İzzettin Doğan: Başbakana yakışacak üslubu takınmakta fayda var

Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, Başbakan Erdoğan’ın Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi’ne yönelik hakaret içeren sözlerini doğru bulmadığını söyledi. Doğan, “Birine kızgın olsanız bile, itham etmenin de bir üslubu vardır. Bir Başbakan’a yakışacak üslubu takınmakta fayda var.” dedi.

Prof. Dr. İzzettin Doğan, Cihan Haber Ajansı’na rüşvet ve yolsuzluk soruşturması sonrası yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Ankara’da temeli atılan ‘cami-cemevi’ projesiyle ilgili soruya İzzettin Doğan, “Cami ile cemevlerinin arasına bir de aşevi yapalım dedik. Hocaefendi de hiç tereddüt etmeden ‘uygun olur’ dedi. İlk yaptığımız, temelini attığımız Ankara’daki cami - cemevi projemizin de bu hesaplar üzerine inşa edilmesi kararlaştırıldı. Bir takım eleştiriler geldi. ‘Siz Hocaefendi’yi destekliyor musunuz?’ Hocaefendi, İslami bilimler adına çok yetkin bir kişi. Sünni dünyanın çok önemli bir siması. Eğer o ‘Aleviler ile Sünniler aynı bahçenin iki gülüdür’ diyorsa ‘o iki gül de aynı bahçede açmalıdır. ‘İnsanlar birbirini tanımalıdır’ diyorsa bundan doğal ne olabilir.” şeklinde cevapladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi'ne yönelik ağır ithamlarda bulunmasını da değerlendiren Doğan, “Yapılan hakaretleri doğru bulmuyorum. Birine kızgın olsanız bile, birine itham etmenin bir üslubu vardır. Bir Başbakan’a yakışacak üslubu takınmakta fayda var. Hem ülke barışının korunması, hem daha sonraki ilişkilerin daha sağlıklı gelişmesi için buna zaruret var. Kitleleri Alevi, Sünni, cemaatçi, Fethullahçı, Tayyipçi diye ayırırsanız, bunun sonu iyiye gitmez Türkiye’de. Uzaklaşılması gereken kavga ortamına, ateşe benzinle gider gibi yaklaşılmaz.” ifadelerini kullandı.

‘DİYANET İŞLERİ BAŞKANI, BAŞBAKAN DA OLSA UYARMALIDIR’

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaşananlar karşısında sessizliğini değerlendiren Doğan, “Diyanet İşleri Başkanı, İslam’ın ahlak kurallarını uygulamakla görevlidir. Karşıdaki Başbakan da olsa eğer ki Başbakan yanlış bir üslup kullanıyorsa onu uyarmalıdır. Eğer üslup çok ağırsa -bugün Başbakan’ın kullandığı gibi- herkesin önünde eleştirisini de yapmak bir görevdir. Diyanet İşleri Başkanı oturduğu mevkiinin otoritesini korumalı ve Başbakanı üslubu dolayısıyla uyarmalıdır. Aslında tahmin ettiğiniz gibi ‘çıt çıkmıyor’ değil. Tam tersine tam saha pres yapıyorlar. Futbolcu deyimiyle; bugün Diyanet İşleri mensupları, mevcut iktidar lehine sahaya yayılmış durumdalar.” şeklinde konuştu.

Siyasilerin üsluba dikkat etmesi gerektiğini belirten Doğan, “Türkiye demokrasisi açısından bir gerileme, bir irtifa kaybı yaşanıyor. Eskiden siyasi parti liderleri zaman zaman sert sözler söylerlerdi. Ancak birbirlerini bu kadar suçlayıcı, bu kadar ağır ifadeler içeren sözler söylemezlerdi. Bugün de öyle bir hale geldi ki ne olacağını, ağzından ne kelime çıkacağına vatandaş konsantre olmuş durumda. Çözüm getirip onu konuşmasını beklerken vatandaşların ilgisi tamamen konuşulacak sözlerin hangi hakaret içerdiği konulara kilitlenmiş durumda.” diye konuştu.

Türkiye’nin dış politikasını da eleştiren Doğan, şöyle konuştu: “Türkiye’de bugünkü iktidarın ne yazık ki yanlış tasarrufları, devleti yanlış yönetmesi yalnızca iç politikadaki yurttaşlar arasında ayrımcılık yapmakla kalmıyor. Dış politikada da fahiş hatalar yaptığı bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye durup dururken neden Suriye ile savaşa girmeyi göze aldı? Hala meçhuldür. İstediğiniz kadar siyaset bilimi yapın, bunun bir takım verileri ortaya çıkmadığı sürece hükümet üyelerinin yapmış olduğu açıklamaların tatmin etmesi mümkün değildir.”
CİHAN