Kamalak: İslam alemi, kısır çekişmeler nedeniyle kendine gelemiyor

Saadet Partisi (SP) Genel Bakanı Mustafa Kamalak, son yıllarda İslam aleminin işgaller, iç çatışmalar, çekişmeler ve katliamlarla sarsıldığını söyledi. Kamalak, "Suriye’de, Libya’da, Mısır'da ve daha birçok ülkedeki gelişmeleri endişe...

Google Haberlere Abone ol
Kamalak: İslam alemi, kısır çekişmeler nedeniyle kendine gelemiyor

Saadet Partisi (SP) Genel Bakanı Mustafa Kamalak, son yıllarda İslam aleminin işgaller, iç çatışmalar, çekişmeler ve katliamlarla sarsıldığını söyledi. Kamalak, "Suriye’de, Libya’da, Mısır'da ve daha birçok ülkedeki gelişmeleri endişe ve çaresizlik içinde izliyoruz. Dünyada gelmiş geçmiş en yüksek medeniyete, toplumsal ve uluslararası barışın teminatı durumundaki ahlaki değerlere sahip olan İslâm alemi, ne yazık ki kısır çekişmeler ve dış etkiler sebebiyle, bir türlü kendine gelemiyor.” dedi.

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) 23. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi ‘Küresel Tehditler ve İslam Dünyası' temasıyla Holiday Inn AirPort Otel’de başladı. Kongreye; Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Saadet Partisi Genel Bakanı Mustafa Kamalak, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, D8 Genel Sekreteri Seyid Ali Mousavı, İslami Özgürlük Partisi Genel Başkanı Elhaj Mourad Ebraim, Müslüman Kardeşler Genel Başkan Vekili Mahmoud Hüseyin ve çok sayıda davetli katıldı.

Kongrede konuşan Saadet Partisi Genel Bakanı Mustafa Kamalak, son yıllarda İslam alemi, işgaller, iç çatışmalar, çekişmeler, katliamlarla sarsıldığını söyledi. Kamalak, “Önceleri sadece Afganistan ve Irak gündemimizi işgal ederken, bugün Suriye’de, Libya’da, Mısır'da, Bangladeş’te, Arakan'da, Nijerya ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nde ve sayamayacağım kadar daha birçok ülkelerdeki gelişmeleri endişe ve çaresizlik içinde izliyoruz. Çok şerefli bir tarihe, dünyada gelip geçmiş en yüksek medeniyete, toplumsal ve uluslar arası barışın teminatı durumundaki ahlaki değerlere sahip olan İslâm alemi, ne yazık ki, kısır çekişmeler ve dış etkiler sebebiyle, bir türlü kendine gelemiyor.” diye konuştu.

İsrail’in işlediği cinayetlere, hukuk ve insan hakları ihlallerine dünyanın seyirci kaldığını belirten Kamalak, şöyle devam etti: “Kudüs işgal edilip, Mescid-i Aksa yıkılma tehdidi atına sokulurken, bütün dünya sadece seyretti. Gazze ambargosunu kırmak, oradaki insanlara yardım etmek için yola çıkan gemilere el kondu, silahsız ve masum insanlar katledildi, dünya devletlerinin kılı bile kıpırdamadı. Avrupa’da işbaşına gelen her hükümet, İsrail’in güvenliğini, kendi ülkesinin güvenliğinden çok daha önde tutmayı bir görev saydı.”

Dünyanın her yerinde Müslümanlara karşı şiddet uygulandığını aktaran Kamalak, “Batı kapitalizmi, gerçekleştirdiği işgallere gerekçe olarak, demokrasi, özgürlük gibi sahte bahanelere sığınıyor. Ancak, askeri müdahaleler hem itibarlarını zedeliyor, hem de çok pahalı. Ayrıca bu sahte gerekçeler, bırakın uluslararası kamuoyunu, kendi halkları nezdinde dahi inandırıcı bulunmuyor.” ifadeleri kullandı.

RECAİ KUTAN: İSLAM ALEMİ, TARİHİNİN EN KRİTİK DÖNEMİNİ YAŞAMAKTADIR

ESAM Genel Başkanı Recai Kutan ise, 3 gün sürecek olan konferansta İslam dünyasının içinde bulunduğu durumu, İslam coğrafyasında cereyan etmekte olan olayları inceleyerek ortak hedefler ve çözümler konusunda görüş alış verişinde bulunacaklarını söyledi. Kutan, “İslam alemi, şu anda tarihinin en kritik ve en badireli bir dönemini yaşamaktadır. Çünkü birçok İslam ülkesinde zulüm var, kan ve gözyaşı var. Bu ülkelerdeki Müslüman kardeşlerimiz, insanlık dışı vahşet ve katliamlarla karşı karşıyadır.” dedi.

İnsanlık tarihinde son 200 yılın Batı medeniyetinin dünyada egemen olduğu bir dönem olduğunu ifade eden Kutan, şunları kaydetti: “Bu dönemde yeryüzünü batılılar şekillendirdi, haritaları batılılar çizdi, dolaylı veya doğudan bu coğrafyada ki ülkelerin yönetici kadrolarının oluşumunda, batılılar belirleyici oldu. 1920’li yıllara kadar, dünya coğrafyasının büyük bir bölümü, batılılar tarafından işgal edildi. İşgaller esnasında, acımasızca katliamlar, işkenceler, soykırımlar yapıldı. Bu yüzden, dünya halkının büyük bir çoğunluğu, sefalet, yoksulluk, açlık ve ölümle burun buruna yaşamak zorunda bırakıldı. İşte batı medeniyetinin gerçek yüzü budur.”

Bir ülkenin askeri güçle işgal edilmesinin hem büyük masrafları getirdiğini, hem de işgalci güçler için büyük riskler ve tehditler oluşturduğunu kaydeden Kutan, “Batılılar, işgallerin ardından askeri işgal yerine yeni bir uygulamayı benimsediler. Bu seferde o ülkeleri kültür emperyalizmi yoluyla işgal ederek bu yolla o ülkenin milli ve manevi değerlerini kaybetmiş, Batı taklitçisi, Batı hayranı okumuşlarını kendilerine yardımcı gönüllü asker yaptılar. Böylece o ülkeleri sömürmeye ve yönetmeye devam ettiler.” şeklinde konuştu.

CİHAN

Yorumlar