İstanbul’da 14 bağımsız aday, ilginç projelerle seçim yarışında

İstanbul Büyükşehir Belediyesi için parti adayları kıyasıya yarışırken, 14 bağımsız aday da ilginç proje ve vaatlerle sesini duyurmaya çalışıyor.

Google Haberlere Abone ol
İstanbul’da 14 bağımsız aday, ilginç projelerle seçim yarışında

İstanbul Büyükşehir Belediyesi için parti adayları kıyasıya yarışırken, 14 bağımsız aday da ilginç proje ve vaatlerle sesini duyurmaya çalışıyor. Kazanmaya ümitleri olmayan adaylar, vatandaşın seçme ve seçilme hakkının olduğuna dikkat çekiyor. Kimisi İstanbul trafiğini 1,5 yıl içinde çözmeyi vaat ediyor, kimisi de şehri 50 yıl geriye götürerek problemleri ortadan kaldırmayı düşünüyor. En ilginç çıkış ise Bağımsız Aday Şafak Tanrıverdi’den. Tanrıverdi, “Göreve geldiğimde, 1 Nisan günü ilk işim belediye binasını yıkmak olacak. Bu aynı zamanda makamın yıkılması anlamına geliyor.” diyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmak için Cumhuriyet Halk Partisi başkan adayı Mustafa Sarıgül ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) adayı Kadir Topbaş arasında kıyasıya bir yarış var. Anketler bu iki adaydan birinin yarışı kazanacağını işaret ediyor. Parti adaylarının dışında yarışa katılan ancak sesleri duyulmayan 14 bağımsız aday daha var. Bu adaylardan 3’ü kısmen de olsa projelerinden, fikirlerinden bahsetme imkanı buldu. Aralarında çok iddialı olanlar da var, radikal çözümler önerenler de.

‘1,5 YILDA TRAFİK SORUNUNU ÇÖZECEĞİM’

Bir turizm şirketinde müdür olarak görev yapan Süleyman Gök, elinde 160 proje olduğunu söylüyor. En iddialı çıkışı ise İstanbul trafiğini 1,5 yıl içinde çözme vaadi. Gök, İstanbul ile ilgili düşüncelerini şöyle açıklıyor: “İstanbul için 160 tane proje hazırladım. 29 Haziran 2013’de bu projeleri kamuoyuna açıkladım. Bunlardan en önemlisi; trafiği 1,5 yıl içerisinde çözüyorum. Boğaz’dan Boğazmetro’yu başlatıyorum. Sarıyer’den Küçükçekmece’ye kadar olan bölümün tamamında açılır kapanır bir araçla, Boğaz’a trafiğin yüzde 40’ını taşıyorum. İkincisi, metroyu iki şekilde yapıyorum. Asya tarafında 3 tane çizgi düşünün, şehrin kuzeyi, doğusu ve batısı olarak 3 bölüme ayırıyorum. Aynı şekilde Avrupa Yakası’nda da bunu yapıyorum ve 14 tane çizgi ile bu işlemi bitiriyorum. 14 ayrı şirkete ihale ediyorum, şu andaki teknolojiye göre 1,5 yıl içinde bu tünelleri bitiriyorum. Tüneller bittikten sonra şirketlerin tamamını topluyorum, konsorsiyum yapıyorum ve tek bir işletme olarak devam ettiriyorum. Eğer biz İstanbul’da yönetime gelirsek şehrin her yerinde yiyecek ve içecek standart olacak. Öğrenci arkadaşlarımız yılda bir defa sadece İstanbul kartlarını alacak.”

Gök, mevcut yönetimin hatalarını da şöyle sıralıyor: “Mevcut yönetim Marmaray projesini yaptı. Asrın projesi çok güzel bir proje fakat gidip Üsküdar’da bakın. Bütün insanlar Marmaray’da dışarı çıktığından insanlar Çin ordusu gibi sağa sola dağılıyor. Ne alt geçit yaptılar ne de yaya geçidi yaptılar orada. Bu insanlar 20 yıldır İstanbul’u yönetiyorlar. Bence kent kültürünü tanımıyorlar, insanları tanımıyorlar. Park ve bahçe yapmakla İstanbul yönetilmez. Bakın hala Taksim projesi bitirilmiş değil. 14 milyon 500 bin insanın yaşadığı bir yerde hayatlarında bunlar eğer bir metropol görmüşlerse o proje orada yapılmaz. Bir kere doğallığı bozdular. Ağaçları söküp götürdüler. Beton yığını gibi bir otobana benzettiler orayı.”

Bağımsız adayların seçimi kazanma şansının olmadığını itiraf eden Gök, bu durumun sebebini de “Seçim sistemi kesinlikle yanlı. Bu seçim siteminde Türkiye hiçbir noktaya gidemez. Yeni bir siyasetin yaratılması söz konusu değildir bu sistemde. Partiler milyonlarca yardım alıyor ama bağımsız olarak gelenlere bu verilmiyor.” şeklinde açıklıyor.

‘İSTANBUL’U 50 YIL GERİYE GÖTÜRECEĞİM’

Bir sivil toplum kuruluşunda stüdyo görevlisi olarak çalışan Şafak Tanrıverdi, en genç aday. Tanrıverdi 30 yaşında ve İstanbul’u yönetmeye talip. En ilginç vaat de kendisine ait. İstanbul’u 50 yıl geriye götürerek yönetmeyi düşünen Tanrıverdi, düşüncesini, “Hedef 1963” şeklinde açıklıyor. Adaylık için gerekli olan 738 lira 48 kuruşu arkadaşlar arasında topladıklarını söyleyen Tanrıverdi, “Adaylığımı gayrı resmi açıkladığımda kimse buna inanmadı. Dalga geçtiğimi düşündüler. Gerçek adaylığım olunca onlar da şaşırdı ve 738 lira 48 kuruşu arkadaşlar arasında topladık. ‘Yurtdışındayız, para gönderelim destek olalım’ diyenler oldu. Biz bunu da kabul etmedik çünkü alternatif olma iddiasındaydık.” diyor.

“Ben 4 kısa vaatle ortaya çıktım.” diyen Tanrıverdi, düşüncelerini de şöyle açıklıyor: “ Bunlardan biri İstanbul’u 50 yıl geriye götürme fikri. Hedef 1963 diyerek, büyük şehri eleştiriyorum, butik şehri öneriyorum. Merkezi politikalar hep yukarıdan belirleniyor ve şehir artık yaşayamaz, nefes alamaz hale geliyor. O kadar insanı bir araya toplarsanız bunlar sorun yaratacaktır. Onun için 50 yıl geriye hedefliyorum. Ulaşım, 50 yaş üzerindekilere, öğrencilere ücretsiz olsun. Normal vatandaşlara 50 kuruş olsun. Zaman zaman bedava da yapabiliriz çünkü bunun kaynakları var aslında. Şehre yalancı çimler ekiliyor ve 3 hafta sürmüyor.

Birinci hedefim, 1 Nisan günü belediye binasını yıkarak işe başlayacağız. Berlin Duvarı kaç sene önce yıkıldı ve hala gittiğinizde 10-15 Euro’ya onlar satılıyor. Biz İstanbul’un belediye binasının taşlarını da minik minik satabiliriz. Aslında bu makamı yıkmak. Çünkü o makama bir defa oturdukları zaman bir daha oradan kalkmıyorlar. Hep halktan kendilerini yukarda görüyorlar. Ben onlarla eşitim. 1963 hedefi derken, bakın o zaman birinci köprü de yok. Şu an üçüncü köprüyü de yapmak istiyorlar. Ve bu nefes aldığımız ormanın içinden geçiyor. Bırakın üçüncü köprüyü yapmayı, 2’yi ve 1’i bile yıkabiliriz. Bu şehir yaşanabilir olması için içinden geçen transit yolların da olması gerekmiyor. Neden limanlar şehrin içinde anlam veremiyorum. Sanayi üretimi var mı şehrin içinde?”

‘HAVADAN GÖZLEMLİYORUM; YEŞİL ALANLAR TÜKETİLİYOR’

Bağımsız adaylardan Kaptan Pilot Erdal Karasu da İstanbul’un Türkiye’yi temsil eden bir şehir olduğuna dikkat çekerek, sorunların insanları bezdirecek duruma geldiğine vurgu yapıyor. Seçimi kazanmasının imkansız olduğunu söyleyen Karasu, aday olma sebebini şu sözlerle açıklıyor: “Kazanmamın olanaksız olduğunu biliyorum ancak İstanbul ile ilgili düşüncelerimi daha belirgin bir şekilde ortaya koyma fırsatı bulabilirim diye düşündüm.”

Pilot olduğunu ve çok sayıda ülke gezdiğini belirten Karasu, düşüncelerini şöyle ifade ediyor: “İstanbul, Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi özde geri kalmış bir şehir. Mesleğim gereği dünyada birçok şehri görme fırsatı buldum. Ne yaparsanız yapın insan odaklı yapmanız gerekiyor. Trafik sorunu olabilir yeşil alan sorunu olabilir bunların hepsi insan odaklı ve sistematik bir şekilde çözülmesi gerekir. Ve şeffaf belediyecilik ortaya koymanız gerekiyor. 7 senede 10 senede 85 km metro yaptıklarını söylediler Bugün baktığımızda Amsterdam’da, Almanya’da, İngiltere’de metro olayı 1950’lerde 1960’larda çözülmüş. 17 milyonluk bir şehirde 85 kilometre metro yaptık diye övünmek insanlara kesinlik bir hakarettir. ele alınması gereken konulardan bir tanesi kesinlikle yeşil alanların korunması olmalı. Havadan gözlemlediğim kadarıyla hızlı bir şekilde yeşil alanlar tüketiliyor. İmara ve maden aramalarına yönelik çalışmalar kapsamında. Bu hepimizin sonu, çocuklarımızın sonu. Bir kere yeşil alanları kesinlikle korumamız gerekiyor. İstanbul’un trafik sonunu ancak ve ancak metro sorunun hızlı bir şekilde gece gündüz demeden kilometrenin artırılması gerekmekte. İstanbul’un trafiği ancak bu şeklide çözülebilir.”

CİHAN

Yorumlar