarıma, söylüyorum. Onun oğlunun gemicik sayısı 7'ye
çıktı. Senin oğlunun durumu nedir? Ama o
hala mağdur, senin oğlun iş bulamadı sen mağdur değilsin. Sandığa
gideceğiz, hesabını sandıkta soracağız. Bu mücadele sıradan bir
mücadele değildir. Haklıyla haksızın mücadelesidir. Bu mücadele,
rüşvet ve yolsuzluğa karşı mücadelesidir" diye konuştu.
Yorumlar