Kemal Sunal’ın Davacı filmi Mardin’de gerçek oldu

Terör olayları nedeniyle 1993 yılında boşaltılan Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Beyazsu mevkiinde bulunan Taşlıburc köyünde yaşanan olaylar Kemal Sunal’ın Davacı filmini aratmıyor. Köyün arazileri nedeniyle anlaşamayan muhtar ve akrabaları...

Google Haberlere Abone ol
Kemal Sunal’ın Davacı filmi Mardin’de gerçek oldu

Terör olayları nedeniyle 1993 yılında boşaltılan Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Beyazsu mevkiinde bulunan Taşlıburc köyünde yaşanan olaylar Kemal Sunal’ın Davacı filmini aratmıyor. Köyün arazileri nedeniyle anlaşamayan muhtar ve akrabaları ile köye dönmek isteyen terör mağduru diğer köylüler arasında 4 yıldır devam eden hukuk mücadelesi köylüleri adeta bezdirmiş durumda. Mahkemeye gidip gelmekten bıkan köylüler davanın bir an önce sonuçlanmasını istiyor.

1993 yılında terör olayları nedeniyle köylerini boşaltmak zorunda kalan Taşlıburç köylüleri 2010 yılında köye geri dönüş projesi kapsamında köylerine geri dönmek ister. 4 yıl önce Köye Dönüş Projesi'nden faydalanan köylüler zararlarının karşılanması için devletten 1 milyon 175 bin TL tazminat almayı hak kazandı. Köylerine büyük umutla dönmek isteyen köylüler ise arazileri ve evleri hazineye devredildiğini fark eder. Bunun için dava açan köylüler mahkemeyi kazanır. Köye dönüşleri için davayı kazanan köylüler ise bu sefer muhtar ve akrabalarının engeline takılır.

Köyün arazileri kendisinin ve akrabalarının olduğunu iddia eden köy muhtarı ve akrabaları köylüleri köye dönmelerine engel olur. Köylüler ise bu sefer köy muhtarı ve akrabaları ile davalık olur. Köylüler ile muhtar arasında yaşanan hukuk mücadelesinde köylüler 7 dava kazanır. Fakat 4 yıldır süren asıl dava ise bir türlü sonuçlanamıyor. Dava sonuçlanmadığı için köylüler köylerine geri dönemiyor.

200 YILLIK KÖY HAZİNEYE DEVREDİLDİ

Konu ile ilgili bilgi veren Taşlıburç köylülerin avukatı Abdullah Zorlu, 1993 yılında terör olayları yüzünden boşaltılan Taşlıburç köyü 2009 yılında devlet tarafından yapılan kadastro çalışması kapsamında köyün muhtarı ve bazı köylülerin bilirkişi imzası ile 200 yıllık köyün arazileri ve evleri hazineye devredildiğini belirtti.

16 yıl sonra köylerine geri dönmek isteyen köylüler devletin başlatmış olduğu Köye Dönüş Projesi kapsamında köylüler 1 milyon 175 bin TL tazminat alan köylüler köylerine geri döndüklerinde arazilerinin ve evlerinin hazineye devredildiğini belirten Avukat Abdullah Zorlu, köylülerin yaptıkları araştırma sonucunda köy terör yüzünden boşaltıldığı için 4 yıl önce yapılan kadastro çalışması kapsamında köy muhtarı ve bazı kişilerin imzaları ile 200 yıllık köy hazineye devredildiğini ortaya çıkardıklarını söyledi.

Köye dönüş yapmak isteyen köylüler evlerinin ve arazilerin hazineye devredildiğini görünce büyük şok yaşadıklarını ifade eden Zorlu, "Hukuki yollara başvuran köylüler devlet evlerine yeniden dönüş izni vermesi ardından bu sefer köy muhtarı ve bazı kişilerin engeline takıldı. Muhtar ve bazı güçlü aileler köyün ve arazilerin kendilerine ait olduğunu iddia ederek köylüleri köye sokmuyor. Hatta köye dönmek isteyen bir köylü muhtar tarafından açılan ateş sonucunda yaralanıyor. 4 yıl önce başlayan dava hala bir türlü neticelenmedi." dedi

3 AİLENİN YAŞADIĞI KÖYÜN MUHTARI BİLE SEÇİLMİŞ

Taşlıburç köyünde sadece 3 hane yaşadığını belirten Zorlu, "Ancak bu köyün muhtarı var. Hukuk gereği bu köyün muhtarı olması mümkün değil. Ancak bu köy mevcut harabe haliyle muhtar seçilmiş ve şu anda görev yapıyor. Bu bölgedeki araziler Doğu’dan gelen göçerlere hayvanlarını barındırmak için kiraya veriliyor. Bu kiraya verildiği zaman bu sahipli arazilerin mevcut kadastrolaşma işlemi esnasında devletin hazine adına yazdırıp muhtarların bu hazine arazilerini de tasarruf etmesi sağlamak için buraları kolayca kiraya verip buradan muhtar olarak gelir etmek için böyle bir sistem oluşturmuştur. Bunu da genellikle burada yerleşik aileler üstlenmiş ve buna bir takım devlet erkanı da göz yummak zorunda bırakılıyor. Siyasi nedenler var. Toplumsal nedenler var. Ama burada hak sahibi olan ekmeğini taştan çıkaran köylüler ve fakir insanlar bunların bu iktidarı karşısında son derece mağdur oluyorlar." dedi.

"KÖYDE BÜTÜN ARAZİLERİN HER PARSELİ DEVLETİN ÜZERİNDE GÖRÜNÜYOR"

Köyde bütün arazilerin her parseli devletin üzerinde gözüktüğünü vurgulayan Zorlu şöyle konuştu: "Araziler ve evler hazineye devredilmiş durumdadır. Biz şimdi kadastroya açtığımız itiraz davalar devam ediyor. Yakında bu köy ile olan davalar sonuçlanacaktır. Müvekkillerim buradaki babalarından kalan arazilerine diğer üvey amca çocukları tarafından el konuldu.. Bunlar arazilerini tekrar almak isteyince korkutuluyor, dövülüyor ölüme teşebbüs ediliyor. Vurmaya kalkılıyor. Beyazsu havzası bölgenin en kıymetli arazilerdir. Hazine olarak gösterilmesinin amacı da şudur, Bunu yapan kadastro tespit heyeti içinde muhtar ve amca çocukları ve azaları bilirkişi olarak tayin edildi. Bilirkişi olarak tayin edilen insanlar kendilerine bir takım vaatler bulunarak oraya imza atmaları sağlanıyor. Hatta arazi arazi gezilmiyorlar. Hatta beyanlarda bile geçiyor. Biz diyor getirdiler toplu olarak imzaladık diyorlar. Yani bu derece yapılan şeylerle hukuk mücadelesi veriyoruz. Bu köyde 14 aileye yakın aile dava açtı. Davalar 4 yıldır devam ediyor. Terör yüzünden köy 1993 yılında boşaltıldı. Devlet teşvik ediyor. Bu bölgeye gerçekten çok yatırım yapıyor. Gelsinler köylerine dönsünler diye dönüş tazminatları ödüyor. Ancak bu olaylar yüzünden eski ağalık sistemi dönüş gibi oluyoruz. O insanlar burada tahakküm ediyor bu insanlara insanlarda köylerine dönemiyorlar."

Avukat Abdurrahman Zorlu, şu anda bölgede ciddi anlamda hukuki sorunlar yaşadığına dikkat çekti.

Zorlu,”Bölge kadastro çalışmasıyla tapulandırılıyor. Yapılan tapulandırma işlemleri tamamen ağalık beylik sistemine göre birilerin tahakkumu altında yapılıyor. Burada sosyal problemler var. Ekonomik sorunlar var. Devletin ödediği 15 bin TL ile burada tekrar ev kurup burada yaşama başlanması burayı harekete geçirmesi pek mümkün değildir. Devlet daha fazlasını yapıyor. Fakat bunlara gelen bunlara sirayet eden çok az bir kısmıdır. Devlet köye dönüş projesi kapsamında köylülere para ödedi. Bazı aileler köylüleri bu köye sokulmuyor. Hepsi devletten bir şekilde köye dönüş için ile ilgili olarak evlerini yapmak için paralar aldılar. Ama bu köyde alakası olamayanlarda para aldı. Diğer fakir halk daha önce burada çiftçilik izni alan bir takım insanlar da bu paradan aldılar. Ancak köye dönüp evlerine sahip çıkıp bu evlerini bile yapamıyorlar. Davalar devam ediyor. 200 yıllık köy hazineye yazılmış. Kimin sebebi ile burada muhtar olup bir takım yetki ve gücü elinde tutan aileler köylüleri bu köye sokmuyorlar. Bu konuda kaymakamlık makamına yüzlerce şikâyet dilekçesi yazmış. Köye kaymakamlık heyeti gelmiş. Ve köyde kimlerin oturduğu tespit etmiştir. Hukuken tespit etmiştir. Ve bu köyde 13 kişi dışında oturan olmadığını kendi tespitini yapmasına rağmen bu köye burada oturduğunu iddia eden muhtar seçilmiş. Bu listede ismi yok. Bunu açıklamak çok anlamsız. Hukuken de anlamsızdır.”diye konuştu

"KÖYÜMÜZE DÖNEMİYORUZ"

Köyde yaşadıkları olayları Kemal Sunal’ın davacı filmine benzettiğini belirten Taşlıburç köyü sakini Nurattin Işık ise bir yandan devletin bir yandan da muhtar ve bazı köylülerin mağduru olduklarını ifade etti. 1993 yılında terör olayları yüzünden köylerini terk etmek zorunda kaldıklarını anlatan Işık, "Muhtar ve akrabaları köy boşaltıldığı için devlet tarafından yapılan kadastrolaşma çalışması kapsamında bu kişilerin onayı ile arazilerimiz ve evlerimiz hazineye devredildi. Köye dönmek için devletten Köye Dönüş tazminatları aldık. Köye döndüğümüzde arazilerimiz ve evlerimiz hazineye devredildiğini gördük. Bunun için davalar açtık. Davalarımızı kazandık. Köye döndüğümüzde bu sefer muhtar ve bazı köylüler köyümüze dönmemize engelliyor. Kendi imzaları ile arazilerimizi hazineye devreden muhtar ve bazı köylüler bu sefer arazilerin kendilerine ait olduğunu iddia ederek bize karşı dava açtı. Fakat bir türlü sonuçlanamıyor. Köyde sadece 3 aile yaşıyor. Bunun dışında nüfus müdürlüğü burada 45 kişinin yaşadığını gösteriyor. Defalarca Kaymakamlığa dava açtık. Midyat Kaymakamlığı bu olayın üzerinde duruyor. Önümüzdeki ay mahkemede davamız tekrar başlıyor. Mahkemede yüzde 99 kazanacağımızı umut ediyoruz. Bizim köyün olayı Kemal Sunal’ın davalı davacı filmine benziyor. Bu köylüler kimi başka köyden kimi şehirden gelip gidiyor. Ceplerinde beş kuruş para yok aybaşında mahkemeye gidip geliyor. 4 yıldır bu mahkeme devam ediyor. Köylülerin daha fazla mağdur olmaması için bu olayın sonuçlanmasını istiyoruz. Bu insanlar ne zamana kadar mağdur kalacak. Şu anda köye dönemiyoruz.” şeklinde tepki gösterdi

"KÖY VE ARAZİLER DEDEM VE BABAMDAN BANA MİRAS KALDI"

Köyün dedesinden ve babasından kendisine ve kız kardeşine miras kaldığını iddia eden 65 yaşındaki Nadire üstün ise yıllardır arazilerini geri almak için hukuk mücadelesi verdiklerini söyledi. Üstün, "4 yıldır mahkemeye gidip geliyoruz. Hakkımızı arıyoruz. Fakat bir taraftan devletin mağduruyuz. Arazilerimiz hazineye devredilmiş durumdadır. Bir taraftan da muhtar ve akrabaları köye dönmemizi engellemeye çalışıyor. Köyün ve arazilerin kendilerine ait olduğunu iddia ediyor. Hak istediğimiz için muhtar eşime ateş açması sonucu yaralanmasına neden oldu. Şu anda davalarımız devam ediyor. Devletten bu konuda bize yardımcı olmalarını bekliyoruz.” ifadelerini kullandı

CİHAN

Yorumlar