"Kadına yönelik şiddet eğitim sistemindeki yanlışlıklardan kaynaklanıyor"
Sinop Üniversitesi, Dünya Kadınlar Günü münasebeti ile program düzenledi. Programa konuşmacı olarak katılan Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.
Sinop Üniversitesi, Dünya Kadınlar Günü münasebeti ile program
düzenledi. Programa konuşmacı olarak katılan Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Doğan,
kadına yönelik şiddetin temelinde eğitim sistemindeki yanlışlıklar
olduğunu söyledi.
Halk Eğitim Merkezi toplantı salonunda düzenlenen programa Sinop
Valisi Yavuz Selim Köşger, Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Recep Bircan, kurum amirleri ve öğrenciler katıldı. Programa
konuşmacı olarak katılan Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Doğan, 'Değişen Türkiye’de
Kadın ve Aile; Sorunlar ve Çözüm Önerileri' konulu sunum
gerçekleştirdi. Öğretim Üyesi İsmail Doğan, sunumunda eğitim
sistemini eleştirdi. Eğitimde geçmişten beri süregelen yanlışlıklar
olduğunu dile getiren Doğan, kadına yönelik şiddetin temelinde
eğitim sistemindeki yanlışlıkların yattığını anlattı.
İsmail Doğan tezini şu şekilde açıkladı: “Ülkemize bakıldığında
kültürün yükünü omuzlarında taşıyan fakat, bu enerjisinin
karşılığını alamayan yorgun bitkin ve umutsuz bir kadın ortaya
çıkıyor. Şimdi soru şu; bütün değerler kadını övdüğü halde neden
kadına şiddet olmaktadır. Türkiye’nin cevaplaması gereken soruların
başında gelmektedir. Ülkemizde 1990’ların başına bakıldığında
eğitim sistemimiz en az beş kez değişti. 90’lı yılların başında
sınıf geçme vardı. Daha sonra ders geçmeye dönüştü. Hemen akabinde
kredili sisteme geçildi. Daha sonra alan seçimli program
uygulamalarına geçildi. Şimdi öğrencilerimizi ve çocuklarımızı bir
sistemle başlatıyorsunuz. Sonra başka bir sistemle mezun
ediyorsunuz. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri Amerika, Almanya,
Fransa ve Belçika gibi ülkelerden eğitimciler getirtilip bizim
eğitimizi düzeltin denildi. Toplumsal ve kültürel eğitimsel
gerçeklerinizi bilmeyen insanlar kendilerine özgü öneriler
getirdiler ve doku uyuşmazlığı bu önerilerin trajik sonucu olarak
ortaya çıktı. Şimdi 'Neden kadına şiddet oluyor?' sorusuna
gelirsek, ben istemediğim bir alanda öğrenim görüyorum. Şartlar
beniz zorladı puanım yetmedi. İstemeden bir bölüme geldim. Daha
başlangıçta buraya ergen ve mutsuz olarak geliyorum. Mutsuzluğun
birlikteliğinden ortaya çıkan sosyal paylaşmayı paylaşıyorsunuz. Ve
oradan mezun oluyorsunuz. İstemediğiniz bir okuldan mezun olduğunuz
için istemediğiniz bir iş ortamında çalışmaya başlıyorsunuz. Günün
birinde de orada evleniyorsunuz. Sonuç olarak sistemin getirdiği
yaşamla karşı karşıya kalıyorsunuz. İş yerinde mutsuzsunuz.
İşyerindeki o baskıyı eve taşıyorsunuz. İşte o zaman şiddet nereden
çıktı diye soruyoruz birbirimize.”
"İSLAMİYET GELDİ KADIN EVE KAPANDI' ALGISI YANLIŞTIR"
İsmail Doğan, İslamiyet öncesi ve sonrası 'Türk toplumundaki kadın'
olgusuna da dikkat çekti. Bazı konuların yanlış algılandığını dile
getiren Doğan, Türklerin İslamiyet’e geçişini bazı entelektüellerin
yanlış yorumladığını ifade etti.
'İslamiyet geldi kadın eve kapandı' algısının yanlış olduğunu
vurgulayan Prof. Dr. İsmail Doğan, şunları dile getirdi: “Türklerin
İslamiyet’e geçişini bazı entelektüellerimiz şöyle bir vurgu
yaparlar; İslam öncesi Türklerde kadın son derece özgürdü, erkeği
ile aynı haklara sahipti. İslamiyet geldi kadını eve kapattı ve
kadının özgürlüğü elinden alınmış oldu. Bu sosyolojik olarak
yanlıştır. Gerçek böyle değildir. Çünkü yerleşik hayata geçmeyen
bütün göçebe toplumlarda kadın göçebe hayatın getirdiği bütün
risklere katlanmak zorundadır. Hayatın her alanında olmak, risklere
karşı topluca savunmayı beraberinde getiriyor. Yani sadece erkek
olarak değil kadının içinde de olduğu 'savularak' sosyalleşmeden
bahsedebilirsiniz. Şartlar böyle olunca sizin kadınınızı eşinizi
bir haneye hapsetmeniz zaten koşullar gereği mümkün değildir.
Anacak yerleşik hayata geçildiği zaman yani tarım toplumları
oluştuğunda görece iş bölümü çıkmıştır. Yani kadın evde çocuk
yetiştirmeye başlamış ve erkek de dışarıda geçim derdine düşmüştür.
Sonuç olarak da tarıma dayalı bütün toplumlarda olduğu gibi erkek
egemen bir yapı oluşmuştur. Bu ataerkil yapı bugün uluslararası
toplumun geçmişten devraldığı bütün modernleşme çabalarına rağmen
şuana kadar ortadan kaldırılması mümkün olmayan yapıdır.
Dolayısıyla bu sadece Türkiye’nin sorunu değil uluslararası
toplumların sorunudur.”
İsmail Doğan’a Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bircan ve
Sinop Valisi Yavuz Selim Köşger birer soru sordu. Ardından İsmail
Doğan’a Vali Köşger hediyelerini takdim etti. CİHAN
Yorumlar