Kemal Kılıçdaroğlu Yenikapı'da konuştu

Devlet Bahçeli'den sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıkarak konuştu. 

Google Haberlere Abone ol
Kemal Kılıçdaroğlu Yenikapı'da konuştu
Devlet Bahçeli'den sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıkarak konuştu. Kılıçdaroğlu konuşamsına, "Sayın Cumhurbaşkanı, saygıdeğer eşleri, önceki Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Kuzey Kıbrıs Bşabakanı MHP'nin genel başkanı ve sevgili yurttaşlarım hepinizi selamlarıyorum, hepinize muhabbetlerimizi sunuyorum" diyerek başladı.

Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: Bugün bizim demokrasi tarihiminiz önemli bir günüdür. Bugün Türkiye siyasi hareketi önemli bir olaya imza attı. 15 Temmuz akşamı TSK içinde yuvalanan bir çete grubu Türk Deokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamentoya size bize darbe yapmak istedi. Özellikle buradan TBMM'yi sabaha kadar açık tutan, yöneten TBMM başkanına yürekten kutlamak istiyorum.

15 Temmuz bize bir uzlaşma kapısını araladı. Değerli arkadaşlarım neden ve niçin buraya geldik. Önce teşhisi doğru koyacağızki doğru sonuca ulaşalım. Ben dahil bütün siyasi parti genel başkanının buradan ders çıkarması lazım. Nedir bu dersler. Bunlardan kısaca söz etmek istiyorum. 

Ne dedik. Bir musibet bin nasiahetten evladır. O zaman neler söylemeliyiz. Sizin için 12 maddelik metin hazırladım. Bu 12 maddeyi herkes kabul ederse, gerçektende bu ülke, güleryüzlü insanlar yaşadığı bir ülke haline gelecektir. 

Bir, Camiye, adliyeye ve askeriyeye siyaset sokmalayalım.

İki, siyasette özeleştiri yapmak, geçmişi iyi tahlil etmek lazım. Tekerrür ettirmemeliyiz tarihi. 

Dört, devlet inşasında liyakat sistemini esas almalıyız. Liyakat sisteminden vazgeçmemeliyiz. İşi ehline ver, diyor yüce yaradan. Gariban oğlu, sizin KPSS'de beklerken, birileri sınav sorularını çalıp ve devletin önemli yerine geliyorsa buna itiraz etmeliyiz.

Beş, her şartta demokrasiye sahip çıkmalıyız. 15 Temmuz, bize demokrasinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. 15 Temmuz'da halk canını siper ederek demokrasiyi savunmuştur. Canını siper edenleri canı gönülden selamlıyorum. Milletin iradenin üzerindeki her türlü gücü reddetmeliyiz. Onun için ne darbe ne dikta yaşasın tam demokrasi. 

Altı, Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız. 1921 Anayasası'nın birinci maddesi hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Milletini vatandaşını yükseltiyor. Hiçkimseye imtiyaz tanınmıyor. Vatandaşlar eşittir, birliktedir, kimliği inancı ne olursa olsun, bütün vatandaşlar kanun önünde eşittir. Eğer bugün Cumhuriyet olmasaydı Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşakın olamazdı. Eğer Cumhuriyet olmasayadı Anadolu'nun bir köyünden gelen Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olamazdı. 

Yedi, Parlamenter sistemi daha da güçlendirmeliyiz. 

Sekiz, tam bağımsız medyayı güçlendirmeliyiz. 15 Temmuz akşamı belki de medya olmasaydı kimse sokaklara çıkmazdı. Siyasetçilerin eksiğini dile getirecek olan medyadır. 

Dokuz, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı. Bakın değerli arkadaşlarım, FETÖ terör örgütü ordunun içinde yuvalandı, devletin her kademesinde yuvalandı. Biz F Tipi terör örgütü diyorduk. Yargının bağımsızlığı neden önemlidir. Adaleti nerede tecelli ettireceğiz. Eğer hakim Pensilvanya'dan emir alıyorsa o hakim hakim değildir.

On, değerli arkardaşlarım, laikliğin ne kadar önemli olduğunu 15 Temmuz gösterdi. Dini kullanarak, inancı kullanarak her türlü yasadışı içinde olanlar milleti  nasıl kandırdılar 15 Temmuz'da gördük. Laiklik inanca saygı demektir. Ve insana saygı demektir. O nedenle bütün siyasi partilerin daha dikkatli olması gerekmektedir. 

Onbir, demokrasinin güçlenmesine sadece bugün için değil, gelecekte de katkı vermek zorundayız. Mutklaka ama mutlaka sogulayan bir eğitim sistemi geliştirmeliyiz. Çocuklarımız aklı ve vicdanı hür yetişmeli. Birilerinin talimatlarıyla değil, kendi aklıyla hareket etmeli. Ne diyor yüc yaradan "aklınızı kullanmıyor musunuz". Bakın elin oğlu Mars'a uzay aracı gönderiyor, biz darbeyle uğraşıyoruz.

Oniki, FETÖ'yü biliyorsunuz. Artık biliyorsunuz bütün dünya biliyor. Bu örgüt Balyoz dediler, Ergenekon dediler. O dönemlerde en çok itiraz edenler bizdik. Şimdi onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. O zaman bir devlet adalet üzerinde büyür. Bir devlet adalet üzerinde devlet olur. Buradan çağrı yapıyorum. Sadece Türkiye değil, bütün siyasi liderlere, geçmişin mağdurlarına haklarını iade edelim. Böyle yaptığımız zaman devlet saygın konuma gelmiş olur. Devlet haksızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkmamalı. İçinizden bir kişinin bir tek kişinin emeği, eseri zamanı ziyanı olduğunda bu tüm Türkiye'nin kaybıdır. Bu ülkede bir kişi mahzun kaldığında, bir kişi bile mağdur olduğunda bu tüm Türkiye'nin mağduriyetidir. Yeni mağduriyetler yaratmamalılıyız. Devlet adalet üzerine yükselmelirdir. Adalet devletin temelidir. "

Yorumlar