"Kanseri ‘doğru beslenerek’ önlemek mümkün"
Acıbadem Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülay Hamzaoğlu Öztürk, beslenme davranışlarımızı düzelterek kansere karşı büyük oranda korunabileceğimizi belirtiyor.
Acıbadem Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülay Hamzaoğlu
Öztürk, beslenme davranışlarımızı düzelterek kansere karşı büyük
oranda korunabileceğimizi belirtiyor. Öztürk, doğru pişirme
yöntemlerinden besin maddelerini mevsiminde tüketmenin önemine,
fazla kilolardan “üç beyazlar”ı hayatımızdan çıkarmaya dek önemli
bilgiler verdi.
PİŞİRME YÖNTEMLERİNE DİKKAT!
Kanserden korunmada öncelikle mutfağın düzenlenmesi gerektiğini
ifade eden Öztürk, şu bilgileri verdi: “Bundan kasıt, pişirme
yöntemlerine dikkat etmeniz. Yiyecek hazırlarken ızgara, buğulama,
benmari ve fırında pişirme yöntemlerini kullanmak gerekiyor. Yağsız
et tüketmek, tavuk ve hindinin kesinlikle derisini yememek, balık
tüketimini artırmak önemli. Güne kızarmış ekmekle mi
başlayacaksınız, ekmeği çok kızartmamak hiçbir şeklide yakmamak
gerekiyor. Zira gıdaların yüksek ısıya maruz kalması ile protein
yapısı bozulup zararlı maddelere dönüşebiliyor. Ekmekteki yanmış
bölgeler de işte bu zararlı dönüşümü içeriyor. Yine eti mangal
yerine normal ızgarada pişirmek bu kapsamda son derece önemli. Bunu
kesinlikle alışkanlık haline getirmek gerekiyor.”
MEVSİMİNDE TÜKETİM ÇOK ÖNEMLİ
Tüm sebze ve meyve gruplarının mevsiminde yenmesi gerektiğini
vurgulayan Öztürk, şöyle devam etti: “Mevsimi dışında yer alan
gıdalarda ilaç ve hormon gibi maddelerin kullanımı vücudumuza
geçiyor ve bu da risk oluşturuyor. Acıbadem Bursa Hastanesi
Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülay Hamzaoğlu Öztürk çocuklarda son
dönemlerde artan hızlı ergenliğe girişin bunun bir göstergesi
olduğunu vurguluyor. Kışın domates ve biberden vazgeçemiyor iseniz,
kendinize bir derin dondurucu temin edin ve yaz mevsiminden içini
mevsim sebzeleri ile doldurun. Kışa sağlıklı hazırlık yapın.”
Salam, sucuk, sosis gibi koruyucu madde kullanımı gerektiren
gıdaları mutfaktan uzaklaştırılması uyarısını yapan Öztürk,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Vücudumuz iş yaşantısı, yoğun çalışma
ortamında sağlıksız beslenme koşulları ve yoğun stresin etkisinde.
Bu nedenle vücudun savunmasını sağlaması için ona göre beslenmek
çok büyük önem taşıyor. Antioksidan özelliği yüksek gıdalar
savunmayı artırmaya yardımcı oluyor. Bu kapsamda domates, havuç,
limon, zencefil, sarımsak, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve
tahıllara soframızda daima yer vermemiz gerekiyor.”
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİN
Öztürk, şunları dile getirdi: “Yeterli ve dengeli beslenmeyi bir
alışkanlık haline getirmek ve tüm yaşantınız boyunca sürdürmeniz
önemli. Çeşitli ve renkli sebze-meyvelerin tüketimi kanserle
mücadelede son derece büyük rol oynuyor. Tüm besin gruplarından her
gün ve dengeli bir şekilde faydalanmak gerekiyor. Kefir, probiyotik
yoğurt, çiğ sebze, soğan ve bazı kök bitkilerin tüketimine önem
vermek, bunları tüketmeyi unutmamak şart.”
Fazla kilolara dikkat çeken Öztürk, “Sabırsız diyetlerden
kaçınılması gerektiğini çünkü bilinçsiz ve ketojenik diyetlerin
kanser riskini artırdığını vurguluyor. Mutfağınızdaki düzeni
değiştirerek ve doğru şekilde beslenerek size uygun hazırlanmış
menülerle kilo kontrolünün sağlanması gerekiyor.” diye konuştu.
İşlenmemiş gıdaların tercih edilmesini öneren Öztürk, tuz şeker ve
un konusunda şunları söyledi: “Kanserle mücadelede üç beyazları
hayatımızdan çıkarmamız önemli. Tuz ve şeker tüketenlerde kanser
görülme riski artıyor. Boş kalori kaynakları olan şeker ve beyaz un
kilo alımını da tetiklediği için yağ dokusu çeşitli hastalıkları
beraberinde getiriyor.”
Öztürk, ayrıca hareketli yaşamı ve günde 2 litre su tüketilmesini
kaydetti.
CİHAN
Yorumlar