Kapadokya’da topraksız, hormonsuz domates üretiliyor

Nevşehirli girişimci, Ziraat Teknikeri Yılmaz Katlı, dil öğrenimi için gittiği Japonya’da gördüğü topraksız tarım sistemini Nevşehir’de gerçekleştirerek bir ilke imza attı. Nevşehir’in Sulusaray Beldesi’nde 8 bin metrekare kapalı...

Google Haberlere Abone ol
Kapadokya’da topraksız, hormonsuz domates üretiliyor

Nevşehirli girişimci, Ziraat Teknikeri Yılmaz Katlı, dil öğrenimi için gittiği Japonya’da gördüğü topraksız tarım sistemini Nevşehir’de gerçekleştirerek bir ilke imza attı.

Nevşehir’in Sulusaray Beldesi’nde 8 bin metrekare kapalı alanda sera oluşturan ve oluşturduğu serada modern ısıtmalı, topraksız ve bilgisayar otomasyonu gerçekleştiren ziraat teknisyeni Yılmaz Katlı, Türkiye’de topraksız tarımın ancak seraların yüzde birinde yapıldığını, Kapadokya Bölgesi’nde bu işlemin ilk kez denendiğini belirtti. Serada önceliğinin hijyenli bir ortam sağlayarak sağlıklı üretim olduğunu belirten Katlı, bunun için serada çalışanların özel giysileri bulunduğunu, ziyaretçiler dahil herkesin ayaklarına galoş giyerek serada dolaştığını anlattı.

Katlı, "Yaptıkları serada toprak yerine Nevşehir’de bol miktarda bulunan perlit madeni kullanılıyor ve sulamanın yanı sıra gübreleme ve havalandırma sistemleri bilgisayar otomasyonu ile sağlanıyor." dedi.

Ürettikleri domateste hiçbir şekilde ilaç kullanmadıklarını, arılarla tozlaşma sağladıklarını, topraksız yaptıkları tarımda bitkileri bilgisayar kontrolünde yeteri kadar beslediklerini anlatan Katlı, poşetlerin içerisine koydukları perlit madeninin bitkilerin gübre alımını kolaylaştırarak verimi artırdığını kaydetti. En verimli toprağın verilen gübrenin ancak yüzde 30’undan yararlandığını ifade eden Katlı, topraksız tarımda ise bunun yüzde 95 oranına yükseldiğini söyledi.

Perlitin inorganik bir madde olduğu için bitkilere nemli, oksijen geçirgen bir ortam sağladığını belirten Katlı, bilgisayar otomasyon sistemi sayesinde istenen düzeyde gübre verip, verilen gübrenin de yüzde 95’e varan oranda perlit sayesinde kullanılınca verimin arttığını ifade etti.

Kapalı, korumalı bir ortamda üretim yaparak domatesleri her türlü hastalıktan koruyabildiklerine, çiçeklerin tozlaşmasını ise bombus arıları sayesinde sağlayabildiklerine dikkat çeken Katlı, bunun sonucunda da ilaç sıkmadan temiz bir ürün aldıklarını, Hormon veya kimyasal bir katkı maddesi kullanmaya gerek olmadığını söyledi.

Tohumları, Antalya’da özel olarak ürettiklerini ve seralarına Mart ayı sonunda diktiklerini belirten Katlı, "Ürünlerimizi organiğe çok yakın olarak tanımlayabiliriz. Organik demek çok iddialı olur. Üzerine ilaç sıkmıyoruz. Zaten ihraç edilen ürünlerde Rusya ve Avrupa devletleri en önce üzerinde ilaç kalıntısının olmamasını şart koşuyor. Bazı sıkılan ilaçlar 20 gün yıkasanız bile gitmiyor. Hormonlama yaparak çiçek tozlaştırmıyoruz, ilaç sıkmıyoruz. Arılarla, tozlaşma yapıyoruz. Buraya 20 bin fide diktik. Araya ek filizlerde koyabiliyoruz. Antalya yöresinin başaramadığını burada başarıyoruz. Orada aşırı nem var, burada ise nem çok az. Bunun sayesinde ek filizlerle 40 bin fideye çıkarabiliyoruz. Bu da yaklaşık 400 ton ürün alabilmemizi sağlıyor." dedi.

Ürettikleri domatesleri Japon pazarında satmak üzere çalışma içerisinde bulunduklarını da ifade eden Katlı “şu anda ürünlerimizi market zincirlerine, büyük marketlere, yerel manav ve marketlere veriyoruz. Domatesimiz ihracatta hiçbir sıkıntı yaşamaz. Yeni Pazar araştırması içerisindeyiz. Japonya pazarının testlerinden geçtik. Çok zorlu testleri ve sıkı kontrolleri var. Japon pazarına girmenin mücadelesini veriyoruz” dedi.

Türkiye’de kapalı sera alanının 650 bin metrekare olmasına karşın bunun ancak yüzde birinin yani 5 bin 500 dekarının modern, kapalı, otomasyon sistemine uygun, topraksız sera olduğunu kaydeden Katlı, kaliteli ve ihracata yönelik ürünler için bu tür seraların çoğalmasının gerektiğini vurguladı.

Cappadocia Domatoes adının tescilini de yaptırdığını ve Kapadokya domatesinin dünyaya açılacağını belirten Katlı, tesisin resmi açılışının önümüzdeki günlerde yapacaklarını da ifade etti.

CİHAN

Yorumlar